IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


 
 
Seçenekler Stil
Alt 21 Mart 2024, 14:47   #1
Emektar
Miray - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Çocuklarda direnç oluşturmaya dair ipuçları

Çocuklarda direnç oluşturmaya dair ipuçları

Kimileri sıkıntılar karşısında dağılırken kimileri bir şekilde başarıyla adapte oluyor. Özellikle insan kapasitesini, doygunluğu ve sağlıklı gelişimi temeline alan pozitif psikoloji, insanları yalnızca güçlüklerin etkisinden koruyan değil, aynı zamanda da gelişimlerine katkıda bulunan duygusal özellikleri anlamaya odaklanıyor. Bu koruyucu duygusal zırhın ismi, dayanıklılık ya da direnç (rezilyans). Söz konusu çocuklarda dayanıklılığı artırmak olduğunda, ne kadar erken hareket edilirse, o kadar iyi. Çocuklar, beyinleri ve kişilikleri henüz gelişim aşamasında olduğundan değişime daha yatkınlar ve stres kaynaklarına sıklıkla maruz kaldıkları düşünüldüğünde, olumsuz sonuçları minimize etmek adına onları direnç aracı ile erken yaşta donatmak çok daha mantıklı.


Çocuklarda dayanıklılık ne demektir?

Tarihsel açıdan bakıldığında, dayanıklılık kavramı yeni bir şey değil. İnsanlık tarihi, büyük zorlukların üstesinden gelen insanların büyüleyici hikayeleri ile dolu. Tarihte duygusal açıdan güçlü çocukları tanımlamak amacıyla birçok terim öne sürüldü – ‘strese karşı dayanıklı’, ‘başarılı yüksek-risk çocuklar’ ya da ‘zarar görmeyen’ gibi. Ancak direnç odaklı literatürün erken öncülerinden George Vaillant, çocuktaki travma deneyimlerine anlayışsızlık getirdiğini düşündüğü ‘zarar görmeyen’ tarzı kavramlardan hoşnut olmadı ve ‘direnç’ teriminin kullanılmasını önerdi – ki bu terim, o günden beri sosyal bilimciler tarafından kullanılmakta.

Bilim insanları tarafından birkaç dayanıklılık tanımı öne sürülse de hem yetişkinleri hem de çocukları kapsayan ve en yaygın şekilde kabul gören tanım şöyle:

Dayanıklılık, zorlu ya da tehdit edici şartlar altında bile kişinin sahip olduğu başarılı uyum süreci, kapasitesi ve sonucudur. Çocuklar, güçlüklere rağmen toplum yanlısı gelişimi deneyimleyebildiklerinde dayanıklı olarak tanımlanırlar.

Dayanıklılık, otomatik değil, öğrenilmiş bir davranış türüdür; stresli anlarda içselleştirilir ve uygulanır. Böylelikle dirençli bireylerin ekstrem mücadele koşullarında hayatta kalması ve kaldığı yerden devam etmesi daha kolaydır.

Ve tüm psikolojik olgularda olduğu gibi, dayanıklılık konsepti de basit değildir. Dayanıklılık, spesifik durumlara göre değişen beceri türlerinin dahil olduğu çok yönlü bir kavramdır.

Dayanıklılık neden bu denli önemli?

Kesinliğinden daima emin olabileceğimiz bir şey varsa, o da güçlüklerin kaçınılmazlığıdır. Her neslin kendine has mücadele konuları olsa da günümüz gençlerinin karşı karşıya kaldığı talepler, kaygılar ve baskıların sağlıklı gelişim açısından özellikle etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz.


İyi haber şu ki kötü şeyler yaşansa dahi, daima kontrol edebileceğimiz bir şey var: tepkilerimiz. Bireyler bu tip durumlar karşısında ya yıkılırlar ya da acı dolu deneyimlerini özgün benliklerini özgür bırakmak için birer araç olarak kullanırlar.


