Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Mart 2021, 15:57   #1
CeReN
Guest
CeReN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Kursunun Ureme Sagligina Zararlarini Onleyici Stratejiler

Gunumuzde kursuna maruz kalmanin ureme sagligini olumsuz yonde etkiledigine dair bircok bilimsel kanit vardir. Maruz kalmanin ana kaynagi genellikle mesleki secimlerdir. Ancak son yillarda, ozellikle BirlesIk Devlet, Kanada ve digerleri gibi gelismis ulkelerde kursuna cevresel maruziyetin azaldigina suphe yoktur. Bu azalmadaki ana rol, kursunlu benzinin ortadan kaldirilmasina dair yapilan uygulamalardir. Yine de kursun zehirlenmesi riski, digerlerinin yani sira kursun boya, kozmetik, geleneksel ilaclar, elektronik atiklar ve sirli seramik kaplar gibi bazi maruz kalma kaynaklarina bagli olarak, ozellikle gelismekte olan ulkelerde hala devam etmektedir.
Araba akulerinin eritilmesi, uretimi ve geri donusumu ve kursun kristal cam esyalar gibi cok cesitli endustriyel hatlarda kullanimi nedeniyle kursundan vazgecmek cok zordur. Ancak son yillarda kursunun verebilecegi zararlarin yayginlasmasinda ve insanlarin sagligini korumak icin alinmasi gereken onlemlerde artis olmustur. Yuksek BLL’ye sahip olmak icin risk faktorlerinin belirlenmesi, kursun zehirlenmesinin yayginligini ve siddetini azaltmaya katkida bulunmustur. Bir bakima, arastirmanin sonuclari insanlarin bu metalin toksisitesinin ve sagliklari icin olusturdugu tehlikenin farkina varilmasina yardimci olmaktadir.Kursunun Ureme Sagligina Zararlarini Onleyici Stratejiler


Son yillarda yapilan saglik mudahaleleri, kursuna daha az maruz kalinmasinda etkili olmustur. Buna ragmen ozellikle kadin ve cocuklara yonelik koruma onlemlerinin artirilmasi gerekmektedir. Bugune kadar, guvenli kabul edilebilecek bir maruz kalma kursun seviyesi yoktur. CDC, cocuklarda BLL’ler icin referans deger olarak 5 μg / dL belirlemesine ragmen, epidemiyolojik arastirmalar, daha dusuk kursun konsantrasyonlarinda bile olumsuz saglik etkilerinin ortaya cikabilecegini gostermistir.


Kadinlarla ilgili olarak, 5 g / dL’nin altindaki BLL’lerde de olumsuz ureme sonuclari gozlenmistir, ortalama kan kursun 2,2 g / dL olan gebe kadinlarda delta-aminolevulinik asit dehidrataz (ALAD) aktivitesinde azalma saptanmistir. Disi ureme sistemindeki hasarlar 2,5 g / dL’nin uzerindeki BLL’lerde rapor edilmistir. Kursunun toksIk etkilerinin korunmasi icin bazi onleme stratejileri dikkate alinmalidir. Onleyici tedbirler en azindan asagidakileri icermelidir:
• Sagliga maruz kalma kaynaklarini belirlemek icin halki bilinclendirme kampanyalari gelistirmek
• Dogum oncesi bakimlarinda tum hamile kadinlar icin risk faktorlerinin degerlendirilmesi
• Kursuna maruz kalma kaynaklarindan kacinmak icin dogurganlik cagindaki kadinlarin egitimi
• Kan kursun, ALAD aktivitesi ve idrar ALA gibi tani testleri araciligiyla tum hamile kadinlar icin kursuna maruz kalmanin taranmasi


• BLL ≥ 5 g / dL olan cocuklari ve hamile kadinlari maruziyet kaynaklarindan uzak tutmak
• Isverenlerin isyerlerinde kursun seviyelerini dusurmek icin onlemler almasini zorunlu kilmak
• Maruz kalan iscilerin koruyucu araclar kullanmasini zorunlu kilmak
• Maruz kalan nufus icin daha fazla koruma saglamak icin duzenlemelerin gozden gecirilmesi
• YerlesIk standartlardan herhangi bir sapmayi tespit etmek icin cevresel izleme (havada, toprakta, suda vb.)
• Vucudun kursuna maruz kalmasini ve etkilerini degerlendirmek icin yuksek hassasiyet ve ozgullukle yeni biyo belirteclerin arastirilmasi

