Yazıklar Olsun! Üzerine yazacağım tüm kelimelerin anlamını yitirdiği, utanç ve öfkeyi en derinden yaşadığım bir hal içindeyim. Ben ne desem, nasıl tepki versem küçücük iki çocuğun hayatlarının iğrenç şekilde alt üst edilmesini anlatır ki?
Bizi toplumsal travmmaya sürükleyen, konuşmanın bile içimizi parçaladığı bir durumu çocukların uzun süre yaşadığını bilmek tarifsiz bir ağırlık. Üstelik onlara bunu yaşatanların serbest bırakılmasını aklım, hayalim, mantığım, vicdanım yani bana dair hiçbir şey kabul etmiyor! En ağır cezayı daha en başta alması gerekenlerin hak ettiğini bulması için ses vermek, yine bizlere Düşüyor. İşim konuşmak, yazmak ama inanın bu durumu anlatacak hiçbir cümle kuramıyorum.
Biz her zaman böyle miydik? Her şeyin halının altına süpürüldüğü zamanlar bugünkü teknolojik ortam sayesinde mi gün yüzüne çıktı?
Yoksa gerçekten birilerini ahlaklı ve iyi insanlar yapan tüm değerler zamanla mı yitirildi? Bu kadar travma ile nasıl yaşayacağız? Artık her gün de değil, günde birkaç kez kadına, çocuğa, hayvana şiddetin her türlüsünü görmekten bıktık! Adaleti sosyal medya üzerinden aramaktan da...
ElmalıDavası başta olmak üzere suçluların cezalandırılmasını beklediğimiz onlarca şiddet, taciz, tecavüz davasında adaletin yerini “geç kalmadan” bulmasını istiyoruz! Çocuklarımızın gülen yüzlerle dolu resimler çizdiği ve gerçekten güldüğü bir yaşam istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz?
Bu Konuyla İlgili Çözumun parcasi Olacak,Önerileriniz Var mi? Siz Sosyal Medyada Paylasmak Disinda Ne Yapiyorsunuz?? Baska Ne Yapabilirsiniz? Öxellikle Bu Konular Üzerine Çalisanlar Bilgi Ve Önerilerini Paylasabilir mi? Çünkü artık sadece sosyal medyada yazıp birkaç gün sonra unutulan içeriklerden başka adımlar atmak gerek! ALINTI.
________________ "Şimdi açsam pencereyi de beklesem.
Sen gelsen.
Olmaz ya hani geliversen.
Hiç bir şey sormasan.
Hiç bir şey söylemesen.
Sussam...
Sussan...
Sussak...''
#cemalsüreyya |