![]() |
| | #1 |
![]() Sean: Kural kimdir? SöyleFm de yankılanan sesin sahibi olarak seni biraz tanıyabilir miyiz? Kural: Aslında Kural bir kişiden çok, bir duruşu yansıtsın diye seçtiğim bir nickti. İlk başlarda bu mecralara geldiğimde, herkesin yaşadığı gibi ben de birkaç tartışmaya dahil oldum. Bir arkadaşımı savunurken, kelimeler sertleşti, ortam gerginleşti ve sonuç olarak ben de kendimi bir beyaz ekranla karşı karşıya buldum; yani banlandım. :)) O olay, kendime bazı kurallar koymama sebep oldu ve bu nick o zamanlar doğdu. Kural, aslında "etliye sütlüye karışmayan" biri olacaktı, ama bunu ne kadar başarabildim tartışılır tabii. :)) Sean : Hepimizin beyaz ekran hikayesi vardır,senin ki baya anlamlı olmuş Kural gibi bir duruşu da yanında getirmiş :)) tabi banlanmak hiç hoş bir deneyim olmasa da, seni şu anki duruşuna yönlendiren bir başlangıç olmuş aslında. Bu “Kural” kimliğini yaratırken, o zamanlarda kendine koyduğun kurallardan bugüne taşıdıkların neler? Hala o ‘etliye sütlüye karışmama’ düşüncesinde misin? Kural: Nick olarak seçilen ama bir duruşu sergilemek maksatlı kendime almış olduğum bu rumuzun aldığım günden bu güne bana taşıdığı hususlar beni tanıyan insanlar diyor ki Kural bir ortamda tat kaçıran can sıkan huzursuz eden rahatsızlık veren birisi değil. Ona bir konuda bir şey söylersem o konu dillenip budaklanmaz Kural tarafından. Onunla tartışma yaşasa dahi herhangi bir şekilde ardından konuşmaz. Bu düşünceleri esasında kendi kişiliğim insanlara söyletiyor. Ne demiştim nick olarak Kural rumuzunu aldıktan sonra esasen “ Etliye ve sütlüye karışmayacağım” bunu kısa bir süre başardım sanırım şuan bir şekilde bir sevdiğim insan tartışma içerisindeyse ya ara bulmaya yada cidden haksız olanı paralamaya çalışıyor olarak kendimi buluyorum. Sanırım karışmama konusunda pek başarılı değilim. Sean: Yayıncılığa nasıl başladın peki? Hayat seni bu mikrofonun başına nasıl getirdi? Kural: O olaylardan sonra biraz daha sakin tavırlarla devam ettim sohbetlere. Derken, bir gün radyo odasıyla tanıştım. Yayın yapan kişileri izlemek hoşuma gitmeye başladı. Onların programlarına eşlik eden insanlar, o 2 saatlik yayınların nasıl geçtiğini fark etmiyorlar bile, o kadar keyifliydi izlemek. Sonunda arkadaşlarımdan birinin yayınına konuk oldum. İlk yayın konukluğumdu ama inanır mısın, kimin yayınıydı hatırlamıyorum bile . O zamanlar bana toz pembe geliyordu her şey. Dinleyiciler arasında ben de vardım, ve o an insanların yayındaki kişiyi nasıl dinlediğini fark ettim. Yayıncılık bana bu noktada çekici gelmeye başladı. Sean : Radyoculuğun atmosferine kapılmak gerçekten çok çekici olabiliyor. İlk yayınını unutmuş olman ilginç ama o heyecanı hissetmen buralara olan ilgini artırmış gibi görünüyor. Peki, ilk yayında mikrofonun başında otururken kendini nasıl hissetmiştin? O an “Bu iş tam bana göre” diye düşündün mü? Kural: İlk mikrofon macerası olağan üstüydü tabi ki. Belirttiğim üzere ilk olarak konuk olarak bir yayına katılım sağladım. Ettiğim sohbetlerden ve insanlarla olan ikili ilişki ve diyaloglarımdan kaynaklı diye düşünüyorum yayına katılmamı ve bu sohbeti oraya taşımamı tavsiye etmeleri üzerine gerçekleşti. Bu maceranın başlangıcı. Sonrasında ilk olarak kendi yayınımı yapma fikri yine arkadaşlarımın bu konuda başarılı olacağımı söylemeleri üzerine oldu. Konuşurken ve hitaben Real hayatımda nasıl isem ilk yayınımda o şekilde geçti ve şunu söyleyebilirim. Bir sürü çok keyifli ve başarılı bulduğum yayınların arasında kendi yayınımımda görüyorum açıkçası. Bu iş bana göre dedim mi tam olarak keyfi aldığım ve sevdiğim bir hobiye hayat veriyorum diyebilirim sevgili dostum... Sean Yayın yapmaya başladığında nasıl tepkiler aldın? Kural: Sesimden ve üslubumdan olsa gerek, insanlar beni mikrofon başında da sevdiler. Yazılı sohbetlerde beğendikleri o kişiyi sesli olarak da dinlemek hoşlarına gitmiş olacak ki, yayına eşlik edenlerin sayısı arttı. Hatta hiç konuşmayan kişiler bile konuşmaya başladı. İçlerinden biri, "Kesinlikle şiir okumalısın," dedi ve bir şairden bir dörtlük istedi. O an benim için bir dönüm noktasıydı diyebilirim. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sean : Sesin ve üslubunla insanları etkilediğin çok belli, çünkü insanlar yazıdaki sıcaklığını sesinde de bulmuşlar. Şiir okumanı istemeleri de oldukça anlamlı, sesli yayıncılığın bir miladı olmuş diyorsun. O ilk şiir okuma deneyimin nasıl geçti? Kural: ilk okuduğum şiirde konuktum bir yandan yayıncı arkadasın soruları diğer yandan pc kullanıcısı olduğum için ekranı da takip edebiliyordum değerli dinleyenlerin soruları yeterince keyifli iken O malum kişinin isteği üzerine okuduğum 4 lük keyifli bir sohbetin arasına duygu sığdırmak zordu elbet ben keyif almıştım lakin o an karşıdakilere de güzel şeyler geçmiş olsaki devamı istendi.. Sean SöyleFM’de nasıl bir yolculuğa çıktın? Biraz o ilk karşılaşmayı anlatır mısın? Kural: SöyleFM'e gelişim tam bir tesadüftü aslında. İrcrehberin’de gezerken gördüm. Eskilerden tanıdığım bir arkadaşımın orada yayın aldığını gördüm. Ona istinaden mekana uğradım arkadasıma bir laf attım ve sonraki sohbetteki gelişmeler beni orada kalmaya ikna etti. Sean eski dostu bulunca mekân da mekân oldu, :)) Yayın yapmadan önce dinleyici olarak mı takılıyordun, yoksa planlar baştan mı belliydi? Kural: Dinleyici olarak gittiğim her mekanda bir süre takılmışımdır. İyi bir dinleyici olduğumu söylemişiydim )) bence bana göre uzun süredir buralardayım ve nick olarak çoğu kişi kişilik olarak benim izin verdiğim kişiler tarafından tanınıyorum. Nick olarak yayın yaptığımı bilen kişiler illaki yayın almam hususunda zaten girişimde bulunuyorlar sağ olsunlar. Onlara cidden değer veriyorum. Beğenerek yapmış oldukları eşlikler sayesinde güzel zamanlar geçiriyoruz. Plan kelimesine gelince düzeni kurulu olan bu mekanlarda işler tıkır tıkır işliyor zaten dostum.. ))) yayıncı yayında dinleyici radyo kanalında her zaman yerini buluyor )) Sean : Haklısın dostum radyoda her zaman yer var :)) Yayınlarında şiirlerin ve şarkıların senin için özel bir yeri var. Sadece seslendirilen eserler mi, yoksa daha derin anlamlar mı taşıyor? Kural: Şiirlerde benim için önemli olan seslendirmekten çok hissettirebilmek. Dinleyici o hissiyatı alıyorsa, gerisi detaydır. Herkesi mutlu edemeyiz ama yanımızdakiler mutluysa, işte o zaman keyifli oluyor. Sean: Bak bu hissettirip hissettirme meselesi ilginç. Yani olay sadece ses değil diyorsun. :)) Demek şiirde hem ruh var hem de biraz “psikolojik bir dokunuş”! O zaman en beğenilen şiirler, ruhun en çok kaynadığı zamanlarda mı çıkıyor? Kural: şiir nedir nasıl seslendirilir temalı bir konuşma yapmamı isteseler şunları söylerdim diye başlayayım sen hazır sormuşken bulunduğumuz mekanların radyolarında şarkılara eşlik edip sözlerini yazanlar kadar şiirle de eşlik edenler var kesin görmüşsündür.. orada benim dikkatimi çeken bir husus var belki şuan okurken fark edersin evet ya dersin belki de zaten sende farkındasındır sevgili dostum . Şiire eşlik eden kişi onda dörtlük içinden kendine en çok gecen cümleyi yazar ekrana .... derki bu şiirin bana dokunan yeri burası. Benim seslendirdiğim şiirlerde şiirin tamamı içindeki her bir cümle bana geçiyor. Ben onu seslendirmeden önce defalarca okuyorum kayıt altına alırken tonlama ve vurgu yapacağım yerlere özeniyorum. İlk önce kendim dinleyip beğenirsem yayınlarıma eşlik edecek olan kişilere sunuyorum. Ruhumuza ve zihnimize dokunmayan şiirler yok mu var küçük bir internet gezisi yapıp milyonlarca şiir buluruz. Kaç tanesini beğeniriz. Bizi yakalayan sözler bütünlüğü her şiirde yok maalesef. Seçici olmaya özen gösteriyorum ki hem gönüllere hem yüreklere güzel dokunuşlar yapabileyim.. Sean: Haklısın dostum bende ay da yıl da bir okurum amatör okuyucu olarak hissetmediğimi asla okumuyorum, dinlemiyorum da :)) Şiirlerde kelime bütünlüğüne çok önem veriyorum demişsin. Peki, ya şarkılar? Yayınlarken nasıl bir yaklaşımın var? Kural: Şarkılar da kişisel bir tercih meselesi. Her teli çalmam; kendi tarzım var, o çizgiden çıkmamaya çalışıyorum. Müziğin insana o anlık kafa yapısına göre şekillendiğine inanıyorum.) Şarkı ve şiir seçimlerinde dikkat ettiğim en önemli şeylerden biri, anlamlı sözler içermesi ve bir mesaj taşımasıdır. Seçtiğim şarkılar, birbirini tamamlamalı, hem ses tonajı hem ritimsel olarak bir uyum içinde olmalı. Bir yayında, bir parçayı dinledikten sonra gelen şarkının öncekinden aşağı kalmaması benim için önemli. Aynı şey, kendi dinlediğim müzikler için de geçerli. Eğer bir parçayı beğenmezsem, yayında "içimden geldi" diye dinletemem. Her zaman içime sinen, bir uyum taşıyan şarkılar çalıyorum. Sean: Yani, sen de her telden çalmıyorsun anladım dostum Denge, düzen ve uyum... hepsi bir bütün ama hayat bazen o dengeyi bulmayı zorlaştırıyor. Ben de kendi çizgilerimle uğraşıyorum, bazen o sınırları aşmak istiyorum. Şimdi sen bu kurallara sahip çıkarken, sence bu Kural ne kadar süre böyle devam eder? Zamanla değişir mi, yoksa bu duruş kalıcı mı? Geçmişteki deneyimlerin gelecekteki Kural’ı nasıl etkiliyor? [B]Kural [/B: ]dediğin gibi, bazen ruh halim değişken olabiliyor, herkesin yaşadığı iniş çıkışlar gibi. Ama kendimce belirlediğim bazı kurallarım var ve bu kurallar, geçmişte yaptığım hatalardan çıkardığım derslerle şekillendi. Aynı hataları tekrar yaşamak istemem, çünkü bu beni fazlasıyla yıpratır. Eğer yarını düşünmesem, kesinlikle kendime bu kısıtlamaları koymazdım. Zaman beni bu hale getirdi ve daha fazla değişeceğimi pek sanmıyorum. Ancak, zamanın ne getireceğini de kestiremiyorum. Geçmişteki deneyimlerim bugünkü Kural’a güzel bir yol çizdi, ama