| | Beyin Olumu Gerceklesen Organ Donorlerinde Enflamasyonu Azaltan Stratejiler Transplantasyon, solid organ son donem hastaligi icin kesin tedavi yontemidir. Organ nakli icin bekleme listesi hizla buyumekte olmasinin yaninda uygun organlarin mevcut teklifi, ihtiyaclari karsilayacak kadar yeterli degildir. Eurotransplant bolgesi icinde ve dunya capinda, nakledilen organlarin cogu olen beyin olumu yapan donorlerden elde edilmektedir. Canli vericilerden alinan bobrek greftlerinden elde edilen sonuclarin (hem alicilarla iliskili hem de alicilarla ilgisiz), gecikmis greft fonksiyonu, akut ret ve greft sagkalimi acisindan olen organ donorlerinden cok daha ustun oldugu iyi bilinmektedir. Bobreklerin canli ve olen donorlerden kisa ve uzun vadeli hayatta kalmasi arasinda onemli bir fark oldugu icin, odak son zamanlarda alicidan donore, beyin olumu sirasinda ve sonrasinda meydana gelen olaylara kaymistir. Beyin olumu, hemodinamik dengesizlik, inflamatuar, hormonal, metabolik ve hematolojik bozukluklar dahil olmak uzere ciddi sistemik rahatsizliklarla sonuclanan yikici bir olaydir.
Beyin Olumu Gerceklesen Organ Donorlerinde Enflamasyonu Azaltan StratejilerPotansiyel bir organ donorunde daha iyi bir nakil sonucu icin sinirlayici bir faktor, kesinlikle beyin olumu sirasinda, erken donemde ve hemen sonrasinda baslayan bagisIklik sisteminin aktivasyonudur. Bu nedenle beyin olumu, nakil islevini ve hayatta kalmayi onemli olcude etkiledigine inanilan anahtar faktorlerden biri haline gelmistir. Basarili bir bagis ve nakil icin mevcut organlarin niceligini ve kalitesini saglamak amaciyla zamaninda ve agresif bir donor yonetimi olusturmak icin potansiyel donorlerin erken tespiti cok onemlidir. Ne yazik ki, su ana kadar beyin olumu gerceklesen donorlerin yonetimi icin standartlastirilmis kilavuzlar uygulanmamistir. Bununla birlikte, basarili bir organ bagisi icin ana hedef, hemodinamik stabilite, yeterli oksijenasyon ve optimal sivi ve elektrolit dengesi dahil olmak uzere fizyolojik kosullari normallestirmek ve surdurmektir. Bu nedenle, gereksiz organ kaybini onlemek icin agresif solunum ve hemodinamik izleme gereklidir.
Organ Donorlerinde Enflamasyonu Sinirlandirma Stratejileri
Metilprednizolonun tek basina veya hormon replasmaninin bir parcasi olarak kullanilmasi, sitokin uretimini azaltma ve proinflamatuar aracilarin neden oldugu degisIklikleri onleme acisindan beyin olumunden sonra gozlenen immunolojik aktivasyonu azaltir. Prospektif randomize bir calismada, metilprednizolon uygulamasindan sonra insan karaciger transplantasyonunda azalmis serum, greft sitokin ekspresyonu ve gelismis greft fonksiyonu bulunmus ve rapor edilmistir. Ayrica kalp ve bobreklerdeki iltihaplanma da azalir. Sitokin aktivasyonundaki azalma, canli donor transplantasyonunda gorulen duzeylerle hemen hemen karsilastirilabilir duzeydedir. Metilprednizolon kullanimi, organ aliminin artmasi ve cogu transplante organ icin kisa ve uzun vadeli sonuclarin iyilesmesi ile iliskilidir. Organ koruma ve koruma stratejilerinin bir parcasi olarak cok sayida baska ajan ve yaklasim arastirilmaktadir. Bu tur stratejiler arasinda, sitokinlerin hemoadsorpsiyonla aktif olarak uzaklastirilmasinin mumkun oldugu gosterilmistir.
Bu da dolasimdaki sitokin konsantrasyonunda en azindan orta derecede bir dususe yol acarak beyin olumu ile iliskili inflamatuvar yaniti zayiflatmistir. Gunumuzde insanlarda RKC bulunmamasina ragmen, hayvan modelleri noradrenalin kullanildiginda azalmis bir inflamatuar yanit ve gelismis oksijenasyon gostermislerdir. Glukagon benzeri peptid-1
Beyin Olumu Gerceklesen Organ Donorlerinde Enflamasyonu Azaltan Stratejiler
(GLP1) analoglarinin farkli karaciger ve pankreas hastaligi modellerinde ilginc sitoprotektif etkilere sahip oldugu gosterildiginden, bu molekuller deneysel transplantasyon modellerinde de test edilmistir. GLP1 analogu eksendin-4 (Ex-4) ile tedavi, inflamasyon ve oksidatif stresi hafifleterek beyin olumunun neden oldugu karaciger, renal ve pankreas adacigi hasarini rahatlatmistir. Beyin olmus farelere tek bir antitimosit globulin (ATG) uygulamasindan sonra, miyokardiyumdaki enflamatuar reaksiyon, kontrollere kiyasla ATG ile tedavi edilen orneklerde, IL-2 ekspresyonunda ve ortam hucrelerinde IL-6 birikiminin azalmasinda onemli bir azalma bulunmustur.
