Sare ve Orhan aşkı dolu dizgin yaşanıyordu. Geçen zaman içinde Sare’nin çekingenliği geçmiş korkuları bitmiş uyumlu güzel bir birliktelik yürütmüşlerdi. Sare o ürkek, asosyal yapısından kurtulmuş, sevginin gücüyle kendini bulmuş, özgüvenli ve ne istediğini bilen bir kişiliğe dönüşmüştü.
Seven, en önemlisi de sevilen kadın profilini en güzel şekilde yansıtan cıvıl cıvıl, pozitif, heyecanlı ,konuşurken etrafına gülücükler saçan, gözlerinin içi gülen bir hale bürünmüştü.
Bu tavırlarına da yansımış deyim yerinde ise yürüyüşü bile değişmişti. Onun bu son hali başta kendi olmak üzere herkes tarafından sevilmiş ve kabul görmüştü.
Sare için fakultenin son iki yılı diğer yıllarına göre daha zorlu, yorucu ve sıkıcı geçmişti. Nur ve Orhan mezun olur olmaz Tus’u kazanmış , iki yıllık uzmanlık eğitimi için Nur İstanbul’un Avrupa yakasında uzak bir ilçeye, Orhan da Edirne ‘ye gitmişlerdi. Semih okul bittikten sonra Nur’un en büyük korkusunu gerçekleştirmiş memleketine dönüp babasının şirketinde bir yıl çalışmış, sonrasın da da kendi dalında uzmanlık almak için Almanya’ya gitmişti.
Her anını onlarla birlikte geçiren Sare onların yokluğunda boşluğa düşmüş, içine kapanık fakülte yurt arası gidip gelen bir insana dönmüştü.
u durumun tek olumlu yanı derslerine verdiği aşırı ağırlık nedeni ile çok başarılı olması olmuştu.
Bu iki yıllık süreçte ise en iyi arkadaşı ve sırdaşı Erhan olmuştu. Sare için Erhan bir anlamda erkek kardeş modeli idi. Yaşlarının denk olması, Erhan’ın neşeli sıcak kanlı yapısı aralarındaki bağı güçlendirmiş, hemen hemen her hafta sonlarını birlikte geçirir olmuşlardı.
Evci Çıkışlarını hala köşkte geçiren Sare ile kahvaltı sonrası çıkar gün boyu İstanbul’un gezilip görülecek yerlerini bıkmadan usanmadan dolaşır, akşamları yorgun argın dönerlerdi.
Onların arasındaki bu sıcak bağ Safiye Hanım’ın da çok hoşuna gidiyor, arkadaşlıklarından mutluluk duyuyordu. Geçen sürede Sare onun için evlattan farksız olmuştu.
Her birinin farklı yerlere dağıldı o son iki yıl da bitmiş, sonunda mezuniyet senesi gelmişti. Finallerin ardından yeniden muhteşem dörtlü bir araya geleceklerdi. Çok fazla görüşebilme imkanı bulamayan grup final sonrası için planlar yapmaya başlamışlardı.
Geçen yaz hepsini bir araya getiren ve mutlu eden bir de güzel bir olay yaşamışlardı. Semih yurtdışı dönüşü ailesi ile konuşmuş kendi mesleğini yapacağını, İstanbul ‘da kalacağını bildirmişti.
Nur ile evlenmek istediğini ve desteklerini beklediğini belirtmişti. Korktuklarının aksine aile Nur’u kolay kabul etmiş ve Manisa’ya kız istemeye gidilmişti. Gelinin kız kardeşi modunda Sare ortalıkta dolaşmış, üstüne düşen kız kardeşlik vazifelerini layıkıyla yerine getirmişti.
Uzmanlıklarını başarıyla tamamlayan Orhan Kadıköy de , Nur Üsküdar da göreve başlayacaklardı. Hastaneleri birbirine yakındı.
Semih de uzmanlığını bitirmiş, iş görüşmelerini yapmış ve yaz sonu İstanbul da iş başı yapmak üzere imzasını atmış ve memleketine gitmişti.
En büyük heyecanları ise Eylül gibi planladıkları düğün idi. İki genç yıllardır süren birlikteliklerini taçlandıracak olmanın haklı heyecanını yaşamaktaydı. Evlerini Nur ‘un görev yapacağı hastaneye yakın bir yerden bulmuş, aile kiraya gitmelerine müsaade etmeyerek düğün hediyesi olarak onlara evlerini almıştı.
Safiye Hanım tarafında ise bambaşka bir heyecan hakimdi.. O planlarını gençlere nişan yapmak üzere kuruyordu.
Semih ve Nur gibi onlarda bir yola girsinler istiyordu. Sare nin okulu bitecek uzmanlık sınavına girecekti. Kazanacağından emindi. Bu iki yıl daha ayrı kalacaklar demekti.
İstiyor du ki Sare uzmanlığa gitmeden bu ilişkinin adı belli olsun ve resmiyet kazansın.. Hazır düğün için herkes bir araya geldiğinde o da nişanı aradan çıkarmak istiyordu.
Uzmanlık sonu da düğünü yaparız kafasındaydı. Planlarını önce kafasında kuran Safiye Hanım bunları Ayhan Bey ile de paylaşmış ve olurunu almıştı.
Bütün bu planlar dahilinde o son yaz gelip çatmıştı. Onlar plan yapa dursun hayat onlara büyük bir sürprizle gelecekti..