Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04 Temmuz 2021, 09:46   #1
ZeyNa
ZeyNa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart İlişkiyi Zehirleyen En Büyük Sorun


İlişkiniz var ve sorun yaşamadan mutlu mesut geçinmek mi istiyorsunuz?

İlişkiniz yok, ama olduğunda acı çekmek yerine, tadını çıkarmak mı istiyorsunuz?

Sadece aşk hayatı değil, sosyal yaşamınızda ve iş hayatınızda da daha iyi bir iletişime mi ihtiyacınız var?

O halde sizi ilişkilerin en büyük zehirleyicisiyle tanıştırayım:





Suçlama!


Evet, evet “suçlama”… Hem de karşı tarafın egosuna basa basa, egosunu ciyaklata ciyaklata suçlama!


“Sen bana bunu yaptın”

“Sen şöyle kötüsün”

“Sen acımasızsın” “Sen bencilsin”…

Sen sen sen…

“Sen ile başlayıp” devamında o kişiye bilezik gibi laf geçirdiğimiz her türlü denklem birer suçlama örneği.



Evet biliyorum, karşınızdaki insan size bunu yapıyorsa, siz de “Önce o başlattı” deyip aynı şekilde karşılığını veriyorsunuz. Çünkü egonuz incindi. Ama durun bir dakika, işte “zehirlenme” dediğimiz şey de tam olarak burada başlıyor.

“O beni suçladı, ben de intikamımı almalıyım”

İşte siz bunu deyip de intikam alıyorsunuz ya, karşı taraf da aynen böyle diyerek sizden intikamını alıyor ve işte bu bir nevi kan davasına dönüşüyor. Kazananı olmayan, her iki tarafın da mağlup olduğu, tükendiği; ilişkinin zehirlendiği bir kan davası…

Neden Suçlamamalıyız?

Öncelikle hiç zekice bir yöntem değil. Amacımız, karşımızdaki kişinin bir davranışını düzeltmesini sağlamak ise, karşındakini suçlamak uygulayabileceğimiz en kötü taktik.

“Sen gerizekalı mısın?” diye suçladığınız insan size dönüp de “Aaa canım kusura bakma, haklısın.” mı der, yoksa sizle bir güzel kavga mı eder?

Demek ki neymiş? Suçlamak uygulayabileceğimiz en kötü taktikmiş. Hem karşıdaki insanın gereksiz yere kendini savunma refleksini aktive etmiş olursunuz, hem de bu bir bumerang etkisi yapar, söylediğiniz söz misliyle size geri döner.

Evet, karşındakini suçlamak, bumerangı düşmana atıp kendi kafamızı yarmak gibidir.

Peki Suçlamayalım da Besleyelim Mi?

Önce kendimize şu soruyu soralım. Neden karşı tarafın egosuna basa basa onu suçluyoruz? Bunun iki temel nedeni olabilir:

İntikam almakYaptığı bir yanlışı bir daha yapmamasını sağlamak

Eğer gerekçeniz intikam almaksa, buyrun afiyetle alın. Ama bilin ki intikam aldığınız takdirde karşı taraf da sizden aynı şekilde intikam alacak. Yani yediğiniz hurmalar, sizi bir güzel tırmalayacak.

Eğer amacınız o kişinin yaptığı bir yanlışı bir daha yapmamasını sağlamak ise o zaman yine kötü bir taktik uyguluyorsunuz. Çünkü karşınızdaki insanın egosunu suçlamalarınızla incittiğiniz için, otomatik savunma mekanizmaları aktif hale gelecektir. Yaptığı şeyin yanlış olduğunu bilse bile o yanlışını savunacaktır.

Peki Çözüm Ne?

Çözüm, memnun olmadığımız bir konuyu karşı tarafı suçlamadan paylaşmak. Nasıl mı?

“Sen ne kadar bencil bir adamsın, hep kendini düşünüyorsun!” demek ve bumerangı fırlatmak yerine,

“Tatlım, bu yaklaşım bana iyi hissettirmiyor” demek çok daha akıllıca bir tercih olacak.

“Sen benim hayatıma ne hakla karışıyorsun? Sanane!” diyerek bumerangı atıvermektense,

“Hayatıma karışılması beni mutsuz ediyor. Buna izin veremem” demek sizi büyük bir intikam fırtınası yaşamaktan kurtarabilir. Hem karşı tarafı suçlamıyoruz, hem de istemediğimiz davranışı belirtiyoruz.

Demek Ki Neymiş?

İntikam bumerang gibi yenen bir yemek imiş

Bumerangı yememek için akıllıca davranmanız yeterli.

İlişkinizin hem tadını çıkarmak, hem de akıl sağlığınızı korumak için, şu “suçlama” halinden şimdi vazgeçme zamanı.

Şimdi ilişkinizi intikam duyguları olmadan, keyifle yaşama zamanı.

Çünkü şimdi değişim zamanı!


Kaynak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]