Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Eylül 2021, 17:23   #3
Efendy
Efendy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Tuğrul ve Çağrı Beyler önderliğindeki Büyük Selçuklu Devleti’nin önlenemez ilerleyişi bölgedeki dengeleri tümüyle değiştiriyordu. Selçukluların akınları 1050’li yıllarda tekrar başladı. 1051 yılında Şiraz, 1052 yılında Umman, 1054 yılında Tebriz, Hille, Musul ve Diyarbakır, 1056’da Huzistan şehirlerini ele geçirdiler. Büyük Selçuklu Devleti artık İran coğrafyasının tam anlamıyla hakimi durumuna gelmişti. Ülkenin sınırları Batıda Bizans, Kuzeyde Gürcistan, Güneyde Abbasiler, Doğuda Kaşmir hattına ulaşmıştı. Yalnızca 20 yıl gibi bir süre içerisinde Asya’nın dörtte birine hakim olan Selçuklular artık gözünü batıya, Bizans topraklarına dikmişti.

Büyük Selçuklu Devleti yalnızca Türk Dünyası’nın değil İslam Dünyası’nın da en önemli aktörü haline gelmişti. Zira İslam Dünyası Mezhep çatışmaları ile boğuşuyor, Şii-Sünni çatışmalarıyla mücadele eden İslam coğrafyası Arap Yarımadasından dışarı çıkamıyordu. Selçukluların Orta Doğu üzerindeki mutlak hâkimiyeti Arap Yarımadasında varlığını devam ettiren Abbasiler için bir umut ışığı olmuştu. Zira Abbasiler, Şii kökenli Büveyhoğulları Devletinin baskısı altındaydılar. Bugünkü Suriye toprakları üzerinde hakim olan Büveyhoğulları, mezhep farklılıklarının tetiklediği politik etkenlerle Abbasiler ile mücadele içerisine girişmişlerdi.

İslam dünyasının liderliği Hilafet Makamında idi. Hilafet makamı ise Abbasi Devletinin himayesinde bulunuyordu. Halife Kaim, Abbasilerin içinde bulunduğu zor durum üzerine Tuğrul Bey’den yardım talep etti. Tuğrul Bey, Halife Kaim’in talebi üzerine bizzat ordusunun başına geçerek Büveyhioğullarının Abbasiler üzerindeki baskısını ortadan kaldırmak için Bağdat’a girdi (1055). Selçukluların Bağdat’a girmesi üzerine Büyük Selçuklu Devleti ile baş etmesi mümkün olmayan Büveyhioğulları Bağdat’ı terk ederek ettiler (1055).

Tuğrul Bey’in Abbasilere yardımı İslam Dünyasında büyük yankı uyandırmıştı. Zira Büyük Selçuklu Devleti, tarihi boyunca Abbasiler ile münasebette bulunmamışlar daha çok Şii kökenli Sasaniler ve ardılları ile siyasi ve politik münasebetler içerisine girmişlerdi. Buna rağmen Sünni inanışa sahip olan Selçuklular, Abbasilerin ve dolayısıyla İslam Dünyası’nın yardımına koşmuş, İslam Dünyasının en büyük sorunu haline gelen Şii tehdidini ortadan kaldırarak İslam’ın Arap coğrafyasının dışına çıkabilmesini sağlamıştır.

Büyük Selçuklu Devletini Cihan devleti haline getiren Tuğrul ve Çağrı Bey’ler, devam eden yıllarda seferlerle hâkimiyetleri altına aldıkları coğrafyalardaki idari ve toplumsal yapılanmayı oluşturarak bu bölgeleri tam anlamıyla Türk Yurdu haline gelmesini sağladılar. 30 yıllık uzun hakimiyet dönemleri boyunca büyük başarılara imza atan Tuğrul ve Çağrı kardeşler, artık yaşlanmışlardı. Ortak Kağan Çağrı Bey 1060 yılında, Büyük Kağan ve Sultan Tuğrul Bey ise 1063 yılında vefat ederek Türk Dünyasına bir Cihan Devleti miras bırakarak hayata gözlerini yumdular.

________________


"Gitme!" diyebilecek kadar güçlü olmalı insan.
Çünkü, hiç kimse kaybettiklerini unutabilecek kadar GÜÇLÜ değil..