Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Kasım 2020, 16:15   #1
Hacer Editör
Editör
Hacer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Kader Arkadaşlığı

Karadenizin şirin bir köyünde Sevda ve Mustafa çifti mutlu mesut yaşamaktalarmış. Birbirlerine deli gibi aşıkmışlar. Geçimlerini hayvancılıkla elde ediyorlarmış.
Ikı inekleri, dörtte koyunları ve on tane tavukları varmiş.
Sadık dostları Paşa , Sivas kangalı hayvanların güvenliğinden sorumluymuş.

Sevda ve Mustafa dört gözle doğacak bebeklerini beklemektelermiş.
Bebeklerini düşünüp hayallere dalarlarmış. Birgün Talihsiz bir kaza sonucu Mustafa çocuğunun doğduğunu göremeden hakkın rahmetine kavuşmuş.
Sevda mutluluk hayalleri kurarken birden hayatin gerçekleriyle yüzleşmiş. Koca yürekli kocası artık yokmuş ve Sevdanın elinden sadece ağlamak geliyormuş.
Sevda Gece gündüz ağlıyormuş. Artık yaşamanın hiçbir anlamı kalmamış!
Hiçbir seyin tadını tuzunu alamaz olmuş, yemekten içmekten kesilmiş.
Bu büyük aci minik yavrusunun varlığını bile unutturmuş Sevdaya.
O kazadan sonra kimselerle konuşmamış, hareket bile etmiyormuş, günlerce ayni kanepede oturuyormuş, dünyayla ilişkisini kesmiş. Varla yok arasında gelip gidiyormuş.
Çaresizlik ve üzüntü deryasında boğuluyormuş. Bir gece öyle çaresiz kalmışki hayatına son vermeye karar vermiş. Yaşaması için hiç bir anlam yokmuş. Sevda eline kocasının usturasını almiş ve bileklerini kesmek için yeltenince, birde hiç beklemediği varliğini hafızasından silindiği minik yavrusu tekme atmış. Sevda irkilmiş, elinden ustura yere düşmüş. Sevdanın gözyaşları seller gibi akmaya başlamış. Ben ne yapıyorum demiş, cinnet geçirirken, bebeğin tekmesiyle birlikte bilinci açılmış akli yerine gelmiş. Sevda o gece sabaha kadar ağlamiş, bitkin düşmüş ve uyuya kalmiş oracıkta. Rüyasında kocasını görmüş.
Beyazlar içinde Sevdaya koşuyormuş. Sevdanin kucaginda bebeği varmiş.
Kocası oğlumuz Mustafamıza iyi bak demiş. Birbirlerine sarılmışlar… uzun uzun sohbet etmişler...

Sevda birden yüzünde bi ıslaklık hissetmiş, ve uyanmak istemediği rüyadan sanki zorla uyandırılmiş. .. bi bakmiş ki paşa yüzünü yalıyor. Sadık dostları paşayi görünce günlerce aç bıraktıgını hatırlamiş, hemen kalkmiş yemeğini vermiş köpeğe. Onu seyrederken, kendisininde günlerce hiç bişey yemediğini hatırlamiş, ah yavrum demiş. Hemen mutfağa gitmiş komşuların getirdiği yemekleri görmüş. Sarmaları görünce gözleri dolmuş, mustafam çok severdi diye aklından geçirirken lokmalar boğazına dizilmiş, gözleri dolmuş tekrar. Sonra rüyasında Mustafaya verdiği söz aklına gelmiş. Ölenle olunmuyormuş , şimdi doğmamış yavrusunu düşünmesi gerektiğini hatırlamış ve biraz daha atiştırmiş sarmalardan.

Çok zor günler Sevdayı bekliyormuş. Sevda herseyin üstesinden gelecek cesarete sahipmiş, kendisine güveniyormuş. Günler gelmiş geçmiş, ve minik yavrusu Mustafa dünyaya gelmiş. Paşa Sevdanın yanından hiç ayrılmıyormuş, gölgesi gibi takipteymiş. Hayvanlarada göz kulak oluyormuş. Hayvan bile sorumlulukların artığını fark ederek, Sevdaya destek oluyormuş.

Aradan günler geçmiş ve Sevda birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalmış. Paşa ve bebek evde yalnız kalmışlar. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Sevda eve gelir. Paşanın kanlı ağzını görür ve Sevda çıldırmışçasına Paşaya saldırmaya yeltenir. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesini duyar. Sevda koşarak odaya yönelir ve odada beşiği görür, beşiğin içindeki bebeğine bakınır ve bebeğin yanında duran parçalanmış yılanı. Paşadan şüphe ettiği içinde çok vicdan azabı çeker. Sonuçta o da bir köpektir. Ona bebek emanet etmekle hayatının en büyük hatasını yaptığını anlar, ama paşayada minnettardır.

Teknolojinin ilerlemesiyle şehirleşmede ilerlerken, bağ, bahçe gibi alanları ilaçlayarak diğer canlıların yaşama hakkını iyice daraltıyoruz. Diğer taraftan ise çevre bilincimizin yeterince gelişmemesinden dolayi birçok hayvan türünün tükenmesinede sebep oluyoruz. Oysaki yaşayan bütün canlıların hakları vardır. İnsanoğlu kendi cinsine gösterdiği saygı ve sevgiyi onlardan da göstermelidir. Unutmayalım ki bütün hayvanlar, insanlar gibi saygı gösterilme hakkına sahiptir.

Kainata baktığımızda her şeyin bir hesap, ölçü ve düzen içinde yaratıldığını görürüz. Biz nedenini bilemesek bile yaratılan canlı ve cansız varlıkların hepsinin bir amacı vardır.

Evcil veya vahşi hiç önemi yok, bu çaresiz varlıklara karşı şefkat ve merhamet gösterilmelidir.

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sözünü hatırlamakta yarar vardır

“Merhamet edene, Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsin.” (Ebu Davud; Ede, 58.)


Hayvanları sevelim, sevelim, sevelim…

Hoş kalın, sevgiyle kalın, bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…
________________

~~ Bazen sevinince Annem gibi,

Rengarenk reçeller dizerim kalbimin raflarına ~~