Sanal Alemde İhanet: Maske mi, Karakter mi?
“Altı üstü yazışma.”
“Nick bu, gerçek ben değilim.”
“Özelden konuşmak ihanet sayılmaz.”
Sanal alemde yakalanan ihanetlerin klasik savunmaları…
Ama soralım:
Bir şey yanlış olmasaydı, neden gizli yapılırdı?
Nick değişir, profil değişir,
ama niyet değişmez.
Ekran araya girince insan masumlaşmaz,
sadece cesaretlenir.
Bu konu sadece aşk meselesi değil.
Asıl yara açan çoğu zaman dost ihanetidir.
Aynı kanalda selam duran,
özelden laf taşıyan…
Aynı ortamda gülüp,
başka pencerede kuyunu kazan…
Sanal alem bunun için çok müsaittir:
• Hesap soran yok
• Yüz kızarmıyor
• “Yanlış anlaşıldım” bahanesi hazır
Ve işin en rahatsız edici tarafı şu:
Burada ihanet genelde bilinçlidir.
Çünkü:
– Mesaj atılırken düşünülür
– Gizli oda açılırken seçilir
– Silinen mesajın farkında olunur
Bu bir refleks değil, tercihtir.
• Dost dediğin insan, sen yokken seni anlatıyorsa dost mudur?
• Özelden yürüyen bir muhabbet, gerçekten masum kalabilir mi?
• “Sanal” diye yapılan şey, gerçekte yapılmamış mı sayılır?
Net sorular geliyor:
👉 Sanalda ihanete bulaşan biri,
gerçekte fırsat bulsa durur mu?
👉 Bir insanın “aslı” hangisidir:
Herkese açık kanaldaki mi,
yoksa kimse görmezken yazdığı mı?
👉 İhanet eden mi daha suçlu,
yoksa görüp susan, normalleştiren mi?
Ve belki de en serti:
👉 “Sanalda herkes biraz böyle” diyerek
ihaneti hafifletenler,
aslında kendi yaptıklarını mı aklıyor?
Açık konuşalım:
Sanal alem insanı bozmaz.
Sanal alem, olanı ortaya çıkarır.
Maske düşer.
Karakter kalır.
Tarafını seç:
– Maske diyorsan savun
– Karakter diyorsan bedelini kabul et
Ortası yok.
Yorumlar açık.