Jager ve ekibi tarafindan yakin zamanda yapilan bir calismada,beyin olumunun induksiyonundan sonra tamamlayici aktivasyonunun hedeflenmesi, hayvan modellerinde transplantasyondan once bobrek iltihabini azaltmis ve bobrek fonksiyonunu iyilestirmistir. Deneysel donor sican on-tedavisinin, bobrek fonksiyonunu koruyan bobrek fonksiyonunu, transplantasyondan once bobrek hasarini ve iltihaplanmayi azalttigini gostermistir. Gorunuse gore, beyin olumu sican donorlerinin yuksek doz C1-INH tedavisi, onemli olcude daha dusuk renal gen ekspresyonu ve IL-6’nin serum seviyeleri ile sonuclanmistir. Bu da gelismis bobrek fonksiyonu ve azalmis bobrek hasari ile sonuclanir. Travmatik beyin hasari ve diger enflamatuar durumlar gunumuzde klinik oncesi ve klinik calismalarda, mezenkimal kok hucreler (MSC) yaygin kullanimlari, izolasyon ve kultur kolayligi nedeniyle en cok ilgi ceken bir dizi hucresel tedavi ile tedavi edilmektedir. Bu nedenle, beyin olumu gerceklesmis insan donorlerinde sitokin ve kompleman aktivasyonunu hedefleyen stratejiler, basarili bir organ bagisi ve nakli sonucu icin organ miktarini ve kalitesini iyilestirmek icin yeni ve umit verici bir firsat olarak ortaya cikmaktadir.
Alinan Organlari Korumak Icin Iltihap Sinirlama Stratejileri
Tedarikten sonra organlar, fizyolojik kosullarindan uzaklastirilmalari nedeniyle daha fazla yaralanmaya maruz kalmaktadir. HipoksIk hasar, organ yapisi ve islevi uzerinde zararli bir etkiye sahiptir ve artan immunojenisiteye katkida bulunur. Uzamis iskemi, soguk veya sicak, erken greft disfonksiyonu ve daha kotu uzun vadeli sonuclar icin bir risk faktorudur. Iskemi suresinin suresi, sicak veya soguk ve tipi de sitokin uretimini dogrudan etkileyebilir. Aksi takdirde, onemli sitokin gen ekspresyonu, beyin olumunden hemen sonra zaten meydana gelmistir. Yani, transplantasyondan once sitokin gen ekspresyonunun, akut rejeksiyon donemindekinden bile daha yuksek oldugu gosterilmistir. Son zamanlarda soguk iskemi zamani ile insan karaciger nakillerinde IL-1 ve IL-8 seviyeleri arasinda guclu bir iliski tespit edilmistir. Ayni calismada sicak iskemi zamani da IL-6 ve IL-10 ile korelasyon gostermistir. Basarili koruma stratejileri, iskemik hasari ve reperfuzyonun, organ implantasyonundan sonra artan immunojenisite ile etkisini en aza indirgemek icin anahtardir.
Beyin Olumu Gerceklesen Organ Donorlerinde Enflamasyonu Azaltan StratejilerCogu kati organ icin gecerli olarak kabul edilen standart, kati organin donorden cikarildiktan sonra buz uzerinde saklandigi ve daha sonra implantasyon sirasinda buz kutusundan cikarildigi statik soguk depolamadir (SCS). Bununla birlikte, yeni teknolojiler, nakil asamasinda veya alici merkezinde bagislanan organin cesitli sicakliklar ve farkli perfuzatlar kullanma secenegi ile perfuzyonunu mumkun kilar. Makine perfuzyon sistemleri hipotermik, normotermik, oksijen persuflasyonu gibi dinamik koruma yontemlerini temsil eder. Hipotermik koruma stratejileri artik inflamasyonu azaltmak, hucrelerin metabolik hizini dusurmek ve iskeminin etkilerini azaltmak icin yaygin olarak kullanilmaktadir. Simdiye kadar yapilan en buyuk meta-analizde, hipotermik makine perfuzyonu (HMP) olen donor bobrek transplantasyonunda SCS’den ustundur ve bu hem DBD hem de DCD bobrekler icin gecerlidir. Olen beyin donorlerinden alinan bobreklerde gecikmis greft fonksiyonu insidansi hipotermik perfuzyonlu grupta cok daha dusuktur. Ek olarak, ekonomik analiz raporlari, HMP’nin hem Kuzey Amerika hem de Avrupa ortamlarinda maliyet tasarrufu saglayabilecegi one surulmustur.
Cok dusuk sicakliklar, sitokin ve reaktif oksijen uretimi acisindan organlar uzerinde de zararli etkilere sahip olabileceginden, son yirmi yilda birkac arastirma grubu, makine perfuzyon sicakligini neredeyse normotermik sicakliklara yukseltmenin etkilerini incelemislerdir. Neredeyse normotermik koruma, ozellikle kardiyak olumden sonra marjinal donorlerin veya donorlerin organlari icin gecerlidir. Bu durumlarda, uzun sureli sicak iskemi sureleri nedeniyle, organ canliligi, sonraki soguk korumadan olumsuz etkilenir. Bu nedenle normotermik perfuzyon, koruma ve transplantasyon sonuclarini artirabilir ve fonksiyonel olmayan organ riskini azaltabilir.
Sonuc olarak beyin olumu gerceklesmis organ bagiscilari, organ nakli icin ana organ kaynagini temsil eder. Beyin olumu potansiyel bir donorden uygun bir greft ve alici sonucuna giden yol uzundur ve nakledilen organlarin kalitesi uzerinde onemli bir etkiye sahip olabilir. Beyin olumune bagli sistemik degisIklikler organlara bagis yapilamayacak kadar zarar verebilir. Siddetli sistemik enflamatuar yanit, greft immunojenitesini arttirir, greft sagkalimini ve transplant sonucunu etkiler. Bu nedenle, immunomodulator ajanlar, gelecekte donor tedarikinde ve korunmasinda cok onemli olabilir.
ALİNTİ ~ |