Hepimizin Bildiği Ama Tanımlayamadığı Bir Kavram: Sonsuzluk Sonsuzluğun kendi içinde tam bir tanımının yapılamayacağı ortadadır. Zaten tanımlamaya çalışırsak yapacağımız şey sadece onu sınırlamak olurdu, bu da sonsuzluğun anlamıyla ters düşmek demektir. Sonsuz her şeyi kucaklayan tanımlayamadığımız matematik, felsefe gibi alanlarda karşımıza çıkan günlük konuşmalarımızda da sıkça kullandığımız hepimizin bildiği bir kavram.
Gerçek sonsuz ve kurgusal sonsuz birbirinden ayırt edilmesi gereken kavramlardır.
Kurgusal sonsuzluk sayı dizilerindeki gibi (1,2,3.....?) gerçek hayatta karşılığı olmayan sonsuzluktur.
Gerçek sonsuzlukta ise evrenin geçmişinin sonsuz olduğunu söylemek bir bitmişlik tükenmişlik ifade eder. Gelecek zamanın sonsuz olmasıyla bu çok farklıdır. Sonsuz geçilemez; bizim sonsuz zaman geçtikten sonra bu noktada var olduğumuzu söylemek sonsuz +1'in var olabileceğini ve sonsuzun geçilebileceğini söylemek olur ki bu da sonsuzun gerçek tanımına aykırıdır.
Alman matematikçi sonsuzluğu anlatmak için daha önce hiçbir otele benzemeyen sonsuz sayıda odası bulunan adıyla anılan (Hilbert Oteli Paradoksu) bir otel paradoksu düşünmüştü. Bu hikayeye göre barınma ihtiyacı olan bir adamın otele geldiğini ve kendisine boş bir oda istediğini düşünmüştü. Fakat adam hayal kırıklığına uğramış çünkü tüm odaların dolu olduğunu, otelde oda ayırtmış sonsuz sayıda misafirin bulunduğunu öğrenmişti. Resepsiyonistin aklına parlak ve zahmetli bir fikir gelmiş, tüm misafirlerle görüşmüş ve 1 numaralı odadaki misafire 2 numaralı odaya geçebilir misin diye sorup olur cevabını almış. 2 numaradaki misafire de 3 numaralı odaya geçebilir misiniz diye sormuş ve olur cevabını almış. Bunu her oda için uygulamış. Herkes bir oda kayınca sonsuz sayıda oda olduğu için açıkta kimse kalmamış hem de 1 numaralı oda boş kalmış ve adam da 1 numaralı odaya yerleşmiş.
ALINTI. |