![]() |
| | #1 |
| 27 yıldır yürek yakan acı: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...] Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde, terör örgütü PKK'nın en büyük sivil katliamlarından olan Başbağlar köyündeki Başbağlar Katliamı'nda eşi, eniştesi ve yakınlarını kaybeden 57 yaşındaki Hafize Türkücü, olayı gözyaşları içinde anlattı. Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde, 27 yıl önce 33 sivilin teröristlerce katledildiği ve terör örgütü PKK'nın en büyük sivil katliamlarından olan Başbağlar köyündeki Başbağlar Katliamı'nın acısı, aradan geçen yıllara rağmen dinmiyor. Kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyüne 5 Temmuz 1993 akşamı gelen PKK'lı teröristler, kadınları derede topladıktan sonra evleri yağmalayıp para, altın ve değerli eşyaları alarak tüm evleri ateşe verdi. Yapılan zulme karşı çıkan 5 kişiyi de yakılan evlerde ateşe vererek öldüren teröristler daha sonra akşam namazını kılıp camiden çıkan 28 erkeği köy meydanında topladı. Bir süre örgüt propagandası yapan teröristler daha sonra bu kişileri de kurşuna dizdi. Olaydan sonra bölgede yapılan incelemede, yüzlerce boş kovan bulundu. Katliamın acısının aradan geçen süreye rağmen ilk günkü gibi taze olduğu köyde yaşayan vatandaşlar, çeyrek asır önce yaşadıkları ve halen dinmeyen acılarını hafızalarından silemiyor. Köyde, şehit edilenler her yıl olayın yaşandığı tarihte törenle anılıyor. Özellikle yaz aylarında köylerine gelen vatandaşlar, Başpınar köyündeki şehitlik ve köydeki şehitlik anıtında dua ediyor. Katliamı yaşayan yaralı olarak kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, katliamın üzerinden 27 yıl geçtiğini davanın kanuni olarak sonuçlandığını ama insanlık vicdanı ve kamuoyunun vicdanında sonuçlanmadığını belirterek "Çünkü adalet yerine gelmedi ki. Bizim amacımız o tetiği çeken el değil, Başbağlar'ı, Sivas'ı ve benzeri olan yerlerde gizli el kimse onun adalet önünde hesap vermesini istiyoruz." dedi. "Üzerimize kurşun yağdırdılar" 5 Temmuz 1993 akşam namazı sırasında teröristlerin köye gelerek 28 kişinin camiden çıkarılarak köy meydanında toplandığını anlatan Akarpınar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplantı yapacaklarını söyleyip propaganda yapıp şu an şehitlik anıtı olan bölgeye götürdüler. Ovacık istikametinden gelen teröristlerin tahminen 60-100 kişi olduğunu daha sonra öğrendik. Bizi alana toplarken bir kısmı kadınları farklı bir alanda toplamış, bundan bilgimiz yok. Aradan yarım saat belki biraz daha fazla bir zaman geçti. Köyden birkaç el silah sesi geldi. Ondan sonra üzerimize kurşun yağdırdılar. Kurşun yağdırırken sloganlar atıyorlardı. Tabii biz de yaralandık, sabaha kadar orada kaldık. Orada bir sürü vatandaşımız komşumuz akrabamız, katledilmişti. Emniyet güçlerinin ifadesiyle yüzlerce mermi kovanı toplanmış oradan. Başbağlar köyü birilerinin adına kurban kesildi ve bu kurbanın sonucunda 33 canımızı kaybettik. Evler büyük ve küçükbaş hayvanlar, altyapısı tarihi bunun yanında cami, okul köy odaları ve tarihi ile yok edilmeye çalışıldı." "Başbağlar bir katliam değil bir soykırım" Başbağlar'da adeta soykırım yaşandığını aktaran Akarpınar, "Başbağlar bir katliam değil bir soykırım. Çünkü burada 33 vatandaşın içinde 13 yaşında bir çocuk annesi ve 3 vatandaşımız evlerinde diri diri yakılmak suretiyle diğer 28 köylümüz kurşunlanmak suretiyle katledildi." dedi. Şehit yakını Şerif Gül de Başbağlar Katliamı'nın sıradan bir terör olayı olmadığını, planlı programlı yapılan katliam olduğunu savunarak şöyle konuştu: "Başbağlar Katliamı şahsımıza yapılmış bir şey değil, Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunların bir parçasıdır. Biz Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunların farkına vardık ve onların oynadıkları oyunları bozduk ve onların tuzağına düşmedik. Kardeşin kardeşe kırdırılmasına müsaade etmedik. Vatanımıza bayrağımıza sahip çıktık." Vahşeti gözyaşları içinde anlattı Katliamda eşi, eniştesi ve yakınlarını kaybeden 57 yaşındaki Hafize Türkücü, katliamı gözyaşları içinde anlattı. Türkücü, olay günü eşinin camiye gittiğini, çocuklarından birinin eve gelerek teröristlerin köyü bastığını söyledikten sonra evin içine sığındıklarını ifade ederek şunları söyledi: ![]() "Teröristler köye gelince eve girip kapıyı kilitledik. Kapı çalınınca çocuklara kapının kilitli olduğunu, evde kimsenin olmadığını söylemelerini istedim. 2 erkek bir kadın terörist kapıyı kırarak içeri girdi. 5 çocukla çorapsız, ayakkabısız dışarı çıkardılar. Bizi dereye götürdüler, giderken etraftaki teröristler 50 kişiden fazlaydı. Bizi derenin içinden geri gelmeye bırakmadılar. Evlerimiz yandı, 5 çocukla ortada kaldım. Sonradan her şeyimiz oldu ama acımız içimizde. Allah Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan razı olsun, bizi şehit ailesi statüsüne aldı, kimseye muhtaç değiliz. Çocuklarım da ben de çok çektim." 👍 2 Konu Sterben tarafından (05 Temmuz 2020 Saat 12:35 ) değiştirilmiştir.. | |
