Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Temmuz 2020, 13:49   #1
Lareina
spring will never be again..
Lareina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Atatürk'ün Kitap Tutkusu

Atatürk’ün çocukluğunda başlayan kitap tutkusu savaş zamanı cephede bile sürmüştür. Sırtından üniformayı çıkarıp sivil hayata geçince okumaya ayırdığı zaman daha da arttırmıştır. Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada Atatürk’le Vasıf Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken; O’ndaki okuma alışkanlığının çocuk yaşlarda oluştuğunu belirler.

‘Atatürk’ün elinden boş zamanlarında tarihle ilgili kitapların düşmediğini hatırlarım. Bir gün yine Atatürk tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt meselesi dururken devlet başkanının kendini tarihe vermesi Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı kiAtatürk’e şöyle dediğini duydum:

- Paşam!.. Tarihle uğraşıp kafanı yorma... 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın? Atatürk Vasıf Çınar’ın bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi: -Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.’

‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.’ diyen Atatürk’te okumak araştırmak bir tutkuya dönüşmüştür. Atatürk geniş bir kültüre ve pek çok eserden oluşan bir kütüphaneye sahiptir. Zengin kütüphanesi sayesinde kitap okumak araştırma yapmak düşünce üretmek araştırdığı düşündüğü konuları tartışmaya açmakO’nun gündelik hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır.

Hâkim Cengiz Otacı Atatürk’ün en çok tarihe ilgi duyduğunu şu şekilde belirtmiştir:

‘Manastır idadisinde tarih öğretmeni Mehmet Tevfik Bey sayesinde tarih en çok ilgilendiği saha olmuştu. Atatürk’ün ileriki yıllarında kitaplığının çoğunluğunun tarih kitaplarından oluşması onun tarihe ve ulusal bilince verdiği önemi göstermektedir.

Askeri İdadi yıllarında Atatürk en çok Namık Kemal Abdülhak Hamit Ahmet Mithat ve tarihçi Murat Bey’in yazılarıyla ilgileniyor bu kitaplardaki milli bilinç ve ruh O’nu cezbediyordu. Fethi Bey Atatürk’le arkadaşlığı yıllarında Fransız düşünürlerinin kitaplarıyla tanışmasında mühim bir rol oynadı. VoltaireMontesguieu Rousseau gibi düşünürleri hem okuyorlar hem de tartışıyorlardı.’



Harp Okulu yıllarında Atatürk memleket meseleleriyle daha fazla ilgilenmeye başlamıştır. Sürekli okuyup yurtiçinde basılması yasak olduğu için çoğu defa İran’da basılıp gelen eşitlik hürriyet gibi kavramların işlendiği eserleri temin etmekte ve gizli gizli okumaktadır. Hikmet Bayur’un anlattığına göre Atatürk bu kitapları yatakhanede kötü ışık şartlarında okuyor uzun düşüncelere dalmaktadır. Harp akademisinde çocukluk yıllarında başlayan birikimlerini ve siyasal gözlemlerini arkadaşlarına da anlatabilmek için el yazısı bir gazete çıkarmaya karar vermiş ve gazetenin yönetim kurulunda görev alarak gazetenin çoğu yazılarını tek başına yazmıştır.

Atatürk’ün okuma ve öğrenme aşkı sadece öğrencilik yıllarına özgü değildir şüphesiz. Okumaya cephede de devam etmiştir. Çanakkale savaşının en şiddetli zamanında kendisini ziyarete gelen gazeteci Ruşen Eşref Ünaydın Atatürk’ün odasını tasvir ederken Balzak’ın Maupassant’ın Boule de Suif’in ve Lavedan’ın eserlerinin masasının üstünde durduğundan bahsetmektedir. Yine Çanakkale savaşı zamanlarında Atatürk’ün yazdığı bir mektupla arkadaşı Ömer Lütfi Bey’in eşinden bazı kitaplar istediğini görülmüştür. 16. Kolordu Komutanı olarak Doğu Anadolu’da bulunduğu yıllarda da sürekli okumayla meşgul olan Atatürk burada geçirdiği yıllarda tuttuğu anı defterinde okuduğu kitapların adını vermektegünlerinin askerlikten boş kalan kesimini okumakla değerlendirdiğini anlatmaktadır.


