[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
şu
cenin
kan
ve ihtişam üzerine kurulmuş dünyada
çarmıha gerilmiş hayatla sınanmış ömrüm
her yeni günü
acıyla beslemiş
terle yıkamış
güneşte paklamış
düşlerle büyütmüşüm
kimsenin gücünün yetmediği sensizliğin tutsağı ben
her gün
aynı sahnede gazete okuyan figüran misali
hep aynı replikleri
tekrar tekrar okumuş
sırdaş niyetine gölgemle konuşmuşum
yavan azığımı üç öğünüme bölmüş
aç yatmış aç uyanmışım sevgiye
anlatmayı kâr saymışım düşlerimi duvarlara
yorgun doğrulmuşum döşeğimden her sabah
çirkin bir amale gibi sevimsiz
sis olmuş
pus kokmuş
anamdan gayrısından korkmuşum
ve sonra
sen çıkmışsın karşıma
bütün karamsar ve silik hayatımdan sıyrılıp
yeniden doğmuşum
anlamışım sevdanın ne olduğunu
sevmenin
sevilmenin
özlemin
özlemenin
sarılmanın rehavetini öğrenmişim
sondan bir önceki durakta inip yürümek
yolda yürürken bulutları seyretmek
ruha dokunan rüzgarın ellerini hissetmek
oynayan çocuğun saçını okşamak
daha önce duymadığım
keyifli bir şarkıya acemice eşlik etmek
ve yolda yürürken kendimle baş başa
durmandan sebepsizce gülmek gibiymiş
seni sevmek
bunu bilmişim
seni sevmek
gökkuşağının altından geçmek
nehir boyunca akıntıya kendini bırakmak
teslim olmakmış hayata olacaklara
bunu aşk cahili kalbime
defalarca söylemişim
ve sonra
sevdikçe seni
şükran duymuşum
seni doğuran büyüten anaya
seni bana taşıyan hayata
iyi ki doğmuşsun gönlüme
YORUM:
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]