Fasl-ı Aşk
Zamanın kıyamı bu olsa gerek
Düş ve gerçek bahçelerinin sonsuz meyvesi olan Süleym, sen ve sana gelen yollarda gençliğimi mübah eyledi Rabb
Sen ve sana gelen yollarda geçti aşkın dibacesi. Sana sonu olmayan masallar, efsaneler sunuyor, bir peri padişahı kisvesinde sana öyküler sunuyorum
Bağışla!
Geldi cüreti aşkın
Aşk fasla durdu, içimden geçen sesler seni tanımlıyor,
Ki sen. Olmayası bir hayal, hayatım bir yanda oynaşta, gönlümü üstün tutma, kayarım
Kaymamalı gönlüm hayatın orantısından. Ki sen yaklaşma
Bilir misin en olmazı yılların hazana takılı kalır. Ki ben kasımım. Hazan bile kıyamaz bana yaklaşmaya
Ki sen, ben olma. Kayarsın
Yaklaşma!
Bu yüzden sana uzak bahçelerdeyim Süleym! Bu yüzden saçlarına dizilmiyor papatyası kırlarımın. Gönlümde ne yaralar büyüttüm sana, kıyamam vermeye Süleym, hepsi sensin. Hepsinde sızlıyor ucu kırık benliğin. Bir erkeği yakma ben kadar e mi Süleym? Şimdi kırılıverir bensizlik. Üzülürüm bana, bana kıyma, Zinana kıyma olur mu Süleym?
Bütün bahçelerde keyiftedir aşkın. Aşkına fasıl tutuyor rüzgârlar, utanıyor bahçesi çiçeklerin, hiçbir çiçek sızlatmıyor ellerimi, dikenler batsa ya, sen varken canım yanmıyor Süleym, canım oraya uğradı mı yokla aynanı?
Etme Süleym, varma bana
Bana kalmasın yitik bahçeler, iyi bir bahçıvan olamaz gözlerim, ruhunu çözemem toprağın. Toprak ve su birikintisiyle bırakma beni
Gerçek ve düş bahçelerin Süleym, etme, canımı yolla geri. Bir bakış at yola salarken, yolluk etsin iki kaşının ortasındaki gerçeği
Bakma canımdan yabancı gibi bahsetmeme, gelsin koklayacağım sen diye, sakın bir kereden fazla bakma, çarpılmasın nazeninliğine. Şimdi bir kelam miktarı nefes aldım, bağışla Zinanı, bakma kendimden yabancı gibi bahsetmeme
Ve ikinci kez bakma sakın Süleym
Kasım geliyor, aşkın faslı sızlıyor dizlerinde
Saçlarını sevme, en zor şartlara gebe. Sürme nisanını ona
Fasl-ı aşka vuruyor hazan, beni kasım eyle