Alıntı:
tugbu Nickli Üyeden Alıntı
gide gide bir söğüde dayandım dayandım,
o söğüdün allarına boyandım gelin boyandım.
ben o yare dağlar kadar güvendim güvendim,
güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi.
ölem ben ölem ben,
kurban olam ağzındaki
dile ben gelin dile ben.
yüce dağlar size var mı zararım zararım,
yar yitirdim uğrun uğrun ararım gelin ararım.
ben o yari her gelenden sorarım sorarım,
güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi.
ölem ben ölem ben,
kurban olam ağzındaki
dile ben gelin dile ben.
yüce dağ başına çadır açarım açarım
çadırın içine güller saçarım gelin saçarım
ben o yari çalar dağa kaçarım kaçarım
güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi.
ölem ben ölem ben,
kurban olam ağzındaki
dile ben gelin dile ben. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Hikayesi yok sanirim paylasma istedim cok severim bu turkuyu :) |
Sevgili tugbu, iyi ettiniz tabi ki... paylaşım için teşekkür ederim. Çok güzel bir türküdür.
Hikayeyi de ben paylaşayım.:) Keyifli okumalar/dinlemeler
Gide gide bir söğüde dayandım türküsünün öznesi andredir.
ağaca dayanma kurur insana dayanma ölür diyenlere dayanacak başka bir şey göstermeleri halinde bu durumun değişebileceğini söyleyen andre sonrasında yağan lapa lapa kardan söğüdün dalları sayesinde korunabileceğini de eklemiştir.
bununla yetinmemiştir tabi. bir taraftan söğüdün allarına boyanırken diğer taraftan güvendiği yarin kelek çıkışına da şahit olmuştur.
söğüdün dallarına güveneyim bari derken dalları da elinde kalan andre bu olayı güzel bir türküyle süslemiştir.
"Gide gide bir söğüde dayandım" türküsü Habip isminde bir gencin ölüm haberini alan annesi ve kız kardeşinin yaktığı bir ağıttır.
Ağıt türündeki türküler bir kişinin beklenmedik bir zamanda ölümü sonrasında yakılan feryat niteliğindeki eserlerdir.
Türkünün acıklı hikayesi, Sırbistan ve Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne savaş açtığı 1876 yıllarına dayanır. O dönem Osmanlı Devleti Sırp saldırılarını durdurmak için gösterdiği tüm çabalara rağmen büyük devletler karşısında başarılı olamaz ve Rusya ile bir ateşkes imzalamak zorunda kalır. 1912 ve 1913 yıllarında ise Osmanlı Devleti Balkan Savaşlarında binlerce gencini kaybeder.
Balkan Savaşlarında şehit düşenlerden biri de Hacı Bektaş'ın Barak Köyü'nden Habip'tir. Oğullarının şehadet haberini alan annesi ve kız kardeşi bu ağıtı yakar.