Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Ağustos 2025, 14:15   #9
eFe`
~Mircte.Org~
eFe` - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Her yaz mevsimi geldiğinde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yangın haberleri içimizi yakıyor. Ormanlar, köyler, hatta yerleşim yerleri alevlere teslim oluyor. Müdahale ekipleri canla başla çalışsa da, yangınların önüne tamamen geçilemiyor.

Bunun sebepleri çok yönlü. Bir yanda kuraklık, yüksek sıcaklık ve rüzgâr gibi doğal faktörler; diğer yanda ise insan kaynaklı hatalar ve kasıtlı eylemler var. Üstelik her yıl yakalanan kundakçı haberleri de bu acı tabloyu daha da ağırlaştırıyor.

Kundakçılar, çoğu zaman kişisel çıkar, intikam, rant ya da sadece kaos yaratma amacıyla hareket ediyor. Yakalanmaları, verilen zarar karşısında yetersiz bir teselli oluyor. Çünkü yanan sadece ağaçlar değil; içinde yaşayan binlerce can, ekosistem ve yılların emeği de kül oluyor.

Türkiye’de yangınların önüne geçilememesinin bir diğer nedeni de önleyici tedbirlerin eksikliği. Yangın riski yüksek bölgelerde yeterli gözetleme, hızlı müdahale altyapısı ve caydırıcı cezalar hayati önem taşıyor. Ancak çoğu zaman yangın çıktığında konuşuluyor, söndüğünde ise unutuluyor.

Oysa ki çözüm, yangın çıktıktan sonra değil, çıkmadan önce harekete geçmekte. Orman bilincini artırmak, vatandaşın dikkatini güçlendirmek, sabotaj girişimlerini daha sıkı önlemek ve yakalanan kundakçılara karşı adaletin caydırıcı şekilde işlemesini sağlamak gerekiyor.

Çünkü ormanlar, sadece bugünümüz değil, geleceğimizin de nefesidir. Ve nefesimizi korumak, hepimizin görevidir.

________________

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]