Cinsiyet Farkliliginin Kursun Toksisitesine Etkisi

Kursunun saglik uzerindeki etkisinde cinsiyetin etkisi tartismali bir konudur. Kursunun maruziyeti, emilimi ve metabolizmasiyla ilgili cinsiyet farkliliklari bazi arastirmacilar tarafindan bildirilmis olsa da sonuclar kesin degildir. Ileriye donuk bir kohortta, kursun maruziyeti ile norogelisimsel toksisite arasindaki iliskide cinsiyet farkliliklarinin etkileri analiz edilmistir. Kursun seviyeleri gebeligin erken ve gec donemlerinde anne kaninda, dogumda kordon kaninda ve 2, 3 ve 5 yasinda cocuklarin kaninda belirlendi.
Sonuc olarak, gebeligin sonundaki kursun konsantrasyonlari ile davranissal problem riski arasinda onemli bir iliski gozlenirken, 2- ve 5 yasindaki cocuklarda olculen kan kursunu kadinlarda artmis davranis problemleri riski ile iliskilendirilmistir. Onceki verilere gore, yasamin erken doneminde kursunun norotoksIk etkisine duyarliligi erkeklerde kizlara gore daha yuksektir. Diger yandan deneysel veriler, kursunun immunotoksIk etkilerine duyarliligin kadinlarda daha yuksek oldugunu gostermektedir. Bu tutarsizliklari aydinlatmak icin daha fazla arastirmaya ihtiyac vardir.
Insanlarda kursuna maruz kalmanin biyolojik etkileri de cinsiyete gore farkli gorunmektedir. Japonya‘da yapilan bir calismada yazarlar, cinsiyetin kursun maruziyetinin neden oldugu porfirin metabolik bozukluklari uzerindeki etkilerini belirlemeyi amaclanmistir. Maruz kalan calisanlarda kan kursun, plazma delta-aminolevulinik asit (ALA), uriner ALA ve uriner koproporfirin (CP) belirlenmistir. Erkek ve kadin isciler arasinda kandaki kursun konsantrasyonlarinda onemli bir farklilik gozlenmemesine ragmen, kadinlarda erkeklere kiyasla daha yuksek plazma ALA konsantrasyonlari ve daha yuksek idrar ALA ve CP atilimi vardi. Bu farki aciklayabilecek mekanizma hala belirsizdir.


Ureme sistemi ile ilgili olarak, cok dusuk seviyelerde kursuna maruz kalma bile kadinlarda saglik zararlari gozlemlenmistir. Tayvan’da yapilan bir calismada, dusuk seviyeli kursun maruziyeti ile kisirlik riski arasindaki iliski degerlendirilmistir. Infertil kadinlarda ortalama kursun konsantrasyonu (3,5 g / dL), kontrol grubundakinden (2.78 g / dL) onemli olcude daha yuksekti. Ayrica, BLL> 2,5 g / dL olan kadinlarda, BLL 2.5 g / dL olanlara gore uc kat daha yuksek infertilite riski vardi. Buna karsilik, kursunun erkek ureme sistemindeki zararli etkileri, kadinlara gore daha yuksek maruziyet seviyelerinde tespit edilmistir.Kursunun Ureme Sagligina Zararlarini Onleyici Stratejiler
Kursun ve diger cevresel toksIk maddeler icin cinsiyet etkilerinin aciklamasini bulmanin onemi, Kadin Sagligi Arastirmalari Dernegi tarafindan Ekim 2002’de Ulusal Cevre Sagligi Bilimleri Enstitusu’nde bir yuvarlak masa toplantisinda tartisilmistir. Yukarida belirtilen sonuclara ragmen, birkac arastirmada kursun zehirlenmesine yatkinlikta cinsiyet farkliliklari dikkate alinmistir. Bazi calismalar, kursuna maruz kalma ve saglik bozuklugu arasindaki iliskide cinsiyet karistirici bir faktor olarak dahil edilmistir. Bununla birlikte, bazi arastirmalarda, kursunun zararli etkileri acisindan kadin ve erkek arasinda farkliliklar bulunamamistir.


Arastirmalarin sonuclarina gore, kursun maruziyeti ile ilgili olarak erkekler ve kadinlar arasinda asagidaki farkliliklar vurgulanabilir:
• Genel olarak, maruz kalmayan kisilerde kan kursun seviyeleri erkeklerde kadinlara gore daha yuksektir.
• Kadin ureme sagligi zararlari, erkeklere gore daha dusuk maruziyet seviyelerinde ortaya cikabilir.
• Erken cocukluk doneminde dogum oncesi kursuna maruz kalma ile iliskili davranis problemleri yasama riski kadinlarda daha yuksektir.
• Kursunun norotoksIk etkilerine duyarliligi erkeklerde kizlara gore daha yuksek gorunmektedir.
• Kursunun immunotoksIk etkilerine duyarliligi kadinlarda daha yuksektir.
• Biyolojik acidan, kursuna maruz kalmanin neden oldugu porfirin metabolik bozukluklari, kadinlari erkeklerden daha fazla etkiler.
• Hormonlarin sentezinde ve islevinde bozulma her iki cinsiyette de gozlenmistir. Ancak, kursunun ureme sistemini etkileyen mekanizmalarla ilgili olarak erkek ve disi arasindaki farkliliklar hakkinda cok az sey bilinmektedir.
Ozetle, kursunun saglik uzerindeki zararli etkilerinin daha iyi degerlendirilmesi icin cinsiyet farkliligi onemli bir faktor olarak kabul edilmelidir. Kursuna maruz kalmanin etkilerinin degistiricisi olarak cinsiyetin rolunu daha iyi anlamak icin daha fazla arastirmaya ihtiyac vardir.



