[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Merhaba değerli
ircrehberi.net kullanıcıları; düzenlemiş olduğumuz Özgün Şiir Yarışması'na katılan üyelerimizin şiirleri aşağıda başlıklarıyla verilecektir.
Oylama
15.08.2020 tarihine kadar devam edecek,
16.08.2020 tarihinde kazanan şiir açıklanacaktır.
Önemli! Oy kullanmak için yukarıdaki anket bölümünü kullanmayı lütfen unutmayalım.
Yarışmaya katılma cesareti gösteren tüm üyelerimizi tebrik ediyor, başarılar diliyoruz..
İrcrehberi.net
Selam Olsun Sana
Selam olsun sana.
Selam olsun o güzel yüreğine
Selam olsun güneşi kıskandıran
Gülüşlerin sahibine..
Hoşgelemedin ya sineme
Olsun .
Yine hüzünlü bir İstanbul sabahından
Dışarıda hoyratça savrulan sesler eşliğinde
Bismillah dedik aldık kalemimizi elimize
Yükledik kelamlarımızı kalemimizin mürekkebine
Dökül ey gönül ! dökül
Mürekkeb yettiğince dil döndüğünce
Dökül…
Şu sıra “ nasılsın” diye sormayın bana
Zira benziyor ruhum hüzün kokan eylül e
Sahi ya
Her ömrün bir eylül ü varmış
Her gönül insanı yemiştir ömründe birkaç kez
Eylül ün tokadını..
Ne güzel şey seni hatırlamak,anmak
Bilmesende ..
Derin bir nefes ..Ahh küstüğüm aynalar
Bakıyorum da çok yorgunum
Beni bekletme kaptan seyir defterini yazamıyorum..
Issız bir sahil bankında çayımı yudumlamak varken
İçime düşen “ sen” i yazmak
Seni sana anlatmak istiyorum evet zor zira kifayesiz kalıyor
Bu anlamsız cümleler topluğu beni sana nasıl bağladığını bilselerdi
Mutluluktan geberirlerdi eminim..
Pek çok hayelini kurduğum şu sahilde yürümek nasip olurmu sahi ?
Hayır hayır yazamıyorum burnumda sızlayan şu acı da ne ?
Bazen hayel kurmayı daha çok seviyorum
Çünkü orada herşey yolunda
Ağır geliyor bu kalp ağrısı
Kelimelerim gibi tükeniyorum yavaş yavaş
Şu öten kuşlarda heycan vermese sanki yokum..
Yorgun yüzüme can geliyor adeta dinlemek huzur veriyor
Peki ya söz konusu sen olunca kızaran şu elmacıklar neyin nesi..
Sorsalar yıllar mı yaşlandırır insanı yaşanan duygularmı
Ve sonu hüsran olan aşk acılarımı ?
Ey benim iyimser hallerim
Ey benim duru yüreğim
Hep inanışlarım şu gönlüme aldanışlarım
Hatayı hep kendimde buluşlarımm
Ben Bir Kadınım
Ben bir kadınım...
Bazen bir evlat, bazen yar, bazen anayım.
Ölmeye mahkum edilmişim ben,
Çünkü; ben bir kadınım...
Gece dışarı çıkamam çünkü;
Ben bir kadınım...
Okuyamam, okutulamam çünkü;
Ben bir kadınım...
Sevemem mesela kimseyi,
Beni seveni sevmek zorundayım.
Evlendirilirim zorla, istemeyerek,
Dövülürüm, aşağılanırım, hor görülürüm,
Ama susmalıyım, katlanmalıyım herşeye, çünkü;
Ben bir kadınım...
Gelinlik ile girdiğim evden
Ancak kefen ile çıkarım.
Ya ecelim beklerim bütün umutlarımın tüketildiği evde
Ya da celladımın beni öldürmesini çünkü;
Ben bir kadınım...
Giyinemem mesela öyle her istediğimi,
Çıkamam istediğim saatte dışarı,
Hayatımı değil bana sunulan hayatı yaşamak zorundayım çünkü;
Ben bir kadınım...
Gizlidir benim duygularım,
Hiç yoktur hayallerim,
Mutsuz olamam ben ne haddime,
Gülmek zorundayım içim kan ağlarken bile çünkü;
Ben bir kadınım...
Adalet yoktur bizim için mesela,
Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demeliyim,
Herşeye eyvallah derim,
İçimde yaşarım eyvahlarımı çünkü;
Ben bir kadınım...
Çalışmak falan da hak getire tabii,
Kadın çalışmaz!
Kadın özgürlüğü tadamaz!
Kadın evinde oturup bekler hayatını birilerinin yönlendirmesini.
Yaşarsa ne mutlu kadın,
Minnetar kalır hayatanı bahşedene.
