Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Kasım 2020, 19:06   #1
ihaveanidea Ayın Yıldızı
ihaveanidea - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Sevginin dili Felemenkçedir...

Sanırım dünya farklı bir görünüme bürünüyor artık.

Hümanist ve bireyci anlayışın hüküm sürdüğü bir evrende yaşamaya başladık. Bunun birçok artısı var. Örneğin artık bir yerlere kendimizi kabul ettirmek, onlar için/onlarla yaşamak zorunda olmak gibi yorucu şeyler yok.

Sosyolojik etnisite de bundan nasibini aldı. Kültürler ve onları örf ve adetleri ile oluşturan insanlar kendi yollarını çizdiler. Bunun bir zenginlik bir farklılık olduğu algısı yaratıldı toplumsal yaşamda. Halbuki kültürler, insanları ayıran değil birleştiren bir unsur olmalı değil miydi? Maneviyatı toplumsal inançlar ve ön kabullerle oluşmaz mıydı?



Peki sevgi nasıl evrildi bu süreçte? Sevginin diline ne oldu? Çözdük mü bu dili ya da daha da unuttuk mu?

Sevgi için kimileri koruma içgüdüsü, kimileri duygusal yoğunlaşma kimileri de kimlik uyuşması... Hep bir kılıf uydurduk en temel duygumuza, sevgimize...

Geldiğimiz bu noktada ise artık sevginin tanımı bulundu gibi. Tanımsızlık...

Evet, sevgi ucu bucağı olmayan bir vadiyi izlemek gibi bir şey sanırım. Bu bile tanım olabilir.

Ya da bir çocuğun çikolatasını kimseye vermemek için sıkıca tutması da bir sevgidir mesela. Korumaktır, yoğunlaşmaktır, uyuşmaktır...



Ne yapmamız gerekir? Kendimize bir sevgi tanımsızlığı oluşturmamız gerekir. Sevginin dilini kendi vicdanımızla ve anlayışlarımızla hür bir şekilde oluşturmamız gerekir.

Oluşturduğumuz bu tanımsızlığı birilerinin tanıması için değil, kendimizi buna daha da inandırmak için gayret göstermemiz gerekir.

Çünkü zaten bilinmeyen bir şey, daha da fazla bilinemez olmayacaktır.



Birileri uçan kuşları bizden alamaz, onlar bizi terk etmedikçe.

Saygılarımla...

iha
________________

.






















-barışa giden yolda birbirlerini vurdu aynı tanrı'nın çocukları..-