Bilinmeyen bir zamanda tasvir edilen
III. Dünya Savaşı, Einstein’ın şu sözünü haklı çıkaran türden:
“III. Dünya Savaşı’nda hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama IV. Dünya Savaşı’nda taş ve sopalar olacak.” Dokunulmaz zannedilen zamana dahi insan eli uzanabildikten sonra III. Dünya Savaşı’nın tam anlamıyla bir kıyamet olacağını
Christopher Nolan, 2020 yapımı
Tenet filminde derinlemesine işler.
Rus bilim insanı
Andrei Sator, bilinç dışı farklı boyutları kontrol edebilme metodunu keşfettiği andan itibaren dünyanın tüm düzenini alt üst edecek küresel bir savaşın eşiğine gelinir. Tenet adında, menşei gizli tutulan bir yapılanma ise bunun önüne geçmek için geniş bir istihbarat hattı kurmuştur.
Filmin başkahramanı olan isimsiz
CIA ajanı, Tenet için çalışmaya başladığında gerçek zamanın ötesinde, tüyler ürperten bir yolculuk da kapılarını aralamış olur. Zaman boyutunu tersine çeviren film, insanın zaman karşısındaki çaresizliğiyle ona hükmetme mücadelesini, bir kıyamet savaşı olarak ilan eder.
2010 yapımlı Inception filminin ardından karşımıza yeniden baş döndürücü bir kurguyla çıkan Nolan, önceki yapımlarına da bir gönderme yapmıştır.