![]() |
| | #1 |
| Sessiz Çığlıklar Savaş... Dumanı göğe, acıyı kalplere, külleriyse çocukların üzerine savrulan karanlık bir rüzgar gibi. Ve o rüzgârda savrulanlar silahlı olanlar değil, masum olanlar... Bir kurşunla hayali bölünen çocuk, Bir bomba sesiyle uykusundan korkarak uyanan bebek, Artık bir daha "anne" diyemeyecek kadar erken toprağa düşen bir kalp… Çocuklar ölüyor... Anneler mezar taşlarına sarılarak ağlıyor... Ama bazıları hâlâ koltuklarında sessiz, hâlâ elleri kanlı ama yüzleri gülüyor. Sadece toprak değil, insanlık da işgal altında! Biliyorum… Ben susarsam, sen susarsan, biz susarsak bu karanlık daha da büyüyecek. O yüzden bu yazı bir sitem değil; Bu yazı bir isyan, bir çığlık, bir uyan çağrısıdır! Ey dünya! Eğer bir çocuğun mezarına baktığında için sızlamıyorsa, sen de bu savaşın ortağısın. Eğer bir annenin ağıtını duyup kulaklarını kapatıyorsan, sen de suçlusun. Çünkü bu ateş sadece onların değil, hepimizin yüreğine düşüyor aslında... Bu satırları okuyorsan, hâlâ bir yerlerinde sızlayan bir vicdan taşıyorsun demektir. İşte o vicdanı susturma… Çünkü biz sustukça, masumiyet ölmeye devam edecek. Ve unutma… Bazen en derin karanlıktan bile umut doğar, Yeter ki kalbimiz taş olmasın, Yeter ki insanlığımızı unutturmasınlar bize. Çocuklar ağlamasın diye değil… Bir daha hiç ağlamasınlar diye yazıyorum. Çünkü bu dünyaya, bir tek çocuğun gözyaşı bile fazla! | |
| |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |