Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Haziran 2025, 13:58   #38
kafesteki borsacı Ayın Yıldızı
kafesteki borsacı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Narco Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İran, tarih boyunca Türklerle dost olmamış, her zaman bizim aleyhimizde olan dostluklar kurmuş ve her zaman kendini süper güç olarak göstermeye çalışmış, sinsi ve fitneci bir devlet aklına sahiptir. Coğrafyada milyonlar Türk var ve bizden farkları yok. Coğrafyadaki Müslüman olan Fârisîlerin kültür olarak bizden çok farkları yok. Ama Şii aklıyla hareket eden halk ve yönetimin her daim bize karşı olduğu gerçeğini biliyoruz. Sebebi de biz İslam'ı kabul edince süper güç olmamız, onların İslam'ı kabul etmesiyle süper güçten düşmüş olmaları. Biliyorsunuz tarihin en büyük imparatorluklarından biri Pers İmparatorluğu'dur. Bu garip tutarsızlığı bir türlü hazmedemeyen Şii aklı, tarih boyunca içimize fitne sokmaktan geri kalmamıştır. Eski tarihlerde açık düşman iken şimdi ise sinsi düşman durumundadır.

Böyle bir İran, bombaları ancak İsrail'in ona whatsapptan (tabiri caizse) attığı konumlara yollayabilir. Ötesini yapmaz ve yapamaz. Dünyayı yıllardır suni bir Abd-İran ve Abd-Rusya rekabetiyle meşgul etmeye çalıştılar. Putin gelene kadar Rusya ile başarılı oldular ama Putin orada hesapları bozdu. İran'da hesabı bozan ise Ahmedinejad olmuştu ama maalesef siyasi darbe orada başarılı oldu ve yeni yönetimlerle İran tekrar İsrail'in taşeron firması konumunda varlık gösterdi.

Öyle bir şebeke var ki. Sunî savaşlar çıkararak, gerçek savaşlar çıkararak, bombalar patlatarak, terörü kullanarak, ekonomik veya siyasi krizler çıkararak dünyayı meşgul ediyorlar. Bütün dünyayı meşgule alınca kendileri ne istiyorlarsa onu elde ediyorlar.

İçinde Türklerin olmadığı hiçbir savaşa inanmamayı tercih ediyorum. Savaş meraklısı değilim ama şu bir gercek ki Türk'ün olduğu her savaş rahmetle netice buluyor. Çünkü yeryüzünde bizim ordumuzdan başka temizleyici bir ordu veya zihniyet daha bulunmuyor.

Yapay savaşlar gerçek üzüntülerin devam etmesine sebep oluyor. Ama gerçek bir savaş, gerçek bir barışı getirir. Bunu da bizden başka kimse yapamaz. Bugün değil ama yeterince güçlendiği zaman ordumuz o bölgeye girerse, ne İran Alamut kalesinden çıkmaya cesaret eder, ne İsrail ağlama duvarını terk edebilir. Zaman isteyen bu süreçte, en fazla 10-15 sene daha at koştururlar. Bu telaşları zaten Türk ordusundaki gelişmelerden kaynaklanıyor ve yapabildikleri kadar yapma derdindeler. Öyle ya da böyle gerçek bir yiğitle karşılaşacaklar. Bundan kaçamazlar. Hem de sadece İran veya İsrail değil. Onlarla iş birliği yapan Arap yönetimlerden tutun Avrupa'sına ve hatta Amerika'sına kadar hepsine çok sağlam bir tokat indirilecek. Eskisi gibi vergi verme mizahları bile dönecek o dönemlerde.

Bunun bilinci ile her Türk genci bu memlekete fayda sağlamalı. Memleketin lehinde elinden ne geliyorsa üretim ve gelişime katkı vermeli. Herkesin sofrada payı olmalı.
Hangisini düzelteceğimi şaşırdım. Baştan aşağı saçmalık.

Türklerin tarih boyunca ideolojisi fütuhat olmuştur. Osmanlı bir fütuhat devletidir. Yani fetihlerle yayılır. Senin her sene kutladığın fetihler, bir başkası için işgal demek, evinin barkının yakılıp yıkılması demek, kızlarının cariye olarak alınması, kadınlarının tecavüze uğraması demek. Yanı başlarında yayılan emperyal hedefleri olan fütuhat imparatorluğuyla dost olmalarını mı bekliyordun?

Türkler İslam'ı İranlılardan öğrendi, Araplardan değil. Sadece inandığın dini değil, devlet yönetimini, medeniyetini, ordunu, her şeyini İranlılardan öğrendin. Topkapı Sarayında yere göğe sığdıramadığın padişahların farsça şiirler yazıyordu. Farsça konuşuyordu. Bugün İran'dan tek farkın onlar Şii, senin Sünni'sin.

Tarih boyunca Şii aklı falan filan demişsin. İran, Şah İsmail'e kadar Sünni'ydi. İran'ı Türkler Şiileştirdi. Sebebi de buradaki bir çok kişinin yaptığı gibi mezhepçilik falan değildi. Sünni Osmanlı'dan İranlıların gönül bağını koparmak ve araya keskin bir hat çizmek için bu formülü buldular. İran'ı Şiileştirdiler. Bunu yapan da Türk Oğlu Türk, senden benden daha Türk olan Şah İsmail'dir. Yavuz Topkapı Saray'ında Farsça konuşurken Şah İsmail Türkçe konuşuyordu. Bana hava hoş, mezhepçi olmadığım için Şah İsmail'i de, Yavuz'u da benimseyebiliyorum.

İçinde Türklerin olmadığı savaşla ilgilenmiyorum demişsin. İran'da 30-40 milyon Türk yaşıyor. Tebriz'de sokaklarda herkes Türkçe konuşuyor. Bana inanmıyorsan aç Youtube'dan Abdullah Gül'ün Tebriz'de nasıl karşılandığını gör, gör de mezhepçiliğinden utan. Abdullah Gül'ü Türkiye'nin cumhurbaşkanı olarak karşılıyorlar. Hepsi Türk ve Şii!!

Dünya'yı 50-60 sene meşgul etmiş ABD-Sovyetler gerilimine tiyatro demişsin. Buna cevap vermeyi gerek bile görmüyorum. Bu kadar cehalet tahsille mümkün herhalde. 60-70 senedir Abd-İngiltere-İsrail aleyhine tek bir politika üretememiş bir ülkenin vatandaşı olarak Abd-İran gerilimini de tiyatro olarak görmen cehaletinin başka bir tezahürü herhalde. Bu tiyatroyu 3. Dünya savaşı çıkabilir diyen Putin görmüyor da, IRCRehber'inde yazan Narco görüyor. :)

Velhasılı kelam;

Amasız fakatsız İran'ın yanındayım. İsrail'e düşen her bomba insanlığın yararınadır. Abd üslerine düşen her bomba insanlığın yararınadır. Bir tarafta Amerika varsa diğer tarafta kimin olduğuna bakmam ben.

Dünya böyle bir yer arkadaşlar, İran halkının yanında mollaların düşmanıyız. İranlı kadınların yanında mollaların düşmanıyız. Abd-İsrail'e karşı İran'ın yanındayız. Tezat bir durum yok.

________________

"Ama dünyada gurur duyabilecek hiçbir şeyi olmayan her zavallı aptal, gurur duyabilmek için son çare olarak ait olduğu ülkesi ile gurur duyar.”