Karanlik Sularda Baslayan Kayiplar Kimse anlamaz… Bazı şeyler anlatılmaz çünkü. Adını koyamazsın yaşadıklarının. Sadece hissedersin. O boğuk sıkıntı, gecenin ortasında uykundan uyandıran anlamsız ürperti… İşte benim kayıplarım öyle başladı. Sıradan bir günün içine gizlenmiş bir lanet gibi.
Denize her zaman bir mesafem vardı. Ama o gece... o gece bana baktı. Karanlık bir göz gibi, içine çekmeye yeminli. Sular kıpırtısızdı, ama içimde kopan fırtına o sessizliği yırtıyordu. Beni bekliyordu. Sanki bir parçam zaten o suyun altındaydı da, beni çağırıyordu
İlk neyi kaybettiğimi hatırlamıyorum. Belki bir ses, belki bir yüz. Ama her kayıpta daha az ben kaldım. Aynaya her baktığımda daha yabancı biriyle karşılaşmaya başladım. Kendimi tanıyamadım, tanımadıkça korktum. Korktukça daha derine battım.
O sular… artık sadece su değil. Orada bir şey var. Beni tanıyan, beni bilen. Her gece adımı fısıldayan. Her dalga bir hatıra çalıyor benden. Her çırpınışta daha fazla eksiliyorum. Karanlık sularda yalnız değilim, ama asla güvende de değilim.
İnsan önce sevdiklerini kaybeder sanır. Sonra anılarını. Ama en ağır kayıp, kendin olmaktan çıkmaktır. İşte ben, karanlık sularda önce kendimi yitirdim. Ve artık biliyorum… bazı kayıplar geri gelmez. Çünkü geri dönecek biri kalmamıştır. |