Buruk Bayramlar -Kaybolan Zamanlarin Ardinda- Buruk Bayramlar: Kaybolan Zamanların Ardında Bayramlar, geçmişin ve anıların en güçlü hatırlatıcılarıdır. Ne kadar neşeyle dolu olursa olsun, bir yanda da hep hüzün taşır; çünkü her bayramda kaybolan bir şey vardır. O eski sıcaklık, o eski samimiyet, o eski huzur. Bir zamanlar, sevdiklerimizin etrafımızda olduğu, evlerin içinde çocukların kahkahalarının yankılandığı o günler, artık geride kalmış gibidir. Buruk bayramlar, kutlamaların içindeki boşlukları hisseder; zorlama gülümsemelerin ardında kaybolan eksiklikleri görür. Geçmişin izleri her zaman olduğu gibi, bir özlem ve nostaljiyle gelir. Bayramlarda, bir zamanlar var olan, ama şimdi yok olan o "bizim zamanımız"ı yeniden yaşama isteğiyle dolarsınız. Ama bu bayramda da, her şey eskisi gibi olmayacaktır. O eski huzurun kaybolmuşluğuyla, her geçen yıl bir adım daha uzaklaşırız. Fotoğraflar, bu burukluğun en iyi tanığıdır. Yüzlerdeki gülümsemeler, bir zamanlar var olan o neşeyi taşır; ancak o günlere dair duyguların yansıması olan bu kareler, aslında ne kadar geçici olduğunu hatırlatır. Terkedilmiş diyarlar gibi, geçmişin o mutlu günleri, geriye dönülmeyecek kadar uzakta kalmıştır. Bir zamanlar ait hissettiğimiz o yerler artık yabancı, o insanlar da birer hatıradan ibarettir. Her bayram, bir geçmişi daha geride bırakmak zorunda kalırız. Her kutlama, biraz daha yalnızlaşır; kaybolan bir parçamızın daha derinlere gitmesini izleriz. Ancak yine de, dualarımızda, kaybolan zamanları geri getirme umuduyla, eski mutlulukları bir daha yakalama isteğiyle, içimizde bir umut barındırırız. Ve belki de bu burukluk, hayatın gerçekliğidir: Hiçbir şey kalıcı değildir. Geçmişi ne kadar ararsak arayalım, her bayram, biraz daha uzaklaşan zamanların, hatırlatacağı bir anlam vardır. O anları, o duyguları yaşadıkça, kaybolan zamanların bizlere bıraktığı tek şey, özlem ve dua olur. |