22 Eylül 2023, 19:57
|
#1 |
🧿 | Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisi kurmanın ipuçları Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisi kurmanın ipuçları Çocuklar ile anneleri arasındaki ilişki çocukların kişiliğini doğrudan etkiliyor.
Annesi aşırı koruyucu davranan çocuklar kaygılı bireylere dönüşebiliyor.
Çocukların ne kadar çok şeyi, ne kadar erken yaşta tek başına yapmaya başlarsa
o kadar öz güvenli olduğunu söyleyen Uzm.Kl.Psk. Zümrüt Çetin, sağlıklı
anne-çocuk ilişkisinin ipuçlarını paylaştı. İşte detaylar... Annemizle olan ilişkimiz aslında hayatla olan ilişkimizin bir yansıması…
Anne, bir çocuk için her şey. Hal böyle olunca çocuğun anneyle kurduğu ilişki onun
ruhsal yapısını da etkiliyor. Bir çocuğun kişiliğini büyük çapta anne ve baba oluşturuyor.
Bir şeyler yaparken “Anneeeee sen de gel! Anneee yanımda dur” diyen çocuklarla zaman
zaman hepimiz karşılaşıyoruz. Bu çocuklar tek başlarına bir şeyler yapmıyor, korkuyorlar. Uzm.Kl. Psk. Zümrüt Çetin, “Çocuklarımız eğer tek başına bir şeyler yapmakta
zorlanıyor ve annelerini hep yanlarında istiyorlarsa bu anneler olarak bir yerde hata
yaptığımızı gösterir” dedi.
'İhmal etmekle ihtiyaçlarını gidermek arasında ince bir sınır var'
Sağlıklı annenin, çocuğunu adım adım kendinden uzaklaştıran anne olduğunu
söyleyen Uzm.Kl. Psk. Çetin, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Çünkü insan dediğiniz canlı
ne kadar çok şeyi, ne kadar erken yaşta tek başına yapmaya başlarsa o kadar
öz güvenli oluyor. Ancak bu çocuklarımızı yalnız bırakacağımız, onları
desteklemeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Girişimlerine biraz destek verip devamını kendisinin getirmesine izin vereceğiz.
Çünkü aksi takdirde çocuklar yeteneklerini geliştirme fırsatı bulamıyor. Anne ve baba
çocuğun her dilediğini yapınca zorluklarla nasıl mücadele edeceğini de öğrenemiyor.
Yani aslında çocuğu ihmal etmekle ihtiyaçlarını gidermek arasında ince bir sınır var." Kaygılı anneler aşırı koruyucu davranabiliyor
Peki, bu sınırı nasıl çizeceğiz? Hangi noktada çocuğu destekleyecek, hangi noktada tek
başına hareket edebilmesi için özgür bırakacağız. Bu soruların yanıtını
Uzm. Kl. Psk. Zümrüt Çetin verdi: "Kaygılı anneler, çocuklarına aşırı koruyucu şekilde davranır. Ancak bu durum
çocuğa zarar verir. “Sen yapma, sen etme, aman sana bir şey olmasın” cümleleri ile
büyüyen çocuklar ileride tek başına bir şey yapamaz hale gelir. Böyle büyüyen çocukların öz güveni düşük,
kaygılı bireyler olma ihtimalleri çok yüksektir.
Aşırı koruyuculuk, anne ya da babanın duygusal olarak kendini yalnız hissetmesiyle de
bağlantılı olabilir ama anne ya da baba bunun farkında olmayabilir. Farkında olmadan
yaşanan yalnız kalma korkusu anneleri bu şekilde davranmaya itiyor olabilir. Ancak anneler kasıtlı olarak bunu yapmaz, kendi kaygılarından dolayı bu şekilde davranır.
Mesela çocuk 5 yaşındadır ama hala annesi çocuğuna yemek yediriyordur. Yine 5 yaşındaki
bir çocuk annesiyle uyuyor olabilir. Bu tutumla büyüyen çocuklar ileride yani yetişkin
olduklarında tek başına karar alamazlar dolayısıyla bağımsızlıklarını kazanamazlar,
özgüvenleri ve akademik başarıları düşük olur." Ağlamak çocuğa iyi gelir Ağlamanın çocukların ruhsal dayanıklılıklarını artırmaları için aslında bir fırsat olduğuna
dikkat çeken Uzm. Kl. Psk. Çetin, “İstediği oyuncak alınmayan çocuk ya da okula uyum
sürecinde annesinden ayrılmamak için çığlık atarak ağlayan çocuklarımıza izin
verelim ağlasınlar. Ağlamak çocukta travma yaratmaz, aksine yetişkinlere iyi geldiği gibi
çocuklara da iyi gelir" diyerek sözlerini noktaladı. |
|
| |