| | Kim bu akrep ? ”Ordunun hırslı başkomutanı ve Kraliçe’nin gözdesi olan Mars, güzel bir nedimeyle hiç bir yere varması beklenmeyen bir aşk yaşar! Mars’ın gayrı meşru çocuğuna hamile kalan talihsiz kız saraydan atılır. Köprüden atlamak üzereyken, arabasıyla oradan geçen yeraltı dünyasının amansız patronu Pluto tarafından kurtarılır ve onun metresi olur. Kendi kanından bir varisi olmayan Pluto, güzel metresinin zekası ve yetenekleriyle dikkat çeken çocuğuna Scorpio – Akrep adını verir ve onu evlat edinir! Ona sevgi veremez… Zira insan kendinde olmayan bir şeyi kimseye veremez! Ama gittiği her yere Scorpio’yu da götürür… Ve böylece ona bir çocuğun hatta birçok büyüğün sahip olmadığı bir şeyi, ”hayatta kalmak için gereken bilgeliği” öğretir.”
Herhalde ”İlk Akrep”in hayatı roman olsaydı, kitap böyle bir ”Prolog” ile başlardı :)))
Klasik yöneticisi Mars olup, sonradan Pluto’ya emanet edilen ve sonsuzluğun hiçlikle, hayatın ölümle, hazzın günahla, arzunun ifratla içiçe geçtiği 8’inci evde ikamet eden bir burçtan, başka ne beklenir ki?
Akrep Su grubunun Sabit üyesidir. Tabiatı itibariyle de güldür güldür akan bir nehrin üstüne kurulmuş bir baraja benzer. Baraj gölleri sabittirler ama suyun yolunu değiştirirler… O suyla tarlalar sulanır… Elektrik üretilir… Akrep de kendisine daima yerleşecek bir yer bulur ve lüzum gördüğü sürece orada tutunur. Girdiği her ortamı, dahil olduğu her hayatı değiştir. Bulduğu her kaynağı, maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanır. Ama kendisi tam olarak anlaşılamayan ve karışılamayan ”enigmatik” bir figür olmaya devam eder &[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Çok neşeli ve iyimser bir tabiatları olduğu söylenemez! Zira tükeniş zamanında dünyaya gelmiş ve ölmeye yüz tutan bir doğada hayatta kalmaya çalışmışlardır. Onlar her şeyin bitmeye mahkum ve her durumun dönüşmeye açık olduğu bilgisini içlerinde taşırlar. Belki de bu nedenle iyi ya da kötü gibi yargıları yoktur. Daha ziyade iyi gibi görünenin içindeki olumsuz potansiyeli sezip önlem almaya, kötü gibi görünenin içindeki yararlı özellikleri sezip kullanmaya odaklıdırlar.
Güvenle ilgili bir sorunları vardır! Hiç kimseye tam olarak güvenemez, bu yüzden de kendilerine çok fazla güvenebilmek, her durumda çok yetkin ve etkin olmak isterler.
Çok sevilmek gibi bir arzu duymalarına karşın, istenmemek gibi de bir kaygıları vardır. Hatta bazılarının varlıklarıyla en sevdiklerine zarar vermiş olmak gibi derin bir korkuları ve suçluluk hisleri dahi olabilir… Aidiyet duymayı özler ama onları zayıf düşüreceği için en çok da bundan korkarlar!
Yani göründükleri gibi – sakin, serin, kendinden hoşnut – değildirler, hatta accık ”sayko”durlar :))
İzleyen, çözümleyen, yorumlayan ve planlayan bir kafaları vardır. Kimi ya da neyi, ne zaman, ne için kullanmaları gerektiğini gayet iyi görür ama – Mars’ın meşru varisi Koç’un yapacağı türden – aceleci aksiyonlara girişmezler. Uygun zamanda yapılan küçük ve kıvamında bir hareketin, yıpratıcı çabalara bedel olabileceğini bilirler. Zayıf bir noktaya yapılan bir dokunuşun en güçlü yapıyı sarsacağının farkındadırlar ve gerektiğinde kullanmak üzere bu noktanın yerini saptamayı önemserler. Onlar eriştikleri kritik noktalara görünmez ipler bağlayan ve yaşadıkları alanlara ilişkileri üzerinden hakim olmaya çalışan, iflah olmaz kontrol manyaklarıdır &[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Pek beceriklidirler… Başlarına ekstradan iş almamak için her zaman her bildiklerini ortaya dökmeseler de, genelde ortalamanın üstünde yetenekleri ve izleyerek öğrenmek konusunda şaşırtıcı bir kapasiteleri vardır. Azcık sarsak ve dağınık görünür ama canları isteyince ormanda 10 kaplan gücünde olabilirler.
