Hoşçakalın. Bir köşeye çekilip çocuklar gibi
Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum
Nefretimi içimden atıp göğe savurmak
Nefretimle başbaşa kalmak istiyorrum.
Kinim gözyaşım olup,düşsün toprağın bağrına
yeşertir belki ölü ruhları ,uyandırır amaçsız umutları
Kim bilir,
Belki geri getirir ummadığım anda kıyıda köşede bekleyen
Mutluluğu.
Gecenin karanlık yüzüne tükürmek istiyorum
Kara bahtımın sinsi gülüşüne bir sille atmak
Bağırmak bu sefil kalışıma.
Çare olur mu bilemem.
Gücüm tükeniyor ben bitiyorum..
Bir kavga halindeyim
Unutmak istediklerimle.
İsimsiz bir mezar gibi unutulmak gibi
Unutmak..unutulmak.
Yokluk içinde varlığı anar gibi
Varlığın içinde selsefil olmak
Ne kadar acı.
Sevgi dağıtırken cömertçe bu yürek
Sevgiye muhtaç hale gelmiş farketmeden.
Ne kadar garip değil mi?
Şimdi bir elveda bile çok gelir bana
Ses etmeden çekip gitmek
Bir el sallamadan.
Bir hoşçakal bile demeden gitmek
Bir mum gibi sönmek
İs içinde kaybolup gitmek...
Ne kadar acı ve garip.
Hoşçakalın dostlarım.
İçimden geçen duyguların sessizliğinde yürüyen,
Rotası belli olmayan ,
Dümende bilinmezlik ,
Yolcusu ben olan gemiye bindim gidiyorum.
Fırtınlara inat...dalgalara meydan okuyarak.
Yol aldım gidiyorum.
Hoşçakalın... |