| |
| | #2 |
| Başbağlar Katliamı 5 Temmuz 1993 tarihinde, faşist kürt terör örgütü PKK’nın Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 kişiyi katlettiği ve köyü ateşe verdiği katliamdır. 28 kişiyi köy meydanında toplayarak kurşuna dizen ve 5 kişiyi ateşe verdiği evlerde diri diri yakan PKK’lı katiller, insanları katlettikten sonra “Sivas’ın intikamı alındı” şeklinde bir bildiri bıraktılar. Geride 33 ölü, 30 dul kadın, 100’e yakın yetim çocuk ve yakılan evlerin enkazı kaldı. OLAYIN GERÇEK YÜZÜ Başbağlar katliamını, üç gün önce Sivas’ta şeriat yanlısı yobazların gerçekleştirdiği Madımak Oteli katliamına misilleme olarak yaptıklarını söyleyen Pkk bildiride şunu söylüyordu: Madımak Oteli’nde öldürülenler Alevi kürtlerdi ve buna karşılık Başbağlar’da Sünni Türkler öldürülüyordu. Planlı olarak gerçekleştirilen katliamda hedef açıktı; Erzincan ve Sivas’ta bir Alevi-Sünni çatışması başlatmak ve bunu Türkiye aleyhine yayıp bölgede kendilerine alan açarak taban genişletmek. Fakat Alevilerin desteğini arkasına almayı hedefleyen PKK’nın bu isteği sonuç vermedi. Yöredeki halktan tepki alınca ve insanları birbirine kırdıramayacağını fark edince, bildiriyle üstlendikleri katliamı önce “devlet yaptı” dediler. Ardından Abdullah Öcalan ters tepen her katliam sonrasında olduğu gibi “benim bilgim dışında yapıldı” dedi ve katliamı Dr. Baran isimli PKK sorumlusuna yıktı. BİR PKK’LININ AĞZINDAN: “KATLİAM ÜSTLENİLMİŞTİ” Serxwebun’un 95-97 senesi özel sayısına ait Şehitler Albümü isimli yayınında, bir terör örgütü sorumlusunun, PKK yöneticisi olan Kazım kod adlı Ercan Sönmez’in kendi örgütü tarafından öldürülmesi sonrasında Kazım’ın annesine yazdığı mektubu görüyoruz. Şu cümleleri kullanıyor: “O olaydan dolayı partinin kimseyi ciddi şekilde suçlaması söz konusu değil. Hatta olay üstlenilmişti. KATLİAMIN TANIĞI ANLATIYOR: “BENİ ÖLDÜ SANDILAR, BIRAKTILAR” Olay sırasında kurşunlanan ve öldü diye bırakılan Muhtar Ali Akarpınar, Türkiye Gazetesi’nden İrfan Özfatura’ya o gün yaşadıklarını şöyle anlatmıştır: “Böylesi bir temmuz günüydü. Başbağlar sabah mutlu uyanmıştı. Gurbetteki hemşerilerimiz gelmişlerdi, kucaklaşmışlardı. Hatta Almanya’dan bir minibüs yollamışlar, nihayet köyümüzün bir arabası da olacaktı. O zamanlar Başbağlar kıpır kıpırdı. Hayvancılık hızlıydı, ekinler boylanmıştı. Akşam namazı camideydik. Eli silahlı militanlar geldi, çok gençtiler, bizi köyün yukarısına çıkardılar. Doğrusu itmediler, kakmadılar, zorlamadılar. Kadınları da kuru bir dere yatağına toplamışlar. Takriben yarım saat, belki üç çeyrek örgüt propagandası yaptılar. Meğer bizi oyalıyorlarmış, aşağıda evleri talan ediyor, yağma yapıyorlarmış o anda. Ne zamanki kesif bir duman yükseldi köyün yakıldığını anladık. Zaten evlerimiz ahşap ve bitişik nizam. Üstü ot, altı ahır, Nasıl berbat bir koku anlatamam. Bak, hayvanların çığlıkları hala kulaklarımda.” “Zor, zira ağaç diplerinde gölgeler vardı. Biz 40 kadar militan saydık ama istihbarata sorarsan 100 kişi civarındalar. Birden ateş emri verildi, ilk kursunu göğsümden aldım, koltuk altımdan çıktı. Düşmüş bayılmışım herhalde beni öldü sandılar. Bir ara gözümü açtım köy alev duman. Yanımda Kamil Akpınar yatıyor yaralı. İçim yanıyor diye sızlandı, kıpırdayamıyorum ki su bulsam ona. Rahmetli çıkamadı sabaha. Başpınar nahiyesi 30 km kadar uzakta. Orada karakol var. Yukarı Mutlu köyü çok yakın yetkililer aramış olmalılar. Hadise mahallinde 565 kovan toplanmış, demek üzerimize en az 20 Kaleşnikof şarjörü boşaltmışlar. 5 köylümüz de evlerinde yanarak şehit oldular. Sabah komşu köylerden geliyorlar, beni iptidai bir sedyeyle taşımışlar. Köye itfaiye hiç gelmemiş, ben 2 ay sonra döndüm enkaz için için yanıyordu hala. İnanır mısınız buraya bir sene kuş gelmedi, kedi köpek kalmadı ortalıkta. 👍 2 | |
| |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |