Bilim insanları, kapsamlı bir araştırmayla birlikte Ay'da biriken suyun kaynağını tespit etti. Ay'da suyun oluşmasının sebebi, bilim camiasında Güneş rüzgarlarının ilettiği iyonlar olarak görülüyordu ancak yapılan son araştırma, sadece Güneş rüzgarlarının değil Dünya rüzgarlarının da aynı etkiyi yarattığını ortaya çıkardı.
Apollo keşiflerinden önce yüksek sıcaklıklar ve sert hava koşulları yüzünden uzayın
çöl gibi kurak olduğuna inanılıyordu. Keşiflerden sonra, uzayda birçok su kaynağına rastlandı ve Ay’ın yüzeyinde su birikintileri tespit edildi. Ancak bilim insanları,
bu suyun nasıl oluştuğuna dair kanıtlanabilir veriler elde edemedi.
Bilim camiasında en yaygın bilinen teori,
Güneş’in rüzgarları tarafından iletilen pozitif yüklü hidrojen iyonlarının Ay’a ulaşarak su oluşturmasıydı. Astrophysical Journal Letters adlı akademik bir dergide yayınlanan yeni bir makalede, Ay üzerinde oluşan su birikintilerinin sadece Güneş’ten kaynaklanmadığı,
Dünya’dan gelen parçacıkların da önemli bir rol oynadığı açıklandı.
Dünya rüzgarlarının ilettiği iyonlar, Ay’da su oluşmasına olanak sağlıyor
Güneş rüzgarları, Ay’da bulunan suyun kaynağı olarak görülüyordu ancak bilim insanları Ay’ın dolunay sırasında Dünya’nın manyetosferine daha da yaklaşması sonucunda Ay’da biriken suyun
neredeyse yarısının buharlaşması gerektiğini, bu yüzden de Güneş tarafından gönderilen iyonların
büyük derecede su kaynakları yaratmasının imkansız olacağını düşünüyordu.
Bilim insanları, yok olması gerekirken hala yüksek miktarda biriken su kaynakları için dolunay sırasında
Kaguya isimli uydudan alınan verileri incelemeye başladı. Yapılan araştırmalar sonucunda tıpkı Güneş gibi
Dünya’nın rüzgarlarının da pozitif yüklü hidrojen iyonları ilettiği, bu iyonların Ay’ın toprağına yerleşerek su kaynağı oluşturduğu ortaya çıktı.
Güneş’in ve Dünya’nın rüzgarlarından oluşan hidrojen iyonlarının ayırt edilebilmesi için
Themis ve Artemis uydularından alınan veriler karşılaştırıldı. Karşılaştırmalar sonucunda suyu oluşturan bu iyonların gerçekten de birbirinden farklılık gösterdiği ve
Dünya manyetosferinin Ay ile aramızda bir su köprüsü görevi gördüğü belirtildi.
Yapılan araştırmalar, ilerleyen dönemlerde sadece Ay’da değil,
Güneş Sistemi’nde yer alan tüm su kaynaklarının incelenmesine yeni bir ışık tutacak. Araştırmaların daha kapsamlı bir hal alabilmesi için yörüngeye
Ay Mineraloji Haritalama Sistemleri, Ay’ın yüzeyine de
parçacık sensörleri yerleştirilmesi bekleniyor. Yeni araçlarla birlikte bu araştırma,
insanlığın Ay’a yerleşmesine ve Ay madenciliğinin gelişmesine olanak sağlayacak.
Alıntıdır.