Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Şubat 2024, 09:05   #1
YiLDiZ
YiLDiZ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart 6 Şubat Depremini yaşamış biri olarak..❗

Bugün 6 Şubat, hiç bir zaman unutamiycam tarih. Nasıl mı?
Birinciye uykulu iken yakalandık. Uykulu uykulu ne olduğunu nasıl olduğunu anlamadığım bir kaçıştı. Herkes dışarı çıktı ama 4-5 saat sonra soğuk olduğu için geri herkes evine girdi. Bizde girdik tabiki.
Kim nerden bilebilirdi ki bir daha deprem olacağını ?
Her zaman ki gibi günlük hayatimiza devam ederken birden ikinci deprem geldi. Kacmaya çalışıyorsun evin içinde tutunamiyorsun, bir o tarafa bir bu tarafa savruluyorsun etkisi ile.

Düşe kalka merdivenlerden iniyoruz herkes birbirine bağırıyor çıkın şurdan diye. Çıplak ayaklarla karın üstünde koşuşturuyoruz her yer bina tabi herkes nereye kaçacağıni şaşırıyor.. Binalardan uzaklaşmaya çalışırken enkazın birinin altında kalan kadının yardım edin burda kaldm diye bağırması, insanların kurtarmak için elleri ile kazmaya çalışması hiç bir zaman aklımın ucundan çıkmıyor.
Herkes telefonuna sarılmış birbirini arayıp yaşıyor msn diye soruyor.
Peki çoğu hattın çekmemesine ne demeli? Enkazın altında telefonu yanında olmasına rağmen binlerce insan yardım isteyemedi bile.
Şehirden uzaklaşmaya çalışırken çoğu bina gözümün önünde çöktü, her yer toz bulutu oldu.. Bişeyler yapmak istiyorsun ama elinden bişey gelmiyor öylece izliyorsun.

Sonra zaten bir yakinimizin evine sığındık, iki gün orda durup köye babaannemim yanına kaçtık. Bizim gibi hayatta kalan bütün insanlar köylere ya da başka şehirlere akrabalarinin yanına kaçtı.

Telefonumu yanıma alamamiştım, akrabalar köyü arayıp yaşadığımızın haberini alıp içlerini rahat tuttu.
Peki bana ulaşamayan arkadaşlarım?
Kimisi öldüğümüzü düşünmüştü, kimiside bir kaç gün sonra gidip evimizin yıkılıp yıkılmadığına bakıp yaşadığımızı düşünüp içini rahatlatmış.
Tabi burdaki forumdaki arkadaşlarımda aynı şekilde skypeden yazmış aramış sürekli yaşıyor musun nolur ses ver diye. Açtığımda mesajlarini görünce ağlamıştım..
Sonra, sonrasını hepiniz biliyorsunuz zaten enkazın altından insan kurtarmaya çalışma zamanı. Enkazın altından bugün şu kadar kişi çıkardık, bugün bir çocuğu kurtardık vs haberini görünce içimiz biraz gülümsüyordu.

Depremin üstünden bir ay geçince evimize bakmaya gittim. Yaşadığım sokakta bir an kaybolmuş gibi hissettim kendimi. Evi bulmak da gerçekten zorlandım. Bir an yanlış sokağa girdiğimi bile düşünür oldum. Etrafa bakıyorsun insan yok, evinin etrafındaki binalar çökmüş, sesleniyorsun çıt yok.
Korka korka içine girip bir kaç eşya alıp çıkmıştım. Ağır hasar almıştı her an çökecek gibiydi. Şöyle durup bir baktım etrafındaki binalara hepsinin içleri bomboş hepsi bir darbe almış. İnsanları yutan binalar yerlerde.
Daha hiç yardım gelmemiş bile. Enkazın altında biz kaçarken yardım edin burda kaldım diye bağıran kadını sordum. İki gün bağırdı sonra sesi kesildi dediler. Kim ne derse desin çoğu insanımız yardım ulaşmadığı için kimi de telefonlari yanında olsa bile hatlari çekmediği için yardım isteyemediği için hayatını kaybetti. Bu bir gerçek.

Malatya'da bir koku vardı, o kokuyu da hiç bir zaman unutamıyorum. Ne kokusu biliyor musunuz? Enkazların altında kalan ölmüş ceset kokusu. Kaç ay geçmiş üstünden hâlâ enkazların altında bekleyen cesetler.

Ve bu depremin verdiği acıyı da yaşayanlardan başka kimse bilemez. Ateş düştüğü yeri yakar derler ya tam da öyle.
Bildiğiniz travma olarak kaldı bende 6 Şubat. Sadece bende değil benim gibi bir sürü insanda kalmıştır.


Hiç bir zaman kafamda silinmeyecek bir görüntü 6 Şubat..
________________

Seviyorum içimdeki alıngan ama haylaz çocuğu..
Sever, kırılır, küser..
Ama göz ucuyla hep bir gülücük bekler...