Konu: Kinayet
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Nisan 2023, 23:33   #254
Renommier
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Bir gün, hastayım diye okula gitmedim. Çakma raporu alıp okula giderken önümden hızlı adımlarla yaşlı bir amca okula girdi. Lisede raporlar müdüre verilirdi. Odasına doğru ilerledim. Tahmini beş metre kalmıştı kapıya ki Müdür, demin giren adamı bir yandan zorla dışarı çıkarıyor, diğer yandan da “Ne laftan anlamaz adamsın yahu, Levent hoca yok burada diyorum, illa polis mi çağırayım?” diyordu. Kapıdan çıkınca koşup araya girmeye çalıştım. Çünkü bu sayede müdürün gözüne girme durumum vardı. Çocukluk işte. Neyse, atladım adama, çektim kenara. Müdür, fırsattan istifade o sinirle tekme attı adama. Adam, depremde çöken binalar gibi yığıldı dizlerinin üstüne. Aynı anda müdür de, hiçbir şey demeden girdi içeri ve kapattı kapıyı. Donup kaldım. Adam ağlamaya başladı. İç çeke çeke hem de. Dayanamadım çöktüm yanına. “Kalk amca” dedim, “çıkalım dışarı, yoksa müdür, polis çağırır.” Adam, önce yıkımla baktı bana, “Doğru ya, onlar okumuş adam. Polis gelirse dinlemez beni. Sormaz bile, ,‘Neden?’ diye, Haklısın.” deyip doğrulmaya çalıştı. Girdim koluna, “Ben sorarım, anlatacak mısın?” dedim. Üstünü silkti. Şerefsiz müdür, nasıl vurmuşsa izi çıkmış üzerinde. Pantolonu hafiften yırtılmış bile.

Çıktık dışarı. “Ne oldu” dedim, cebinden Maltepe sigarası çıkarıp ağzına aldı. Yakmaya çalışırken, “Okul ne öğretir insana?” dedi yarım yamalak. Kendimden emin bir şekilde, “Vallah, bana matematiği, fiziği, kimyayı öğretemediği kesin. Geçemedim hiç...” dedim. Gülümser gibi oldu, “Zaten matematiği öğrendiği gün dürüstlüğünü yitirir insan” dedi ve sırayı vermeden, “Levent hocayı tanıyor musun?” diye sordu ardından. “Evet” dedim, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giriyor.” Sigaradan mı yoksa cevabımdan mı kaynaklı bilmiyorum ama öksürükler arasında, “Tam adamına vermişler ha...” dedi. Şaşkın şaşkın bakıp, “Niye ya, Levo iyidir” dedim. Hiç gevelemeden, “Bizim yeğen var 10/C'de, adı Nuriye. Ona geçen demiş ki, ‘Senin amcan çiftçi, malları (Büyük baş hayvan) var, eğer bana uygun bir kurbanlık mal satmazsa seni bu dersten geçirmem.’ Kız da geldi bu olayı bana ‘Sevdiğim bir hoca var, kurbanlık kesecek ama çok parası yok, uygun bir şey yapalım sevaptır’ diye çevirdi. Google çevirisi gibi. Ben de on binlik malı, dört bine verdim. Ama üçüncü yıl oldu hâlâ para vermedi. Artık telefonlarıma da bakmıyor. En son konuşmada da ‘Kızınızı geçirdim, yeter bu size’ dedi. Kızın üzerine gidince korkudan döküldü fakat benim derdim bu adamın bu okuldan gönderilmesi. Çünkü öğretmen, sahterkârsa, yetiştirdiği öğrenci ne olur?” dedi ve kafamda şarteller koptu resmen. “Haklısın amca” diyebildim dişlerimi sıkarken. Gerçekten haklıydı. Çünkü İlkokuldan itibaren “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi görürüz, ancak din ve ahlak kelimelerinden birisi olumsuzluk eki almadan yan yana gelemez insan karakterinde. Her neyse. “Sen burada kal iki dakika” deyip okula yöneldim geri.

Girdim içeri. Merdivenleri üçer beşer atladım. Müdürün kapısını bir kere tıklatıp açtım. Cebimden sahte hastalık raporunu çıkarıp masasına koydum. Bakmadı bile. “Tamam, geçmiş olsun” dedi, müdür. Kapıya kadar gidip, geri döndüm. Elimi masaya koydum, müdür, karmaşık bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Aman vermeden direkt, “Bugün, hasta rolü yapıp okuldan kaçan öğrencilere, yarın ülkeyi emanet edeceksiniz...” dedim. Müdür, hiçbir şekilde konuşmadan, inanır mısınız, cevap dahi vermeden kınama yerleştirdi sicilime.

Tekrar çıktım dışarı. Adam beni bekliyormuş. Yanına gittim. “Bir sigara versene hacı baba” dedim. İkiletmedi sağ olsun, çıkardı verdi. Bonus olarak yaktı da. Bir iç çekip öksürmeden çıkarmaya çalıştım dumanı, sırf ilk olduğu belli olmasın diye geneleve gidip çorap çıkarmayan ancak iki dakikada boşalanlar gibi. Rol yaptım. Bu haldeyken bile. Boğazımı temizler gibi yaparken öksürüğü absorbe ettim ve cümleye “Okul” diye girdim, “okul” dedim, “bana şu an, asla dürüst olmamayı öğretti amca.” Çıktık dışarı ve farklı yönlere ilerledik...

Dürüst olmanın bedeli ağırdır. Çünkü bunu kime sorarsanız sorun, suçlayacak birilerini bulurlar. Eğer bulamazsak ölürüz.
Tıpkı üstteki çiftçi amca gibi!

Yolda mendil satan çocukları hiç kimse fark etmez, ancak sanalda peygamber torunu gibiyizdir.
Tıpkı üstte bahsi geçen Levent gibi!

İnanmadığı davayı ölene kadar savunabilir avukatlar. Evet, sırf para kazanmak için. Eve gidince, vicdanı “Neden?” diye sorarsa, “Ben, işimi yaptım” diyebilir o yüzden gönül rahatlığıyla. O nedenle insan, en çok neye inanırsa, en çok ona ihanet eder.
Tıpkı üstteki okul müdürü gibi!

Bazen de ne yaparsak yapalım yoluna girmez hiçbir şey. Zaten hiç girmemiştir. Bunu düşünür bir sigara daha yakarız. Elimizden sadece küfür etmek gelir, onu da içimizden ederiz.
Tıpkı öfkeden ten rengi değişen çocuklar gibi?

Hadi inkâr edelim!

________________