26 Mayıs 2021, 18:05
|
#9 |
| | | İçeriği Görebilmeniz için Üye olmalı / Giriş Yapmalısınız..! | | Şehre yürümek kolay mı?
Oturuyorum öylece.
Havanın, denizin, denizdeki hareketin, dizlerime sürtünerek koşan çocukların, sessizlikle önüme bırakılan çayın, motor gürültülerinin,
ıssızlık içinde korku doğurarak kayan yelkenlilerin, sağ omuzumu ağırlaştırarak ufka inen güneşin, ve gelip giden insanların
hayata doğru kımıldatamadıkları bir varlığım şimdi..
Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim..
Kederli olduğum da söylenemez zaten. buna sebepte yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var.
Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok. Ağırlıksız duran bedenimi küçümseyeceklerdi.
Sonra da birbirlerine dürterek, ya da ilerdeki arkadaşlarına göz işareti vererek beni gösterecekler, “kalbini yok etmişin haline bakın,
hınzır pek de pratik, belli etmiyor hiç” diyeceklerdi..
Ama iyi ki yoklar.
Yüzümü saklamayı düşünmeden durabiliyorum.
Cahit Zarifoğlu, Yaşamak
________________ anlayışı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. bence her ikisi de haklıdır.
|
|
| |