İçeriği Görebilmeniz için Üye olmalı / Giriş Yapmalısınız..!

1. Haber Dili Üzerine Eleştiri

Tarafsızlık sorunu var:
Haber “tepki çeken” ve “taksimetre” gibi dikkat çekici ifadelerle başlıyor. Bu, okuyucunun zihninde olumsuz bir önyargı yaratıyor. Habercilik açısından duygusal bir yönlendirme içeriyor.

Kaynak dengesiz:
Sadece TÜKODER Genel Başkanı’nın görüşü yer almış. Restoran sahiplerinden veya esnaf temsilcilerinden bir görüş yok. Oysa etik gazetecilikte her iki tarafın da sesine yer verilmesi gerekir.

Metin dili halkçı ama manipülatif:
“Sosyal yaşamın parçası olan kafeler, toplumsal paylaşım alanıdır” gibi cümleler haber dilinden çok köşe yazısı gibi. Haber değil de yorum gibi okunuyor.

💸 2. Olayın Ekonomik ve Sosyal Eleştirisi

Restoranların tepkisi anlaşılır ama yöntemi yanlış:
Yüksek enflasyon, kira artışı ve gıda maliyetleri işletmeleri zorluyor. Bu yüzden uzun süre oturup bir kahveyle saatlerce yer işgal eden müşterilere karşı önlem almak istemeleri anlaşılabilir.
Ancak bunu “işgal bedeli” adıyla, zorunlu ücret haline getirmek tüketiciye haksızlık ve yasal olarak riskli.

Sorun sistemde, çözüm yanlış yerde aranıyor:
Asıl mesele, maliyet baskısını müşteriye doğrudan yansıtan bu ekonomik düzen. Restoran da haklı, müşteri de mağdur.
Fakat çözüm “taksimetre” değil, adil fiyat politikaları ve şeffaf hizmet tanımı olmalı (örneğin: “Masa kiralama alanı” gibi net belirtilirse başka mesele).

⚖️ 3. Hukuki Yönü

TÜKODER’in belirttiği gibi, 6502 sayılı yasa tüketiciye hizmet sunulmadan ücret alınamayacağını söylüyor.
“Masa işgali” hizmet değil, ortamın kullanımı. Bu yüzden yasal dayanağı zayıf.

İşletme bunu menüde açıkça belirtse bile, yine de “adil olmayan sözleşme şartı” sayılabilir.

________________

I am not a King I am not a god I am Tuna