![]() |
| Üye Günlüğü - Defteri Üye günlüğünüze bu başlık altından ulaşabilirsiniz. |
| | Seçenekler | Stil |
| |
| | #1 |
| Konu guastafeste tarafından (13 Şubat 2025 Saat 03:54 ) değiştirilmiştir.. | |
| |
| | #2 |
| Gerçek zeka herhangi bir zeka belirtisi göstermemek demektir. Filmlerdeki gibi değil yani. Gerçekten keskin zekalı olanlar saldırmak için bütün günü gölgelerde saklanarak geçirmezler. Beyinlerini kullandıklarını göstermezler. Tümüyle kaygısız ve masum görünürler. Bazıları yapışkan ve iğrenç olurken bazıları dikkatsiz ve ciddiyetsizdirler. Önemli olan ilginç bir insan olduğunu diğerlerine hissettirmemektir. Bırak sana tepeden baksınlar, seni göz ardı etsinler ve senin bir engel olduğunu hissetmesinler. Yani sadece köşeye dayanmış bir süpürge gibi olman gerek. Bu işin zirvesi, seni hiç fark etmemeleridir. Senin elinde ölene kadar sanki sen hiç yokmuşsun gibi.” liu cixin - karanlık orman. | |
| |
| | #3 |
| “Ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun. Dünyadan haber olmayan bütün geri zekâlılar gibi. Ölmesine çeyrek kalmış, herkesi yaşadığına pişman etmeye çalışan, sağlıklı oldukları için suçluluk duymalarını isteyen hastalıklı, yaşlı bir kadın gibisin.” kayra. | |
| |
| | #4 |
| insan çoğu zaman görünmek ister en azından varlığının bir başkasının gözünde bir anlam ifade ettiğini ya da kendisine biçtiği rolün onaylanmasını arzular, nihayetinde bu şekilde kendi varoluşuna tutunabilecektir. bunu yapmaya çalışırken birileri tarafından yok sayılırsa ya da varlığı alaycı bir hareketle örselenirse kendini ispata kalkar kendini hor gören kişiye karşı. çünkü aşağılanmış olmak, hor görülmek ve yok sayılmak insani olanın reddedilmesidir bir nebze, kendi varlığının gediklerini açmaktır ve çoğu insan bunu kaldıramaz. dostoyevskinin romanlarında buna sıkça rastlarız ya da yusuf atılganın romanlarında nihayetinde yusuf atılganda da dostoyevski etkileri çok fazladır bu bakımdan. dostoyevskinin kumarbazında aleksi sokakta baronesle karşılaştığında onun kendini aşağıladığını düşünür. bu onun varlığını yok saymaktır ona göre yine yeraltından notlarda yeraltı adamı subayın kendisini yolunun üzerinden kaldırıp atmasını aşağılayıcı bir davranış olarak betimler ve sonraki süreçte subayla kin kapıştırır ve intikam hesapları yapar. çünkü intikam almakla kendi varlığının onun varlığıyla eşitlenmesini düşler. zira subayla çarpıştıktan sonra kendiyle gurur duyar, varlığının onun varlığıyla eşit seviyeye geldiğinden dem vurur çünkü artık kendi varlığına tutunma eğilimi göstermiştir. buna en iyi örnek yine kumarbazın alekseyinde gizliydi ve şöyle diyordu; hepsiyle alay etmek ,gururumu kurtarmak istiyordum. göreceklerdi kim olduğumu!rezaletten korkacaktı polina, gene seslenecek ve yanına çağıracaktı, çağırmasa bile bilecekti. silik sünepe bir karakter olmadığımı. yine örneğin; aylak adamın ana karakteri "C" iki kişinin kavgasını ayırmak isterken dayak yer ve bir ay boyunca kendini döven adamları arar, çünkü arzusu kendi varlığını örseleyen bu dayağı hak etmediğini anlatarak kendini ispatlamak ve var etmektir. bunu başaramaz ancak sokak ortasında bir kadını öper ve kendini toplumun dinamiklerine, etiğine karşı durarak var etme güdüsü taşımaya başlar çünkü kendi varlığında gedik açan yarayı toplumun gövdesine saldırarak temize çeker. bu yüzden insan kendi varlığını başkasının gözünde tam olarak görmek ister, çünkü başkasının aynasında tam olamamak, olmamışlıkla açılan bir gurur yarasının tezahürüdür. not ; düzenlenmemiş halidir. | |
| |
| | #5 |
| “Travma başınıza gelenler değil, başınıza gelenler sonucunda içinizde olanlardır. Travma, sizi daha az esnek, daha katı, daha az duygulu ve daha savunmacı yapan yara izidir.” Gabor Maté The Wisdom of Trauma (Travmanın Bilgeliği) adlı belgesel filmi çocukluk gelişimi ve travmanın yaşam boyu fiziksel ve zihinsel sağlık üzerindeki etkisi alanında uzmanlaşmış Macar-Kanadalı bir doktor olan Dr. Gabor Maté’nin seyahat ederken ve farklı yaşam alanlarından travma mağdurlarıyla tanışırken yaptığı çalışmaları takip ediyor ve ortaya koyuyor. Başlıktan da anlaşılacağı gibi belgeselde, travmayı anlamlandırma şeklimizin dünyayı anlamlandırmamızı nasıl etkilediğine değiniliyor. Dr. Mate belgeselde toplumumuzun ‘bireylerin davranışları düzeltmek, teşhis koymak, semptomları bastırmak ve yargılamak ile meşgul olmasının tamamen yanlış olduğunu ve bunun yerine ‘yaralı insan ruhunda rahatsız edici davranışların ve hastalıkların kaynaklandığı kökleri anlamaya’ çalışmamız gerektiğini belgesel boyunca açıklamaya çalışıyor. Yapımcılar bu filmle birçok insana dokunmayı, bir sohbet başlatmayı ve travmanın bireysel yaşamlarımızı, topluluklarımızı ve bir bütün olarak toplumu nasıl etkilediği hakkında ortak bir anlayış geliştirmeyi umuyor. konu içeriği duygu badur'a ait. izlemek isteyenler için de buraya bir link bırakayım. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...][/SIZE][/COLOR][/FONT] | |
| |
| | #6 |
| Kötü bir yönetimden nefret etmeyen adam aptalın tekidir. Ve yeryüzünde iyi yönetim diye bir şey varsa ona hizmet etmek büyük zevk olurdu." 👍 1 | |
| |
| | #7 |
| Güzel ama yanlış bir ihtimal, tadını yitirmiş doğrudan evladır çoğu zaman. Bir yanlışı, sırf güzel olduğu için sevebilir insan. Bir şeyi güzel bulmaksa, galiba onun kalpte yarattığı kıpırtıyla ilgili. | |
| |
| | #8 |
| Şimdi size hislerinizi anlamlandırmanıza yardımcı olacak minik bir bilgi vereceğim. Aşk acısı çeken birinin beyni, kokain müptelalarının beyniyle neredeyse aynı biçimde çalışır. Kokainman kokaine nasıl ihtiyaç duyarsa, âşık da ayrı düştüğüne karşı benzer bir açlık yaşar. Yoksunluk çeken bağımlıların dopamin dengesi bozulur, bu da büyük risklere gözü kapalı girmelerine neden olabilir. Aşk acısı yaşayanlar, tümüyle kendi içlerine dönebilecekleri gibi, tam tersine o yıkıcı enerjiyle dışa da yönelebilirler. Bağımlı oldukları maddeye –ki örneğimizde bu eski sevgili– ulaşabilmek için normalde akıllarından bile geçirmeyecekleri işlere kalkışabilirler.” | |
| |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |