Müslümanlık, sadace namaz kılmak oruç tutmak değildir. Sen benim kalbime bak. Kalbim temiz içimde hiçbir kötülük yok, çevreme iyi davranıyorum, bol bol hayır hasenat yapıyorum, diyenlere rastlarsınız.

Laf piyasasında dolaşan bu sözlerin hakikatla alakası olmadığı gibi bu sözleri söyleyenlerin de hiçbir ilmi dayanakları mantıkı delilleri yoktur. İsterseniz tahlil edelim, görelim.

Müslümanlık elbette sadece oruç tutmak, namaz kılmak değildir. İslamiyet geçmiş ve geleceği kucaklayan, dünya ve ahiret hayatını tanzim eden yüce bir dindir.Allah'ın kanunudur. Müslümanlıkta sahış hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku, miraz hukuku, usul hukuku, ceza hukuku, devlet teşkilatına ait hukuk ve devletler hukuku vardır. Bunlara ek olarak bir de dünyada eşi ve benzeri üstün ahlak sistemi mevcuttur.

Biz müslümanlar, İslam ahlakını yaşayamadığımız ve başkalarına örnek olamadığımız gibi malesef İslam Hukuku'nu nazari olarak dahi bilmiyoruz.

Bu bir tarafa. Gelelim herkesin çok rahat ve incinmeden yapabileceği. İslam'ın beş şartından olan namaz, oruç gibi ibadetlere Bunları da Sen benim namaz kılmadıgıma, oruç tutmadığıma bakma benim kalbim temiz. demekle geçiştiriyoruz.

Geriye kalıyor, ''Çevreye faydalı olmak, hayır hasenat.'' Ne garibdir ki müslüman olmayanlar da bunları bunu yapıyor. Onlardan da çevrelerine faydalı olanlar, hayır hasenat yapanlar çıkıyor. Bir müslüman olarak onlardan farkımız ne? Onlar da İslam Hukuku'nu bilmiyor ve İslam Ahlâkı'nı yaşamıyor biz de, Onlarda namaz kılmıyor Oruç tutmuyor biz de. Onlar da Allah'ın yasaklarını çiğniyor biz de. Peki öyleyse onlardan farkımız ne?

Bir insanın insan olması, müslüman olması için tek şart, iyiliksever, hayırsever olmak değil ki.

Bir insanın mümin olabilmesi için İman'ın altı şartı müslüman olabilmesi için de İslam'ın beş şartı lazım ve zaruridir. İyi olmak hayır yapmak Allah'ın emri, İslam Ahlakı'nın gereğidir ama önce Allah'a iman, ibadet ; sonra çevreye iyilik insanlığa hizmet. İşte dinimizin istediği budur.

Eğer imansız, namazsız, oruçsuz Cennet'e gidilseydi, eğer sadace hayırsever olmakla Cennet'e girilseydi ; önce Edison'un gitmesi gerekirdi. Adam elektriği buldu dünyayı aydınlattı. Bundan daha büyük iyilik, daha büyük hayır olur mu? Edison'un Allah'a imanı, ibadeti yoksa elektrik onu kurtarmayacaktır. Hatta şu camiyi yaptıran zat Allah etmesin dinden çıksa Allah'ı inkar etse, namazı oruçu terk etse, değil bu cami bunun gibi bin cami daha yaptırmış olsa zerre kadar fayda görmeyecek. Cehennemi boylayacaktır. Çünkü ''Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.'' Bu ikisinden mahrum olan neye sahib olursa olsun ne kadar hayır yaparsa yapsın faydası yoktur.

Dünya da yaptığımız hizmetlerin, hayır ve hasenatın, çoluk çocuğumuzun geçimini temin için gösterdiğimiz gayretlerin, ahirette faydasını görebilmemiz için Allah, kendisine iman ve ibadeti şart koşmuştur. Elektriği görmeden, cami yaptırmadan yalnız imanı ve ibadeti sayesinde Cennet'e giden çok ama imansız namazsız Cennet'e giden yok. Onun için '' Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı taktirde fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.'' diyen
Mevla'nın Dellalı da bunu söylemek istemiştir.

Arılardan, ineklerden, koyunlardan ve benzeri varlıklardan daha iyiliksever, kimi bulacaksınız? Arı kilometrelerce yol uçuyor çiçek çiçek dolaşıyor, bal yapıyor bize ikram ediyor. İnekler koyunlar dağı taşı dolaşıyor, ağızını yerlere sürterek otu dikeni yiyor, eti sütü bize takdim ediyorlar. Bundan daha büyük iyilik olur mu?