Neyse ki günümüz gençlerini ciddi sorunların etkilerinden koruyan ya da bu etkileri minimize eden paha biçilemez psikososyal ve çevresel nitelikler var. Bunlar, ruhsal dayanıklılığı oluşturan ve çoklu bağlamlar kapsamında optimize eden nitelikler olarak tanımlanır. Dayanıklı çocuklar güçlükler karşısında gelişmelerini sağlayan duygusal canlılığa sahip olduklarından, dayanıklılık konsepti, pozitif gençlik gelişimini öncelikleri haline getiren ebeveynler, uzmanlar ve öğretmenler açısından olağanüstü bir öneme sahiptir.

Ruhsal dayanıklılığı artıran nitelikler

Ruhsal dayanıklılık üzerine yapılan araştırmalar, çoğunlukla çocuklarda pozitif benimseme ile ilişkilendirilen koruyucu mekanizmaları tanımlamaya odaklanmaktadır. Çocuğun ruhsal dayanıklılığı destekleyen alan temelli nitelikler şu şekilde belirlenmiştir:


Çocuğun bireysel alanı: Zekâ, kabul edilebilir mizaç, optimist bakış açısı, problem çözme becerileri, özgüven, öz-yeterlik, duygusal esneklik, aktif hayat tarzı, duygu düzenlemesi, mizah, otonomi, empati.


Sosyal/Ailesel alan: Çocuğun bakım verene güvenli bağlılığı, sevgi dolu ve destekleyici ebeveynler, ebeveynler arası uyum, destekleyici bir yetişkine toplum yanlısı bir bağlanma, kaliteli akran arkadaşlıkları, sağlıklı kardeşlik bağları, sosyal yeterlik, işbirlikçi öğrenme becerileri, yardım talep etme becerisi, ebeveyn denetimi, etkili ebeveynlik becerileri.


Bağlamsal/Çevresel alan: Güvenli bir muhit, yüksek kalite okullar, topluluk yakınlığı, okul sonrası aktivitelere erişim, destekleyici yakın akrabalar, başarılı okul deneyimleri, değer verilen sosyal bir rol, pozitif akıl hocaları, inanç temelli ya da başka tür bir anlama sahip topluluk üyeliği.

Çocuklarda ruhsal dayanıklılık nasıl oluşturulur?

Çocuklarda ruhsal dayanıklılık üzerine yapılan geniş çaplı araştırmalara göre bu çocukların beslendikleri ruhsal kaynaklar şu şekilde belirlenmiştir:


Dış kaynaklar: Harici kaynaklar ve destekler.

İç kaynaklar: Duygular, tavırlar ve inançlar gibi dahili nitelikler.

Yetiler: Sosyal ve kişilerarası beceriler.


Ruhsal dayanıklılığı bu şekilde çerçevelendirmek, çocuktaki gücün kilit kaynaklarının doğasını ve düzeyini tanımlama açısından son derece faydalı. Örneğin çocuk, konuşabileceği ilgili bir yetişkine sahip mi? Çocuk, geleceği konusunda iyimser mi, yeteneklerine güveniyor mu? Çocuk, akranları ile kaliteli arkadaşlıklar kurabiliyor mu? Elbette ki çocuk ruhsal kapasitesinin öngöstergelerini tanımlamak çok önemli; ancak ebeveynler ve öğretmenler olarak bu değerli nitelikleri en iyi şekilde geliştirecek ortamı çocuklara nasıl sağlayabiliriz?

Ruhsal açıdan dayanıklı çocuklar yetiştirmek

Çocuktaki ruhsal dayanıklılık, esneklik mekanizmasını etkileyen en önemli sistem, şüphesiz ki aile. Ebeveynleri tarafından açık iletişimin ve etkili ebeveynlik uygulamalarının olduğu destekleyici bir çevre ile sarılan çocuklar, dayanıklılık oluşturma bakımından hayata bir sıfır önde başlıyorlar. Sosyal ebeveynlik uygulamaları ile ebeveynler, söz konusu çocuğun ruhsal kapasitesini beslemek olduğunda, son derece etkili bir rol üstleniyorlar. Yapılan araştırmalar, çocuk ruhsal kapasitesinin otoriter bir ebeveynlik stili ile – sevgi dolu ve destekleyici, ama aynı zamanda da beklentiler konusunda makul bir şekilde talepkar – desteklendiğini ortaya koyuyor. Bir başka deyişle, otoriter ebeveynler, sevgi dolu bir yaklaşımla istikrarlı sınırlar sağlıyorlar.


