Dünyaya Bir Daha Gelirsem Yaşadığı Hayatı Düzeltmeye Üşenenler, “Dünyaya Bir Daha Gelirsem”li Cümlelere Özne Olma Telaşındalar
Hayat, sürekli ertelenen bir proje değil. Ama ne yazık ki birçok insan, yaşadığı sorunları düzeltmek yerine, “Dünyaya bir daha gelirsem…” diye başlayan cümlelerin güvenli sığınağına kaçıyor. Bu cümleler, kulağa umutlu bir hayal gibi gelse de, çoğu zaman bugünkü sorumluluklardan kaçmanın bahanesi oluyor.
Üşengeçliğin Maskesi
Birçok kişi, hayatındaki aksaklıkları değiştirmek için çaba harcamak yerine, hayali bir “ikinci şans” senaryosu kurguluyor. Aslında bu, kendi kendini oyalamanın en şık yolu. Çünkü ikinci bir dünya, ikinci bir hayat, ikinci bir fırsat… Gerçekte yok. Hayali Gelecek, İhmal Edilen Şimdi
“Dünyaya bir daha gelirsem…” cümlesi, çoğu zaman şu anın kıymetini gölgeler. İnsan, yapamadıklarını geleceğe havale ettikçe, bugünü ıskalar. Oysa hayatın değişmesi için gerekli olan şey, yeni bir doğum değil; yeni bir karardır. Konfor Alanı Bağımlılığı
Hayatını düzeltmeye üşenenler, çoğu zaman konfor alanlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Alışkanlıklarını kırmak, yeni bir düzen kurmak, bilinmeyene adım atmak gözlerinde büyür. Bu yüzden, değişim yerine hayale sarılmak daha cazip gelir. Gerçek Cesaret
Gerçek cesaret, “Bir daha gelirsem” demek değil, “Şimdi yapıyorum” diyebilmektir. Çünkü gelecek, bugünün seçimleriyle şekillenir. Hayali bir ikinci şansı beklemek, yaşanan tek şansı heba etmektir.
Belki bir gün gerçekten yeniden doğarız, belki de bu tek şanstır. Ama kesin olan bir şey var:
İkinci hayatın garantisi yok, fakat bugünü değiştirme imkânı hep var. Bu yüzden, “Dünyaya bir daha gelirsem” cümlesinin öznesi olma telaşını bırakıp, “Şu an”ın faili olma cesaretini göstermek gerekir. |