Kadın beklemez ecelini mesela,
Ölüm ile her daim burun buruna yaşar.
Bazen Münevver olur kadın,
Bazen Emine çocuğunun gözleri önünde,
Hayatı alınan.
Bazen Ceren'dir kadın
Keyfi öldürülen.
Kimi zaman da, Özgecan,
Karşı durmaya çalıştığı kötülük için
Canice katledilen.
Bugün sanadır, yarın bana.
Bugün varımdır yarın yok.
Sonra arkamdan ağlanır, ama nafile.
Masal oluveririm birden,
Bir varmış bir yokmuş diye anlatılan.
Varlığımda kimse haberdar değildir kederimden.
Yok olunca bilinir kıymetim ama ben bilmeden.
Herkes ağlar arkamdan,
Ne değerli olurum o zaman.
Gözleri önünde hergün öldüğümü görmeyenler,
Kara toprağa girince anlar kıymetimi.
Ben bir kadınım...
Ölümü her an ensemde hisseden.
Yadigâr
’’kalbin incinecek tekrar’’
__
kulağımda evvelden kalma o ses
nirvana makamlarını ister
lal olmuş kalleş bu soluklar!
ezbere savaşlar
zihnimin tam orta yerinde
i h t i l a l
sarhoştur gördüğüm yüzler!
kılıfı hazır imansız finaller!
viran olmuş devran
kundaklı kayıbım
bir ben
bir sen
..
...
uludur bu fahişlik!
niyeti bozuk karanlık laftan anlamaz
kifayetini öder ufalanan o yüzler
soysuz nazardır pis naralar
vedasız kara kumaşa sarılan okuyuntu
içimde bin tabur sabır
var sandığım tüm yarınlara
tebelleş olur..
avuçlarımda evlat acısı gibi tasa!
yinede haşır neşirim
bu acıya..
şimdi fısılda zayıf bedeninle tüm belki’leri..
riyasız bu vakitler
zifiri bir sesleniş.
ödümde inadına istiflenen selamın
vurur kehanetini kabuk bağlamış esirliğine
bugün çehremde ki gölge
orta yerinden çatlar..
gözün aydın ahdimin sıratı!
gel dedikçe kahrımın dişleri kırıldı..
seve seve ölümleri tutup
her celsede
giydiriyorum yoksul suretime
var mı diye yokluyorum
ertesi güne çıkmayan
rahmani rüyalarımı..
yanı başımda annemin sus ağıtları
geceyi bölüyor..
artık daha iyi hissediyorum kendimi
avuçlarımda kalan son duamda
sana ve
cinnet geçiren kusurlarıma
özür dilerim senden annem
hırsızım..
özür dilerim anne
yamasız hecelerim
kararınca olmadı..
köklü bir sır alnımda
durmaz.
ki burada mesafeler kırık!
sen
gülüşüm..
kocaman bir af diliyorum senden
kalemimin ucunda aşikâr bir bayrak
telaşlı dalga dalga..
bak zaten boynumda bir secdelik can
imza atıyor eyvahlara
öldürmüşüm toprağa bakan yüzümü
ki
ceplerimizde eskidi bizden kalan...
__
’’yadigâr sessiz ağlayışlarımız’’
Veda Busesi
Hayalin yanıbaşımdayken kendinden bu kadar.
Sözlerin, beni delen gözlerin miydi delicesine ?
Yanmış külleri toplama zorlanan adam.
Kendini, senliğini yakmış bir serçedir gönül.
Sesine yakınlığımdı bir ömür uzak.
Sen , yanıbaşımın en güzel yanı ; sen bir ömre mevsim.
Yazılanları anlayamamış olman senliğimden.
Sendin bir yap-boz paramparça.
Ben anlatım bozukluğu sen imla.
Seni anlatmaya kalkışmaya kalkmak gözlerin körlüğü bir denizden ve belki duyamamak kokusunu bir takvimin..
Gülümsemek geceye ait çiçek al-mina ya da diğeri kırmızı elma.
Hiçtelenmiş bir umrundalık.
Koşmak bir serin düş-kün.
Ansızın nefes ; kapı arası rüzgarda ya da ölümdür bir sunuda.
Bir düğün çıkmaz bir notta.
Bir soluk pastel çayda.
Güneşin kabarması dağlarca ve aydınlanması bir çağın.
Amalık ya da ama-lık solukta.
Saftır gömlek tenden ya da en koyu lacivertinden.
Sevgi'lim derin yalanın yalanı ya da doğrunun hiçliği.
Sen bil ama bağır kuytu kumsala.
Anlayamadığına.
Ruh rüzgarım.
Niyesine ağladığım.
Daha duyamayacaksın benden olanı.
Ömrümce en solumda.Vedasız bir buse. İçimde ukte.