Atatürk’ün harp meydanlarında dahi okumaktan vazgeçmediğine şahit olanlardan biri de Fevzi Çakmak’tır. Çakmak Sakarya Meydan Muharebesi ile Büyük Taarruz arasında kalan zamanda Paşa’nın İslam Tarihi okuduğunu anlatmaktadır.

Kitap okumayı tutku seviyesinde seven Atatürk Cumhuriyet sonrası zamana kadar yerleşik bir hayatı olmadığı için çok istemesine rağmen kütüphane kuramamış yanında okumak istediği sevdiği faydalı bulduğu kitapları taşımakla yetinmiştir. Ancak Ankara ve İstanbul’da sürekli olarak kalmasıyla kütüphane kurabilmiştir.

Atatürk Ankara’ya yerleşmesinin ardından Keçiören’deki köşkünde kütüphanesini kurmuş fakat zamanla bu evin ihtiyaçlarını karşılayamaması karşısında yeni bir köşk yapılmıştır. Atatürk köşkü yapacak olan mimardan iki özel istekte bulunmuştur. Bunlardan biri geniş ve ferah bir yemek odası diğeri de yine geniş bir kütüphane yapması.

Aslında Atatürk’ün yeni bir köşke ihtiyaç duymasının temel nedenlerinden biriAfet İnan’ın dediğine göre geniş bir kütüphaneye olan ihtiyaçtı. Eski köşkün kütüphanesi Paşa’nın hem çalıştığı hem de gündüz misafirlerini kabul ettiği bir yerdi. 1930’dan sonra yeni alınan kitaplar kütüphaneye sığmaz olmuştu. Paşa bu kütüphanede saatlerce çalışır okur okuduğu kitapların altını kırmızı ve mor renkli kalemlerle çizer kenarlarını işaretler notlar alırdı. Atatürk yeni yapılacak köşkte geniş bir kütüphane olmasını bu kütüphanede haritalarını rahatça yayabileceği ve kitaplarını koyabileceği geniş bir masa istemişti.

Türkiye’de görev yapan Amerikan büyükelçisi General Charles H. SherrilAtatürk’ün kendisini kütüphanesinde kabul etmesinin ardından hissettiklerini şöyle anlatmaktadır:

‘Bugün Mustafa Kemal kendisini ilk günkünden daha rahat hissediyordur çünkü kütüphanesindeydi. Yaradılışı itibarıyla okumayı ve araştırmayı seven insanlar kendi kitaplıklarında kitapları arasında bütün güçleri ve büyüklükleriyle görünürler. Şimdi ne masanın üstünde yayılı duran haritalardan ne de odayı tüm duvarlarıyla dolduran kitaplardan bahsedeceğim...’

Atatürk Dolmabahçe Sarayı’na taşınırken yanında kitaplarını da götürmektedir. Kitaplar cephane sandıklarına konulmuştur. Bu manzara karşısında duygulanan A. Dilaçar sonradan kitapların cephane sandıklarıyla taşınmasını ‘kazanılan askeri savaşın kültürel savaşa döndüğü’ şeklinde ifade edecektir.

Cengiz Otacı’nın araştırmasına göre Atatürk kültür savaşını kazanacak malumatla donanmak için her zamankinden daha fazla okumaya adadı kendini. Değişik sahalardan kitapları topluyor okuyor yurtiçinde bulunmayan kitapları yurtdışından getirtiyor vâkıf olmadığı dilde yazılmış olanları kısa zamanda tercüme ettiriyordu.

Anılarla ATATÜRK
________________

“sen haylaz rüzgarlar önünde şimdi, sevdanın yükünü attım omuzumdan. sen sandığım şey belki benim yüreğimdi, iyi ki dönmüşüm yolun başından.”