Onlar için önemli olan her şeye sahip olmak değil, ihtiyaç duydukları şeye erişebilmek ve istedikleri kadar kullanabilmektir. Bir şeye ihtiyaçları varsa, bir punduna getirip onu elde ederler! Gerektiğinde başkalarının sahip olduğu kaynaklara erişmenin bir yolunu da bulurlar ve çoook ikna edicidirler! Bu yüzden de tembel, sorumsuz, gevşek ve ahlaksız olmaya bir eğilimleri olabilir… Yani işte astroloji tarihinde bunun böyle olduğunu söyleyenler varmış diye duydum ben :)))
Ne Yapabileceklerini Bilmek” gibi bir ihtiyaçları hatta kendilerine olan güvenlerini ikide bir tazelemek gibi bir dertleri vardır! Bu nedenle arada bir anlamsız güç denemelerine de kalkabilir, etraflarındakileri şaşırtıp sarsabilirler. Beklenmedik harekatlar onların uzmanlık alanıdır. Enselerinde bir tüy ayağa kalkar ve onlara HADİ der :))) Öyle zamanlarda sahalarını teftişe çıkıp eksikleri aksakları saptayıp, biraz tehdit ,biraz rüşvet, biraz cazibe sayesinde, gizli iktidarlarının temellerini sağlam tutmaya gayret ederler.
Bir şeyden haz alıyorlarsa onunla dipsomanik bir ilişki kurarlar! Arzu onlar için kutsaldır &[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ve arzu ettikleri şeylere ”ya hep ya hiç” mantığıyla yaklaşırlar. Ya deli gibi sever, ya da gıcık olurlar. Ya çok kıymet verir, ya da hiç ilgi göstermezler. Ya bağımlı ya da tövbelidirler :)))
Çok değişik alemlere akmanın ve hayata çalapala girişmek yerine hep sırtını verecek bir duvar bulup sigara dumanları arasından kısık gözlerle uzuun uzun bakmanın, ilgisini çeken herşeye kafayı takmanın ve sırrına ermeden bırakmamanın, bütün insanları zaafını görmek, bütün olayları sonunu tahmin etmek için izlemenin ve bir şekilde hepsine dair bir kurgu işletip bir ara da seyre müdahale eden küçük bir dokunuş yapmanın, illa ki bir getirisi olacaktır! Bu getiri basitçe HAYATI OKUMA becerisi olarak özetlenebilir…
Ortalıkta feleğin çemberinden geçmiş de, artık onu ellerinde tutup insanları ortasından atlatmaya başlamış gibi bir hallerle gezinirler :))) İnsanları genelde sığ ve sıkıcı bulur ve içten içe dalga geçerek seyrederler. Sadece saf ve üstün bir zeka ya da herşeye rağmen korunan bir dürüstlük ile karşı karşıya kaldıklarında şakülleri az bişey kayar! Ama yine de kendi yöntemlerini hayata en uygun ve kendi yollarını sonuca en yakın bulmaya devam eder, yani bir şekilde dönüştüremeyecekleri şeylere saygı duyar ama onlar karşısında da pes etmeyi reddederler &[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Akrebin en büyük marifeti, teorik karmaşalara akıl oyunlarına girmeden, dosdoğru hayatın içinden süzülmüş bir bilgelikle durum tespiti yapmak ve kişiye özel garantili çözümler önermektir :))) Karşınıza bir banka kuyruğunda çıkan ve ipodunuzda çalan parçayı merak ettiği için başlamış bir konuşmada oğlunuzla nasıl iletişim kurabileceğinizi size fark ettiren delikanlı, bir dolmuşta yolun tıkanıklığından bunalıp barbunya tarifi alıp vermeye başlamışken kocanızın ciğerini nasıl okuyacağınızı öğretiveren kırmızı saçlı kız, mahalle kahvesinde maç seyrederken yaptığı keskin ve isabetli bir yorumla zihninizde hayatın anlamına dair bir ışık yanmasına neden olan emekli makam şöförüdür… Ya da sıradan bir cumartesi gecesini ilginç hale getirmek için girilmiş tekinsiz bir mekanın dip köşe bir masasında bira ısmarladığınız, kadrolu bir &[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Belki onu bir daha görmez, görseniz de onunla arkadaş olmaz, hatta onun hakkında daha fazla şey duydukça kendisini sevemeyebilirsiniz… Ama ondan etkilenir, bir şekilde hoşlanır ve illa ki hatırlarsınız :)))
alıntıdır. |