Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Temmuz 2021, 14:52   #1
Zed
Zed - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart O zaman kabul et anneni ve kız kardeşini öldürdüğünü DEVRAN.

+ Şu duvarın dibin de oturan kim? Hastaya benzemiyor.
- Sende benzemiyorsun ama burdasın.
+ Ben iyiyim. Benim bir şeyim yok ki. Anneme sorun hatta, o da iyi olduğumu biliyor. Benim annem yalan söylemez.
- Ceketinin cebin de ölü böcekler biriktirmişsin Devran. Sen mi iyisin?
+ Onları bana Allah verdi. Benim değil ki onlar, Allah'ın.
- Allah sana neden böcek göndersin?
+ Karınca duasını okumuştum çünkü.
- Beyninde yolunda giden tek şey mizah gücün biliyorsun değil mi?
+ Ama bakamadım ki ben onlara. Hiçbirine bakamadım. Allah bana çok kızacak, hiçbirine bakamadım. Hepsi öldü.
- Senin hatan değil sakin ol, bir birini yiyen böcekler vardı. En büyük olan cebinde katliam yapmış sadece.
+ Onlara ekmek kırıntıları verdim oysa. Bayat ekmek vardı ama ben tazesini verdim. Neyi paylaşamadılar ki? Allah bana çok kızacak işte.
- Birbirlerini yiyen canlılar aynı yerde yaşayamaz Devran!
+ Dünya nüfusu nasıl sekiz milyar o zaman?


Doktor ellerini ceplerinden çıkartıp gülümsemeye başladı.
Devran kafasın da ki cevapsız sorular yüzünden biraz daha ciddiydi. Yüz kaslarını biraz zorlandıktan sonra yüzüne samimi olmayan bir tebessüm dikti.
Çünkü konunun bir şekilde değişmesi gerektiğini düşündü. Eğer doktorla aynı konu üzerinde biraz daha konuşmaya devam ederse dibe batacağını çok iyi biliyordu. O akıllı bir deliydi çünkü. Belki de çok zeki bir akıl hastası.
Oturdukları bankta sessizlik hakim olunca, ikisi de duvar dibin de ki hastaya çevirdi bakışlarını.
İlk Devran merak etmişti onu. Bu yüzden sorusun da çok bir değişiklik yapmadan tekrar sordu.
+ Adı neydi bunun?
- Kimliğinde Yusuf yazıyor ama kabul etmiyor adını " İsra " diyor kendine.
+ Neden yapıyor ki bunu? Yusuf çok güzel bir isim bence.
- Bunu anlamamız yaklaşık bir yılımızı aldı. Kullandığı ilaçların baş harfleriyle kendini isim koymuş. Aynı zaman da Kur'an da geçen bir sure, ayrıca arapça da ( Geceleri yürümek ) anlamına geliyormuş.
+ Ürkütücü ama zekice.
- En sıkıntılı hastalardan biri o kullandığı ilaçlar çok ağır nasıl baş edebiliyor bilmiyorum Devran.
+ Neden bura da o ?
- Eski istihbaratçıymış, öyle boş adamlardan değil. Devletin sayılı adamlarından.
Bir kaç sene önce karısını bir milletvekili ile yakalıyor.
+ Bir şey yapmamış mı onlara?
- Kimse bilmiyor ki. Olaydan bir kaç gün sonra adamın ayaklarını bir çöp konteynerinde bulunmuş. Kalan parçaları ve karısı hala kayıp.

Devran'ın korktuğunu hissedince birden sustu doktor. Devran'ın gözleri duvarın dibinden yavaşça ayağa kalkan Yusuf'taydı hala.
Ya da İsra da.
Hastahane bahçesinden yükselen o müthiş çığlıklatan sonra herkes aynı noktaya yöneldi.
Yusuf, ellerini duvara yapıştırmış, kafa tası kemikleri kırılan kadar duvara vuruyordu başını.
Duvara atılan kafa darbelerini duyabiliyordu Devran. Gözlerini hiç kısmıyordu. Ağlamaya başladı. Daha önce hiç ağlamadığı kadar ağlıyordu. Hastahane çalışanları Yusuf'u durdurmaya çalışıyordu daha yiyeceği iğne darbesine gerek kalmadan yere bıraktı kendini Yusuf. Duvarda kan ve küçük kemik parçaları vardı. Devran daha çok ağladı. Yutkundu ve yaninda ki doktora bağırmaya başladı.
+ Sonumun böyle olmasını istemiyorum doktor! Yusuf gibi olmak istemiyorum!
- Sonunun böyle olmasını istemiyorsan anneni ve kız kardeşini öldürdüğünü kabul et Devran!

alinti
________________

~ Gott bewahre dich vor meinem Zorn ~





Konu Zed tarafından (24 Temmuz 2021 Saat 15:16 ) değiştirilmiştir..