Arşiv Odası İRCRehberi.Net forum sitemiz üzerinde, güncelliğini yitirmiş ancak arşiv niteliği taşıyan konulara ve başlıklara Arşiv Odası'nda ulaşabilirsiniz. |
Kilitli
|
|
Seçenekler | Stil |
24 Mayıs 2020, 02:02 | #1 |
Asker Sendromu: Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Bireysel gelişim için belirli, tolere edilebilir bir stres seviyesi normaldir, hatta gereklidir. Bununla birlikte, bu stres üstesinden gelemeyeceğiniz kadar yüksek bir seviyeye ulaşırsa, asker sendromu olarak da bilinen travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) terimi, ilk olarak 1980’de literatürdeki yerini aldı. Bu dönemde Amerikan Psikiyatri Birliğinin tanı sınıflandırma kılavuzuna (DSM-III) ilk kez dahil edilen bu sendrom, bu noktaya kadar, “asker sendromu” olarak adlandırılan bu duruma ait tanım ve kategoriler dünya haritasının her yerinde görülüyordu. I.Dünya Savaşı sırasında, doktorlar, askerlerin yaşadıkları savaş stresiyle ilişkili hastalığa “efor sendromu” adını verdiler. II. Dünya Savaşında da buna “travmatik savaş nevrozu” demeye başladılar. Vietnam Savaşında bu terim “savaş stres reaksiyonundan” “yetişkinlik dönemi uyum bozukluklarına” ve “Vietnam sonrası sendromuna” dönüştü. Vietnam Savaşından sonra oluşan sosyal baskı, konunun uzmanlarını kavramı yeniden tanımlamaya zorladı. İşte bu zorlama sonrasında TSSB terimi ortaya çıktı. Uzmanlar bunu anksiyete bozuklukları grubundaki başlıca tanısal unsurlardan biri olarak tanımlamaya başladılar. Bu yazıda, TSSB’yi askeri bir çerçeveye yerleştirmek üzere, ondan asker sendromu olarak bahsedeceğiz. Asker sendromu veya TSSB olarak adlandırılan rahatsızlığın tanımı ve kökeni Her insan, bir şekilde, yaşamı boyunca stresli veya travmatik durumlar yaşar. Bu stresli koşullar belirli bir doğaya sahip olduklarında ve belli bir yoğunlukta olduklarında, kişinin zihinsel yapısında ani ve bütünsel bir dengesizliğe neden olabilirler. Aynı zamanda, bu durumlar, bireyin sahip olduğu uyum sağlama yeteneği ve savunma sistemi gibi özellikleri de bozguna uğratırlar. Başka bir deyişle, bu durum onları her açıdan bunaltır ve insanlar tepkilerini yeni durumlara uyarlayamazlar. Sonuç olarak, travmatik stres devreye girer. Asker sendromunun veya TSSB’nin nedenleri, zihinsel travmayı tetikleyen deneyimler veya çevresel durumlar. TSSB, bireyin zihinsel ve fiziksel bütünlüğünü ciddi şekilde tehdit eden travmatik stres faktörlerine maruz kalmanın bir sonucu olarak gelişir. Ayrıca, bireyin öznel korku algısı ve söz konusu durumla başa çıkamaması da önemli. Bir insanın TSSB geliştirip geliştirmediğini belirleyen bir takım farklı faktörler bulunuyor:
Belirtiler Anksiyete, depresyon, suçluluk ve sıkıntı en sık görülen TSSB semptomlarından bazıları. Asker sendromunun en karakteristik semptomları dört kategoriye ayrılabilir: Müdahaleci anılar: Geri dönüşler ve kabuslar Travmatik bir olayı tekrar tekrar yaşamak çok yaygın görülen bir durum. Duygusal ve fiziksel reaksiyonlar, her seferinde bu anının ilk kez gerçekleştiğindeki derecede gerçek olabilir. Herhangi bir günlük olay, özellikle bu travmatik olayla herhangi bir şekilde ilgiliyse, geri dönüşleri tetikleyebilir. Asker sendromu ve kaçınma Travmatik olayı sürekli olarak yeniden yaşamak çok dikkat dağıtıcı olabilir. TSSB’si olan kişiler, onlara neler olduğunu hatırlatan insanlardan ve yerlerden kaçınma eğilimindedir ve bu konuda konuşmaktan kaçınırlar. Bu kişiler için acı ile başa çıkmanın bir yolu, duyguları reddetmek ve acı çekmemek adına her şeyi engellemek. Aşırı uyarılmışlık ve asker sendromu TSSB/asker sendromu olan insanlarda aşırı uyarılmışlık durumu meydana gelir. Bu kişiler, her zaman savunmada kalırlar ve sürekli tehlikede olduklarını düşünürler. Bu durum, aşırı uyarılmışlık durumu olarak bilinir. Bilişsel, ruh hali ve davranış değişiklikleri TSSB’si olan insanlar genellikle etraflarındaki her şey ve kendileri hakkında çok olumsuz duygulara saip olurlar. Kendilerini suçlu hissederler ve olumlu duygulara sahip olamazlar. Saldırgan veya şiddet eğilimli olabilirler. Ayrıca, kolayca irrite olurlar ve genellikle tedbirsiz ve pervasızdırlar. Ordu mensuplarında TSSB Askeri personelin bazı özellikleri asker sendromu veya TSSB olarak bilinen rahatsızlıkla doğrudan ilişkili. Bu unsurlara sahip olmak, bir bireyin semptomlarını ayrıca yoğunlaştırır ve klinik müdahaleyi zorlaştırabilir. Askeri eğitim. Bu tür eğitim, bir TSSB hastası şiddet eğilimli birine dönüştüğünde çok tehlikeli olabilen aşırı tetikte olma durumuna girmeye zorlar. Otorite ile ilgili sorunlar. Bu, TSSB sahibi hastaların yetki veya yönetim değişikliklerini kabul etmelerini veya bu askerin “uygun” deneyime sahip olduğuna inanmadıkları birini kabul etmelerini de zorlaştırabilir.
Asker sendromu ve klinik müdahale TSSB’nin askeri personel bağlamındaki tedavisi, travmatik olaydan hemen sonra başladığında en etkili tedavi olacaktır. Bu, ortaya çıkabilecek sıkıntı ve komplikasyonları azaltmaya yardımcı da olur. Bu konuda yaygın olarak kullanılan bir teknik, bir grup tarafından paylaşılan travmatik olayları bir araya getirmelerine ve olan bitenin farkında olmalarına yardımcı olan “bilgi paylaşımı” olarak bilinir. Bir başka önemli araç da belirtileri öngörmeye yardımcı olan psikoterapi şeklinde eğitim. Eğitim psikoterapisi, askerleri savaşta görebileceklerine hazırlamak için çok olumlu bir araçtır. Son olarak, psikoterapi ile ilgili en önemli şey, bu terapinin her bireyin koşullarına uyum sağlaması. Psikoterapi, bir grup olarak veya bireysel bir ortamda yapılabilir, ancak, tedavinin uygulandığı grup homojen ise oldukça etkili. Alinti
________________
Hope. . . ✨
|
|
|
Kilitli
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|