gelecekteki Kural için kesin bir şey söylemek şimdiden zor. Sean : Yayında dinleyicilerle arandaki bağ nasıl oluştu peki? Bir şiir okurken insanlar seninle nasıl bir ilişki kuruyorlar? Kural: Dinleyici memnunsa, işte o zaman keyifli. Herkese hitap edemeyiz ama hissettirdiğim o duygular beğeniliyorsa, işin pastası üzerindeki çilek oluyor! Tadından yenmez. Şiir okurken insanlar seninle nasıl ilişki kuruyor lar sorusuna istinaden bazı arkadaslarımız şiirlerini kayıt altına alırken daha profesyonel uygulamalar kullanıyorlar. Orjinal sesini değiştirenlere sahid oldum tercih meselesidir bişey diyemem tabiki. Benim kayıtlarımda sese ek sadece fon müziği var. bazen şiir bitene kadar canlı okuyorum sanıp yorum için bekleyenler oluyor bazende aynı zamanda radio genelinde sohbet ettiğimi görenler kayıt calarken şaşırıp özelde sorular soranlar oluyor cidden cok kaliteli yorumlar alıyorum icten samimi ve hoşnut edici bunlar cok keyf verici sevgili dostum.. Sean : Beğeni gelince, bir anda şiirler de tatlanıyor :) Dinleyiciyle kurduğun bu bağı, sence en çok hangi şiirlerde ya da şarkılarda yakalıyorsun? Hangi duygular daha çok karşılık buluyor? Kural: Beğeni olunca tat olmaz mı illaki oluyor benim için seslendirdiğim her şiirin bir anlamı var kendi içinde bir hikayesi var. Fakat iki şiir varki diğerlerinden bikac tık ötede bunlardan birisi cok sevdiğim bir arkadasımın önerisi diğeri benim için cok kıymetli birisine seslendirdiğim bir şiir. Dinleyici ile olan bağ meselesi şiir sonu secilen ona en uygun şarkı ile devam etmek bence şiirle yükselen keyf ardından secelen şarkının kalitesi ile percinleşiyor diye düsünüyorum. Buda dinleycinin aldığı keyfi artırıyor bence.. İnsanları cidden kısa sürede dahi olsa “hayat bi an güzelleşti “ sözüne yakın bir hisse katmak bu duygular içine sokmak baya güzel bir his.. Sean Senin için müzik ve sohbetin hayatındaki yeri nedir? İnsanlarla paylaşarak aldığın keyfi nasıl tanımlarsın? Kural : Müzik, hayatımda ciddi bir yer kaplıyor, hatta sohbetlerimin ana konularından biri. Bazen sadece eğlenmek için üzerinde geyik yaparken bazen de hayatımıza dokunmasına izin verdiğimiz o anlarda, müziğin anlamı bambaşka bir hal alıyor. Hayatımda iz bırakan birçok şarkı var, ama içlerinden bazıları var ki... Onların yeri bambaşka. Kendi içimde saklayıp dinlemek bir keyif, ama o şarkıları beni dinleyenlerle paylaşmak çok daha farklı bir haz veriyor. Sabah işe giderken radyomda çalan ve çok beğendiğim bir parçayı dinlediğimde, “Kesin arkadaşlar da bunu duymalı,” deyip hemen kaydediyorum mesela. :) Yayında dinleyicilerin şarkıyı beğenip araştırmalarını görmek ise apayrı bir keyif. Sonra bir bakıyorsun o şarkılar onların yayınlarında da çalıyor. Bu anların tadı gerçekten tarif edilemez. Tabii ki iddialı bir sözüm de var, eski yayınlarımda çok sık kullanırdım: “En güzellerini ben çalıyorum, diğerleri benden çalıyor!” Şimdi pek fazla söylemesem de, arada gözüme batan olursa kullanıyorum. : ))) Sevgili dostum; Buralarda müziksiz zaman geçmez, çekilmez bile! Sean :Yayıncılık konusundaki tutkun gerçekten etkileyici. Peki, biraz da forumlara değinmek istiyorum. Mesela, IRCRehberi gibi forum siteleri sence insanları bir araya getirme