Sevgili
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
öncelikle güzel bir konuya değinmişsin, teşekkür ederim şahsım adına,
İnsan nefsiyle ölçülüyor yaradan katında, nefis kontrol altına alınamadığından ele geçiriyor insan ruhunu ve hatalar ardı ardına gelmeye başlıyor, işte olay tam da burada başlıyor;
Yasak olan her şey tatlı ve heyecanlı geliyor insanoğluna tıpkı Hz. Adem'in yasak olan Elmaya el uzatması gibi...
Bir başka örnek vereyim, kilolusun ve kilo vermek istiyosun ancak zor olan diyet yapmayı değil de kolay olan ameliyat olmayı (sağlık risklerini üstlenerek) tercih ediyosun. Kolay olan ve tatlı olan her şey bir cazip geliyor.
Ne yazık ki merhametli ve vicdanlı insan sayısı günümüzde çok az çünkü manevi değerlerden giderek uzaklaşan bir insan topluluğu ile artıyor dünya nüfusu, ayrıca ne yaparsak yapalım yaptığımız her işe her eyleme duygu katmalıyız. Duygu katmadığın hiç birşeyi karşı tarafa geçiremezsin.
Toplumumuzda kin güden, dedikodu yapan, nefretten beslenen, başkalarının hayatlarıyla ilgilenen insan sayısı da oldukça fazla, zerre doğru bulmadığım gibi çokta gereksiz görüyorum. Her zaman da söylerim en büyük ibadet kalbi temiz tutmak ve iyi insan olabilmek için çırpınmaktır.
Konu ne olursa olsun empati yeteneğini kullanabilmeli insan, kendini her daim karşıdaki insanın yerine koymalı ve o şekilde hareket etmeli. Merhamet bir eylem değil bir yaratılış biçimidir ve bunu dışa vurmak insanın kendi elindedir.
İnsan sıfatına girmek sadece bedenen olmaz, bedene hayat veren ruhun bu sıfata girebilmesi gerek. O girmediği müddetçe kişi ne yaparsa yapsın insan olduğunu zanneder sadece.