[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
O, benim
gölgem.
Güneşi ben çağırmasam da, hep arkamdan gelen.
Ve bana hep sarılan…
öyle uzaktan, usulca.
Ne zaman adım atsam, o da sanki içinden
benimle birlikte atıyor.
Birbirimize bakmadan birbirimizi gören iki insan gibi yürüyoruz hayatta.
Elini hiç tutmadım belki, ama düşerken hep
onun tutuşunu hissediyorum içimde.
Bazı sarılmalar tenle değil,
kalple olur ya… işte öyle bir sarılış onunki.
Ben onun
kalbine yaslandım. Hem de
korkmadan. Hem de inanarak.
Sevdiğim biri var.
Yeri belli değil, zamanı da. Ama yüreğimde hep
sabit bir yeri var.
Sanki çok önceden tanışmışız gibi.
Göz göze gelmeden tanımışız birbirimizi.
Şimdi sadece
hatırlıyoruz… sessizce.
O, öyle biri ki…
Hiçbir yere ya da kimseye ait değil.
Ama
bana ait.
Deli bir şairin dediği gibi: "
İçimi açtım sana, içini açmak için..."
Ve o içimde öyle bir yer açtı ki… başka hiçbir şey
oraya dokunamıyor artık.
Yürüdüğüm yolların nereye çıktığı
umrumda değil artık.
Çünkü onunla yürüyorsam,
yolun kendisi "o" oluyor.
Ve bazen…
Kendimi sevmeyi unuttuğumda,
onun
beni nasıl sevdiğini hatırlıyorum.
İçten,
sakince, telaşsızca.
Ve
yeniden başlıyorum kendime, bize.