Yağmurun Hatırlattıkları
Yağmur başladı az önce.
Ne şiddetliydi ne de çekingen...
Sanki gökyüzü iç çekiyordu sessizce
bir şeyleri dışarı atmadan
yalnızca bırakıyordu usulca.
Camdan dışarı bakarken
birden hatırladım:
Çocukken yağmurun altında ıslanmayı severdim.
Islanmak sığınmaktan daha cesurca gelirdi o zaman.
Şimdi ise hep bir yere yetişme telaşı.
Hep bir korunma hep bir kaçış.
Ama yağmur kaçmaz senden.
Yavaş yavaş gelir.
Sessizce dokunur saçlarına yüzüne anılarına...
Ve sen hiç beklemediğin bir anda
unutmuş olduğunu sandığın bir sesi duyarsın içinde.
Bir söz.
Bir isim.
Bir bakış.
Ya da sadece o gün...
"O gün" dediğin her neyse.
Yağmurun hatırlattıkları hep böyle değil midir?
Bitmeyen bir konuşmanın son cümlesi gibi.
Söylenmeyen bir vedanın arka plan sesi gibi.
Bazı yağmurlar bir yüzü getirir aklına.
Bazıları bir susuşu.
Ama çoğu
sadece eksik kalmış bir şeyi.
Kapanmamış bir defter.
Gönderilmemiş bir mektup.
İtiraf edilmemiş bir his.
Yağmur hiç olmayanı da hatırlatır bazen.
Yaşanmasını istediğin
ama hiç yaşanmamış bir hayatı.
Ve sen pencereye değil de
kendi içine bakarken bulursun kendini.
Yağmur dinince geçmez bu his.
Ama biraz hafifler.
Çünkü yağmur
her şeyi çözmese de
içindekini sana gösterir.
Ve bazen tek bir damla
saatlerce anlatamadığını anlatır sana.
Yağmurun hatırlattıkları geçmişin sesi değil sadece.
Bazen hâlâ içinde taşıdığın şeylerin varlığını fark ettirir.
Ve sessizce sorar:
Yağmurun Unutturdukları
Yağmurdan Sonra Kalan
Yağmurun Sustukları
Islak Mektuplar
Kapanmayan Camlar
Yağmur sana en çok kimi hatırlatıyor?
Ya da:
Yağmur başladığında içinde ne susuyor?
yağmursohbet.net saygılar sunarız dostlar eşliğiniz için tşkler saygılar sunarım … & Hikaye