Ebeveynlerin ve bakım verenlerin çocuklarda ruhsal kapasiteyi geliştirmede kullanabilecekleri somut ve spesifik yöntemlerden birkaçı şu şekilde açıklanıyor:

Empati oluşturun: Çocuğunuza diğer insanların sıkıntılarını nasıl düşünebileceğini ve görselleştirebileceğini öğreterek empati geliştirmesine yardımcı olun.


Başvurulacak bir kişi belirleyin: Çocuğunuzun rahatlıkla güvenebileceği yakın ve destekleyici bir yetişkine sahip olduğundan emin olun.


Dinleyin: Çocuğunuza, onu formaliteden değil, samimiyetle dinlediğinizi hissettirin.


Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin: Çocuğunuzu gitmek istemediği bir yöne doğru zorlamaktansa, onu olduğu gibi kabul etmeye çalışın.


Güçlü yönlerini tanımlayın: Çocuğunuzun neyde gerçekten iyi olduğunu bulun, ona destek ve teşvik sağlayın.


Tekrarlamayı öğretin: Çocuğunuzun hata yapmanın normal olduğunu bilmesini sağlayın; hataları öğrenme deneyimleri olarak sunun ve bir dahakine nasıl daha iyi yapabileceğini anlamasına yardımcı olun.


Sorumluluk bilinci geliştirin: Çocuğunuza sorumluluk bilinci ve yeterlik geliştirebileceği fırsatlar verin; böylelikle özgüven oluşturabilmesi daha hızlı olacaktır.

Anlamlı katılımlarda bulunmasını sağlayın: Çocuğunuza hoşuna giden aktivitelere katılabileceği fırsatlar tanıyın.


Problem çözmeyi öğretin: Hem rol model olarak hem de teşvik ederek, çocuğunuza sorunlarla baş etme yöntemlerini gösterin.


Ebeveynlerin ekstra birer araç olarak kullanabilecekleri on spesifik ifade, çocukların sorunlarla karşılaştıklarında bunlara dayanıklı ve esnek bir biçimce yaklaşabilmelerine yardımcı olan ifadeler. Birkaç örnek:


Mizah amacıyla: ‘Haydi, gülüp geç buna!’ Çocuğunuza bir olayın içerisindeki mizahı görebilmesinde yardımcı olun – ki bu, hayatın birçok zor anında uygulayabileceği güçlü bir araçtır.


Umut verme amacıyla: ‘Şu an kötü göründüğünü biliyorum, ama atlatacaksın bunu.’ Çocuğa iyimserlik algısı aşılamak, olumlu sosyal sonuçlar açısından çok avantajlıdır.

Pozitif yeniden şekillendirme amacıyla: ‘Bir daha yine aynı şey olmaması için bundan ne öğrenebiliriz?’ Yeniden çerçevelendirme, çocukların belirli bir duruma karşı daha gerçekçi ve daha sağlıklı bir bakış açısı kazanmalarını sağlar. Duygusal esnekliğe sahip çocuklar, ihtiyaç anında kullanabilecekleri çeşitli baş etme çözümlerini ceplerinde bulundururlar.

Ebeveynin ruhsal dayanıklılığı

Gelişimsel psikologlara göre, ebeveynlik modelinin yokluğunda çocuk davranışlarına dair beklentilere sahip olmak, ebeveynlik hedeflerine ulaşmada etkili bir yol değil. Çocuklar, gördüklerini model alırlar kendilerine – bazen duyduklarını dikkate almadan. Bu yüzden, çocuklarına baskı altında parçalanmayan güçlü ve yetkin rol modeller olan ebeveynler, ruhsal olarak dayanıklı çocuk yetiştirmede yüksek oranda başarılıdırlar. Dayanıklılık ve esneklik modeli oluşturmada kendi hikayelerimizi nasıl anlattığımız kritiktir – engelleri iyimserlikle çerçeveleyip etkili stratejiler uyguluyor muyuz? Sıkıntıları yalnızca negatif olarak mı tanımlıyoruz, yoksa bunları avantajımıza kullanabileceğimiz anları saptayabiliyor muyuz? Çocuklarımızla kendi hayatlarımızda zorlandığımız anlara dair konuşuyor muyuz? Çocuğunuzun sizi yetkin ve güçlü bir sağ kalan olarak görmesine izin vermek, güçlük zamanlarında öykünebileceği paha biçilmez bir ders haline gelecektir.


