Yazını okuyunca aklıma gelen bir anımı anlatmak istiyorum. Bu anlatacağım bizi yetiştiren anne babalarla şimdiki anne babalar arasındaki uçurumu anlatmak için iyi bir örnek olacak..
İlkokul 1.sınıfa yeni başlamışım. Her akşam annem (okuma-yazması yoktu ve adını ve birkaç basit kelimeyi yazmayı daha sonra ben öğretmiştim) çantamı kontrol eder, derslerimi yapayım diye büyük bir heves gösterirdi. Kendi gidemediği okula benim gidiyor olmam içinde kalmış o uktenin bende gerçekleşmesi gibi bir şeydi onun için sanırım..
Her neyse bir gün yine çantamı açtı ve çantamda bana ait olmayan bir pelikan silgisi buldu ve sorgu başladı. ''Nedir bu, kimin silgisi, neden senin çantanda? '' ''Bilmiyorum'' dedim ki gerçekten bilmiyorum. Çıkış zili çalınca aceleyle muhtemelen sıra arkadaşımın silgisini de atmışım çantama.. İnanmadı.. ''Demek bilmiyorsun, öyle mi, bekle o zaman '' dedi ve kalktı. Hiç unutmam, küçük piknik tüpünü odanın ortasına getirdi ve yaktı. Alevleri son gaz açtı.. Ve ''Hangi elinle alıp çantana attın bunu'' diyerek sağ elimi tutup alevlere götürdü. Ben bağıra çağıra ağlıyorum elbette.. Ne kadar süre tuttu elimi ateşin üzerinde anımsamıyorum ama hissettiğim acı müthişti..
''Bir daha sana ait olmayan bir şeyi aldığını , hatta dokunduğunu görürsem , o eli keserim'' dedi.
Ve ben başkasına ait bir şeyin alınmayacağını böyle bir tecrübe ile öğrendim öğrenmekle kalmayıp beynime kazıdım..
Yıllar sonra anne oldum.. Büyük kızım henüz 4 yaşında.. Bakkaldan geldim bozuk paraları komidinin üzerine bıraktım. Ev işlerine dalmışım. Kızım da kendi kendine oynayıp duruyordu salonun ortasında.. Mutfaktaydım, baktım sesi çıkmıyor uzun zaman geçti. Baktım yok odada.. Direk bahçeye koştum, yok.. Sağa sola seslenirken bir baktım elinde lolipop bakkaldan geldi. Habersiz gittiğine mi yanayım, bana sormadan o parayı almasına mı.. Kayboldu sanıp yaşadığım o korkuya mı.. Beni tetikleyen hangisi oldu emin değilim ama hayatımda ilk ve son defa olmak üzere patakladığımı ve pataklarken de '' Sen nasıl bana söylemeden , izin almadan oradaki parayı alırsın'' dediğimi anımsıyorum..
Ve bugün kızım değil başkasına ait bir şeyi almayı, önümde duran kumandaya uzanırken bile '' Alabilir miyim?'' diye soruyor..
Anneminki kadar sert olmasa da ben de cezaya başvurmuştum..Sonrasında kendimi çok sorguladım elbette ama bugüne baktığımda bazen bazı şeyleri anlatabilmek için musibet lazım diyebiliyorum..
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
yazın beni yine o kadar eskilere ve tanıdık yerlere götürdü ki ben de yazmak isteği depreşti.. teşekkür ederim kalemine yüreğine ve düşüncene sağlık