Kursuna Maruz Kalma ve Cocuklarin Ureme Sistemi
Kursunun cocuklarin ureme sisteminin gelisimini etkileyebilecegi dusunulmektedir. Hem babadan hem de anneden kursuna maruz kalmanin gametlerin yapisi ve islevi uzerinde zararli bir etkiye neden olabilecegine ve yenidoganin sagligi uzerinde olumsuz etkilere neden olabilecegine dair kanitlar vardir. Embriyolar ve fetus cevresel toksIk maddelere karsi son derece hassastir. Kursun plasenta bariyerini gecip fetuse ulasabileceginden, gebelik sirasinda kursuna maruz kalmanin fetal gelisimi bozabilecegi bilinmektedir.


Kursunun yetiskinlerde testosteron duzeylerini etkiledigi ve ureme bozukluguna yol actigi bilinmektedir. Dusuk testosteron seviyeleri erkeklerde semen kalitesini dusurebilir ve genital malformasyonlari artirabilir. Buna karsilik, kadinlarda yuksek testosteron seviyeleri, daha yuksek polikistik over sendromu (POS) ve ergenlik bozukluklari ile iliskilidir. Buna ragmen, cocuklarda kursuna maruz kalma ile androjen hormon duzeyleri arasindaki iliskiye odaklanan az sayida calisma vardir. Bu konudaki birkac uzunlamasina calismadan biri Rusya’da yapilmistir.
Bu calisma, 516 erkek cocukta organoklor kimyasallarinin ve kursunun buyume ve pubertal zamanlamadaki etkisini degerlendirdi. Cocuklar calismaya 5-7 yaslarinda kaydedilmis ve 18-19 yaslarina kadar izlenmistir. Kursuna maruz kalma, ergenlik donemindeki buyume ile negatif iliskilidir. Ayrica kursunun erkek ergenlik zamanlamasini geciktirebilecegi one surulmektedir.
ABD’de kan metal konsantrasyonlari ile testosteron seviyeleri arasindaki iliskiyi degerlendirmek amaciyla yapilan bir calismada cocuk ve ergenlerin kandaki kursun, kadmiyum, civa ve selenyum konsantrasyonlari ile serum testosteron seviyeleri belirlenmistir. Kan kursunu ve toplam testosteron (TT) arasinda onemli bir iliski gozlenmemesine ragmen, TT konsantrasyonlari dorduncu ceyrekteki kizlarda birinci ceyrektekilere kiyasla onemli olcude daha yuksekti. Diger yandan, Mexico City’de yurutulen ileriye donuk bir calismada, maternal patella kursunu ve erken cocukluk donemindeki kan kursun kizlarda meme buyumesi ile ters orantili cikmistir. Bunun yaninda kizin maternal patella kursunundaki artis, ileri yas menars ile iliskilidir. Cocukluk cagindaki kan kursunu kizlarda kasIk tuylerinin buyumesi ile olumsuz olarak iliskilidir ve erkek cocuklarda herhangi bir iliski gozlenmemistir.Kursunun Ureme Sagligina Zararlarini Onleyici Stratejiler


Kursuna maruz kalmanin hem erkeklerin hem de kadinlarin ureme sagligina zarar verebilecegine dair yeterli kanit vardir. Kursunun zararli etkileri cogunlukla mesleki olarak maruz kalan insanlarda gozlemlenmistir. Bununla birlikte, son yillarda arastirmalar, bu hasarlarin onceden zararsiz oldugu dusunulen kursun seviyelerinde meydana gelebilecegini gostermistir. Erkek ureme sistemi uzerinde gozlenen etkilerin cogu, ejakulasyon hacmi, sperm yogunlugu, anormal morfoloji, sperm sayisi ve hareketlilik gibi kursunun semen kalitesi uzerindeki dogrudan etkisiyle ilgilidir. Ayrica kursun, folikul uyarici hormonlar, testosteron ve luteinizan hormon gibi bazi erkek ureme hormonlarinin konsantrasyonlarini degistirebilir.
Kadinlarda, kursuna dogum oncesi maruz kalmanin, cok dusuk seviyelerde bile olsa, hem anne hem de fetus icin zararli oldugu gorulmustur. Bu nedenle, herhangi bir duzeyde kursun maruziyeti, olumsuz ureme sonuclariyla iliskilendirilebilir. Kursun, digerleri arasinda kendiliginden dusuk, intrauterin buyume kisitlamasi, erken dogum, olu dogumlar, gebelik hipertansiyonu, preeklampsi ve dusuk dogum agirligi gibi cok cesitli olumsuz sonuclarla iliskilendirilmistir.
Son zamanlarda yapilan birkac calisma, kursunun erkek ve disi ureme sagligini etkileyen mekanizmalarla ilgili hipotez onermistir. Ancak, bu mekanizmalari netlestirmek icin daha fazla arastirmaya ihtiyac vardir. Sonuc olarak, kursuna maruz kalma, hem erkek hem de kadin ureme sagligi icin bir saglik sorunu olmaya devam etmektedir. Bu toksIk metalin hem erkek hem de kadinlarin ureme sagligi uzerindeki zararli etkilerinden kacinmak icin koruyucu onlemlerin alinmasi onemlidir.


ALİNTİ ~