İlk deneyim Hani içinde boğulup kaybolduğun o şehir varya, geçidi yada bir çıkışı olmayan , sana bahşedilen kaderi , yazdığı senaryo'yu bir şehre sığdırıp canını acıta acıta, içini parçalayıp duygularını duvardan duvara vura vura sana bak ben burdayım diyen tatlı bir senarist :)
Öyle ki bu şehrin her sokağında, her caddesinde ve insanında en kötü ve en berbat anılar... Nasıl öğrenicektim ki yaşamayı hayat kendini bulmakla ilgili bir şey de değildi. Eğer bu hapsolduğum şehrin içinde hergün ölüp ölüp tekrar diriliyorsam bu kaybolmuş duyguların içine , yoksa bu benim ölümümden sonra ki hayatımı yaşıyor olmammıydı? Yoksa ezelde eksikliğe mi alışmıştık mutsuzluğa mı?
Nasıl ama; { dibe vurduğunu sanıp, bir dip daha olduğunu keşfedebiliyordu insan. Günlerin durmadan geçip dünlerin öylece durması gibi zaten hepimiz birilerinin hayal kırıklığı değil miydik..?} |