uyusam da düşünmesem artık akıl bu ya hiç rahat bırakmıyor insanı. duvarları yüksek yüksek yankılanan müzik ile dövülen bir evde işte o duvarların arkasını görmeye çalıştığınız bir başka gece daha. aydınlıkla karanlık arası, arada bir yerde, odanın gölgelendiği, duvarın yavaş yavaş silikleşmeye başladığı dalma anı.
bir anda akıl tutulması yerini yavaş yavaş esen yaz sonu rüzgarı ile siyah beyaz düşüncelere bırakır. artık sokaklarda gaz, polis, konformizm kokan ex-eylemciler yoktur. birbirlerine nefretle bakan insanlar bakışlarını kaçırmaya başlamıştır. insanlar birbirini linç etmek yerine anlamaya odaklanmıştır. yaşadığın coğrafya aydınlanmıştır, alacakaranlık odanın aksine. artık tavana bakan kafanın üzerinde düşünce balonu sadece "tavan" dememektedir. yalnızlık karanlık gibi çökmeye çalışırken birliktelik türküleri vardır sokaklarda.
bütün bunların çok uzakta olduğu gerçeği gelir akla, en çok da bu gelir ya, insanların birbirini sevmediği. uzaklık yüksek tavanlı evin tavanı ile alçak yatağın üstündeki adamın gözleri arasındaki mesafedir artık. "ulaşmak imkansız" der hayıflanır.
yalnızlık bir yandan, ağır basıp yankılanan acı taciri müziğin sesisini bastırmakta, bir yandan da göz yaşı bezlerinin köklerini beslemektedir. insanın aklına aslında yeniden uykuyu getirir bütün bunlar. "uyusam da düşünmesem artık!"
Alinti
________________
bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti. |