Ergenlik çağındaki gençlere ruhsal dayanıklılığı öğretmek

Ergenlik, son derece zorlu bir süreçtir; çocuklar bir yandan sosyal ortamlardan ve akranlarından gelen baskılarla uğraşır, bir yandan da şiddetli duygusal ve fiziksel değişimler yaşarlar. Bireysel kimliklerini oluşturma yolunda, ergenlikteki çocukların risk alma oranları yüksektir; hatta erken yaş travmaları ya da sosyal izolasyon gibi deneyimlere sahip ergenlerde, başını derde sokma gibi istenmeyen davranışlar sıklıkla gözlemlenir. Dolayısıyla ergenlikteki gençlere, sağlıklı bir gelişimsel gidişat oluşturma yolunda ruhsal dayanıklılığı öğretmek, hafife alınmamalıdır.


Ebeveynlerin daimi etkisi

Ergenlikteki gençlerin destek için akranlarına güvenmeleri, ebeveyn etkisinin minimal hale geldiğini düşünmenize sebep olabilir. Ancak durum, kesinlikle bu şekilde değil. Tıpkı daha küçük yaştaki çocuklarda olduğu gibi, ebeveyn figürü, ergenlikteki gencin güç durumları atlatabilmesinde kesinlikle elzemdir. Yetişkinler, bir tür yeterlik algısı ve içsel kontrol odağı geliştirerek, ergenlikteki gencin kişisel sorumluluk ve gelecek üzerinde kontrol algısını geliştirmesine yardımcı olabilirler. Karşısındaki genci samimiyetle dinleyen besleyici yetişkinlerin varlığı, gençlerde ruhsal kapasite oluşumunun kilit noktalarındandır. Ebeveynler ve öğretmenler gibi yetişkin rol modeller, ergenlikteki gençlerin kendi dirençlerinden, güçlükler karşısında bir tür umut, inanç, iyimserlik ve güç desteği olarak yararlanmalarına yardımcı olmada kritik pozisyonlardadırlar.

Ergenlikteki çocuklara ruhsal dayanıklılık öğretmeye yapısal bir yaklaşım

Ergenlik çağındaki çocuklarda ruhsal dayanıklılık oluşumunu desteklemek, ebeveynler, öğretmenler ve terapistler tarafından uygulanabilecek yapısal bir formatla gerçekleştirilebilir. Örneğin uzmanlar, gençlerin kişisel güçleri üzerinden tartışmalar yapabilecekleri grup seanslarını öneriyorlar. Bu şekilde, amaç, mevzubahis gencin hayatta kalmak için kendi gücünden faydalanmayı başarabildiği acı dolu olayları yeni bir çerçeveye oturtmak. Aşağıdaki yedi ruhsal dayanıklılık türü, ergenlikteki gençlere zorluklarla etkili bir şekilde baş edebilmelerinde yardımcı olacak bir tür ‘zihin haritası’ olarak tanımlanıyor:


İçgörü: Ona kişisel gerçeklerini ortaya çıkaran sorular sorun.

Bağımsızlık: Ona otonomi ve kendine-yeterlik öğretin.

İlişkiler: Başka insanlarla anlamlı bağlantılar kurmasına yardım edin.

İnisiyatif: Kendi idaresini üzerine almasını sağlayın.

Yaratıcılık: Duygularının üstesinden gelmede kendi hayal gücünü kullanmasını sağlayın.

Mizah: Zor anların içerisindeki mizahı bulmasında yol gösterin.

Ahlak: Onu doğru şeyler yapmaya teşvik edin.


Kaynak: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________

.

~𝓑𝓪𝓼𝓴𝓪 𝓫𝓲𝓻 𝓮𝓿𝓻𝓮𝓷𝓭𝓮 𝓮𝓷 𝓰𝓾𝔃𝓮𝓵 𝓱𝓪𝓵𝓲𝔂𝓵𝓮...
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:14.