Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Aralık 2024, 18:09   #1
TövbekaR
Ey Allah'ım! Beni, bana nasip etmeyeceğin bir şeyin peşine düşürme!
TövbekaR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Bu ülkeye bir reçete yaz doktor.

Gece yatmadan o gün olan üç güzel şeyi hatırlasınlar. Yazsınlar bir yere.

Sabah şükrederek açsınlar gözlerini.
..
Yedikleri her lokmaya teşekkür ederek bitirsinler kahvaltılarını.
Yuttukları ekmeğin buğdayını yetiştiren eller gözlerinin önüne gelsin,
çayı yudumlarken Rize’nin o zümrüt tepeleri canlansın zihinlerinde
ve zeytin tanesini çatalına takarken Ege’nin o bilge,
o güzelim zeytin ağaçları rüzgarda hışırdayıversin kulaklarında..

Sonra bir kaşık "merhamet", bir kaşık "vicdan",
aman yalnız, tok karnına.. ve lütfen her gün. Asla unutmadan !
Yoksa hayati tehlike var, onu mutlaka söyle, e mi doktor ?
Bu iki şurup çok önemli...

Öğlen yemeği sırasında iki doz "dostluk". Acayip bir icat bu azizim.
Karın bile doyurur tek başına, o kadar yani.
Tarihin gelmiş geçmiş en mucize ilacı.

Yemek sonrası iki doz "vefa",
hatta bir de dost varsa yanında, mümkünse birbirlerine içirsinler.
Söyle e mi onlara, öyle daha etkili oluyor diye.

İş yerine dönünce, mis gibi köpüklü kahve söylesinler kendilerine.
Hah işte, onun yanında gelen su ile bir tablet "güven".
İlk haplar kendilerine.. ikinci aşama etrafa güven.
Son aşama ne biliyor musun; "memleketine" güven.
Hani şimdi yemekte dostluk almıştınız ya,
etkisini iyice artıracak, hiç merak etmeyin diye rahatlat onları.
..
Bol yürüyüş yaz reçeteye.
De ki yürürken sağlarına sollarına iyice baksınlar.
İncecik enseli simitçi çocukları, simitlerin susamlarını yiyen kuşları.. ..
elleri poşet dolu zor yürüyen teyzeyi, okuldan çıkmış öğrencileri,
kasketi yamulmuş kan ter içinde koşturan amcayı,
dertlerden omuzları düşmüş üniversite öğrencisini,
su birikintisine atlayıp eğlenen cimcimeyi,
ona yan yan çapkın bakan oğlanı görsün gözleri.

Kuruyan dalları, açan fidanları, kokan kokmayan gülleri.. ..
rüzgârın kokusunu, belediye bankının arkasında yazan şiiri,
salıncakta sallanan çocuğu da fark etsinler bi zahmet.
Çünkü hayat aslında bunlardan ibaret.
Ve yok aslında birbirimizden bir farkımız.
Bolca yürüyüş yaz reçeteye sen doktor.
Ama böylesi yürüyüş yaz.
..
Şimdi de,
en ama en önemli ilacınızı yazıyorum de : "Aile"
ve gözlerinin içine baka baka tekrar et.. : "Aile".
Akşamları serbest doz aile. Ne demek serbest doz ?
Yani sınırsız, canınızın istediği kadar, yani doyana, doyurana kadar.

Bir masanın etrafında toplaşın, Allah ne verdiyse yiyin, için,
paylaşın, bölüşün, dertleşin, ağlayın, gülüşün.
Aile olmanın anlamını kavrayın yeniden de.. ..
Artık çekirdek mi çitlersiniz, karpuz mu kesersiniz,
kestane mi közlersiniz, salep mi kaynatırsınız, size kalmış de.

Bolca kucaklaşma yaz tamam mı ?
Serbest doz kucaklaşma yaz sen herkese.
Şöyle kollarınızı iki yana kocaman açın,
karşınızdakinin bedenine sarıverin de.
Kalbinizi yaslayın ki onun kalbi de
sizin sağ yanınızdaki boşluğu doldursun de.
Gözlerinizi de yumun, bir süre kalın öylece de.
Gözleriniz mi doldu, amaan bırakın aksın gitsin,
gözlerinize de temizlik olur de.
..

Bu ülkeye bir reçete yaz doktor.

"İnanç" yaz e mi !

Önce kendine, sonra memleketin diğer insanlarına.
İnsan kendine inanç duymadan insanlığa inanç duyamaz çünkü.

De ki,

tüm ilaçlara rağmen hâlâ iyi hissetmiyorsanız,
ne yapın biliyor musunuz de..

*Dönün bir BAYRAĞIMIZA BAKIN,
bir ATATÜRK FOTOĞRAFINA BAKIN de !!*

O size en umutsuz zamanlarda bile pırıl pırıl doğan güneşi hatırlatsın de.

Umutsuzluğun da, umudun da,
korkunun da cesaretin de bulaşıcı olduğunu söyle onlara.

Öyle bir reçete yaz ki doktor, yok olan umutsuzluk ve korku olsun.
Umutla cesaret bulaşsın hepimize.

Bir reçete yaz doktor..
Bu ülkeye bir reçete yaz.

Hepimize şifa olsun...

Bige Güven Kızılay
________________

Zaman zaman vazgeçmeli insan,rahatlamak için…
Hayatın kendisine ait olmayan bir şeymiş gibi geçip gidişini izlemeli.