konusunda ne kadar etkili? Yayıncılık haricinde burada yapılan paylaşımlar ya da tartışmalar hakkında ne düşünüyorsun? Kural : Bu soruna cevaben sevgili dostum kendi adıma Real mesleğim gereği sürekli bilişim sistemlerinin içindeyim 90'lar da ülkemize yayılan internet ağından tut bu zamana kadar sürekli bir takım internet ortamlarında bulundum yer yer.. bunların içinde bilişim bilgi paylaşımları forumları çoğunlukta oldu daha daha sonraları sohbet odalarına geçiş süreci meydana geldi. bu sohbet odalarında ilk zamanlarda hiç böyle yayıncı ve diğer türde paylaşımlar olduğunu bilmiyordum ilgimi de çekmiyordu açıkçası. İRCRehberine gelecek olursam radyo ile olan ilişkim beni buralara yönlendirdi diyebilirim. Yayın alan arkadaşlarım anonslarında şu forumdan tebriklere tşk ederim bu forumdan gelenlere teşekkür ederim falan gibi söyleşilerini duyunca oralarında bu sohbetlere bir yerde dokunduğunu görmüş oldum. ortama girdiğimde ise sadece yayıncı paylaşımı değil eğlenceli bir paylaşım merkezi olduğunu anketler yapıldığını da yaptığım incelemelerde gördüm.. Açıkçası yapılan paylaşımların hepsi ilgimi çekmese de kendi arayışlarım dahilinde erişimimi kolaylaştırdığını söyleyebilirim :) eskiden de şuanda da bu tarz ortamlar hep vardı ve buralar için söylebileceğin en güzel söz sanırım " Bilgi paylaşıldıkça güzel ve paylaşıldıkça kıymetli" olur. :))) Sean:Gerçekten de, bilgi paylaşıldıkça anlam kazanıyor. Özellikle teknoloji ve bilişim alanındaki tecrübelerin, hem yayıncılık dünyasına hem de forum kültürüne dair çok değerli bir bakış açısı sunuyor. Senin gibi deneyimli birinin, bu platformları keşfetme sürecini dinlemek oldukça keyifliydi. Belli ki radyo yayıncılığı ve bu forumlar arasında kurduğun bağ, birçok insanın bir araya gelmesine vesile olmuş. "Yayıncılıktan, forumlardan bahsettik. Peki, senin için bu süreçte en unutulmaz an hangisi oldu? Ya da seni en çok etkileyen olay nedir?" Kural : Ben gerçekten çok güzel anlar olarak birçok an yaşadım hepsinde hatırlıyorum unuttuklarımda var elbet.. Bu soruya vereceğim bir cevap diğer güzelliklere haksızlık olur deyip pas geçiyorum.. Beni en çok etkileyen olay kısmı ise cidden yasamaktan pişmanlıklar duyduğum şeyler oldu. Bazıları beni hem huzursuzluk verdi hem acayip şekilde rahatsızlık verdi. O dönemlerden etkilendim diyebilirim. Hey şeyden biraz biraz bahsettik sevgili dostum bilmiyorum hepsine adrese teslim cevaplar oldu mu yoksa içimden gelen anlatmak istediklerim mi olmuş oldu :) fakat yazdıklarımın hepsi samimiyet içermektedir vakit ayırdığın ve bu platformda yapmış olduğun bu güzel etkinliğine beni de dahil ettiğin için öncelikle sana çok teşekkür ederim. Bizlere bu ortamları sunan sunucu kurucularında ayrıca teşekkür ederim. Sean: Sevgili dostlar, paylaştığı anılar ve düşünceler, hayatın ne kadar zengin ve karmaşık olduğunu bir kez daha gösterdi o yüzden Kural'a bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyorum. Okuyan herkese de teşekkürler; umarım bu sohbet, sizler içinde güzel olmuştur. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...] 👍 20
________________ Üslup muhattaba göre şekil alır . | |
| |
| Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
| |