Bazen dünyadaki varlığım birine bakıp gidecekmişim gibi hissettiriyor bana, öyle uzaktan uzaktan bir hayalet gibi.. Sanki gürül gürül akan zaman nehrinin kıyısında oturmuş öylece geçip giden hayatı izliyormuşum gibi. Zaman süratle akıyor ve ben sadece bakıyormuşum gibi. Hem hayatın içinde hem de bi parçası değilmişim gibi.. Bilemiyorum... Sanırım mutluluk tam olarak nerede olduğunla ilgili değil de neyi ne şekilde yorumladığınla ilgili. Japonların ichi-go ve ichi-e diye isimlendirdikleri bir kavram var. Bunu "içinde bulunduğumuz an ve bu anın bir daha asla gelmeyecek olması" şeklinde anlayabiliriz. Çevremizdeki dünyanın kısa ömürlü, değişken ve kusurlu oluşunu hesaba katarsak geçmiş üzüntülerimiz, pişmanlıklarımız, gelecek kaygılarımız ve de korkularımızın bu kısacık zamanlarımızı nasıl sabote ettiği gerçeğini daha iyi anlarız. O yüzden elimden geldiğince an'da yaşamaya çalışıyorum. Biliyorum ki ailem, arkadaşlarım hülasa sevdiklerimle geçirdiğim vakitlerin hepsi biricik, eşsiz ve bir daha geriye getiremeyeceğim vakitler. Onların kıymetini bilmek, an'ın tadına varmak ve verebildiğim kadar sevgi vererek güzel hatıralar oluşturmak istiyorum.. Ne kadar vaktim kaldığını bilmeden.. :))