Alıntı:
Hacer Nickli Üyeden Alıntı
Bir orman yanar, biz sadece dumanı görürüz.
Ama kimse sormaz, düşünmez: Bir ağaç kaç yılda büyür? Bir orman kaç yılda kendine gelir? Toprağın dili yok, sesini duyuramıyor bize.
Kuşun çığlığı sessiz, kulaklarımızı çınlatmıyor.
Ama biz hâlâ görmezden geliyoruz… hatta susuyoruz.
Çünkü ne yazık ki, zarar görünmüyorsa yok sanıyoruz.
Yok saymak daha kolay geliyor!
[Ama orman yoksa, nefes de yok.
Orman yoksa, hayat da yok. Lütfen unutma:
Biraz duyarlı ol.
Çöplerini ormanlık alanlara bırakma — hatta hiçbir yere bırakma. Bir kibrit sadece birkaç saniye yanar,
Ama bir orman, yüz yılda bile toparlanamaz. |
Gerçek yangın bazen bir özürle, bazen bir sarılmayla söner.
Ama bazen de hiçbir şey yetmez.
Yanmışsa bir kalp, içi kül olmuşsa bir insan…
Söndürmek için zaman da yetmez, kelimeler de.
En acısı da şudur:
Bazen yangını çıkaran kişi, ateşi yaktığını bile bilmez.
Ama yanan bilir. İçinde neyi kaybettiğini, hangi yanının eksildiğini sadece o hisseder.
buda benden olsun.