09 Eylül 2021, 16:56 | #1 |
Karadır Bu Bahtım Kara Türküsünün Hikayesi
Karadır Bu Bahtım Kara Türküsünün Hikayesi 1960lı yıllardan itibaren ismi bağlama ile birlikte anılan sadece geniş halk kesimlerinde değil ciddi musiki çevrelerinde de taktir ve hayranlıkla dinlenen Neşet Ertaşı farklı bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Çünkü o da aslında tam bir yöre sanatçısı yani mahalli bir sanatçı olmasına rağmen yaygın şöhreti ve söylediği türkülerin popülaritesi ile ülke genelinde tanınan biri olarak diğerlerinden ayrılır. İşte Neşet Ertaş Orta Anadolu bozkırlarının tam göbeğinde ay dost deyince yeri göğü inleten gönül delisi bir babanın evladı olarak 1938de Kırtıllarda dünyaya gelir. Hiç çocuk sahibi olamadığı ilk karısı Haticeyi genç yaşında kaybeden Muharrem Ertaş ikinci evliliğini Kırtıllar köyünden Döne ile yapar ve bu evlilikten Necati Neşet Ayşe Nadiye ve muhterem adında beş çocuğu olur. Kırtıllar nüfusunun tamamı abdallardan ibaret olan bir aşiret köyüdür. Köyün çevrede abdallar adıyla anılması da bundan olsa gerek. Daha altı yedi yaşlarında iken kendisini yöre düğünlerinin aranılan sanatçı babası Muharrem Ertaşın sazı önünde oynarken bulan Neşet Ertaş hayatınıbir nevi hayat destanı diyebilceğimiz 1960lı yıllarda yazdığı uzun bir şiirinde şöyle anlatır. TÜRKÜ BABANIN HAYAT DESTANI ŞİİRİ Bin dokuzyüz otuzsekiz cihana Kırtıllar köyünde geldin dediler Babama Muharrem anama Döne Dediysen Atayı bildin dediler Dizinde sızıydı anamın derdi Tokacı saz yaptı elime verdi Yeni bitirmiştim üç ile dördü Baban gibi sazcı oldun dediler O zaman babamdan öğrendim sazı Engin gönül ile Hakka niyazı O yaşımda yaktı bir ahu gözü Mecnun gibi çölde kaldın dediler Zalım kader devranını dönderdi Tuttu bizi İbikliye gönderdi Babam saz çalarken bana zil verdi Oynadım meydanda köçek dediler Anam Döne İbiklide ölünce Tam beş tane öksüz yetim kalınca Beşimiz de Perişan olunca Babamgile burdan göçek dediler Yürüdü göçümüz Tefleğe doğru Bu hali görenin yanıyor bağrı Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı Bunlara bir ana bulun dediler Yozgatın Kırıksoku Köyüne vardık Bize ana yok mu diyerek sorduk Adı Arzu dediler bir ana bulduk İşte bu anadır buldun dediler En küçük kardaşı kayıp eyledik Onun için gizli gizli ağladık Üstelik babamı asker eyledik Yine öksüz yetim kaldın dediler Zalım kader tebdilimi şaşırttı Heybe verdi dalımıza devşirtti Yardım etti Yerköyüne göçürttü Biraz da burada kalın dediler Yerköyden Kırıkkaleye geldik Babam saz çalarken biz çümbüş aldık Kırşehire varınca kemanı çaldık Aferin arkadaş çaldın dediler Yarin aşkı ile arttı hep derdim Babamı bir yere dünür gönderdim Başlık çok istemişler haberin aldım İstemiyor yarin seni dediler Kırşehirde yedi sene kalınca Düğün düzgün hepsi bize gelince Burada herkese yer daralınca Ankaraya gider yolun dediler Ankarada (sünnetçi) Veysel Ustayı buldum Epeyce eğleştim evinde kaldım Yüz lirayı verip bir yatak aldım Etti isen böyle buldun dediler Bir ev kiraladım münasip yerde Kaldı kavim kardaş hep Kırşehirde Bu aşk hançerini vurdu derinde Çaresini bulamazsan ölün dediler Yarin aşkı ile döndüm şaşkına Arada içerdim yarin aşkına Canan acımaz mı garip dostuna Buna da içeriye alın dediler Bu hasretlik duygusu Türkü babanın sanatına olumlu etki yaparak memleketin taşına toprağına insanına hasret ve özlemle dolu pek çok türkünün doğmasına sebep oldu. Ana vatanımsın baba yurdumsun Ozanlar diyarı şirin Kırşehir Uzak kaldım gurbet elde derdimsin Hasretin bağrımda derin Kırşehir. Feleğin yazdığı kara yazıynan Çok yürüdüm bağrımdaki sızıynan Kara kaşlarıynan kara gözüynen Aşık etti beni birin Kırşehir Gerçekten de gönül kelimesinin Ertaşın şahsi lügatinde çok özel bir yeri var. O adeta tıpkı Yunus gibi Hacı Bektaş-i veli gibi kendisinigönüller yapmaya adamış biri... gönülün geçmediği türküsü yok dense yeri... Şu garip halimden bilen işveli nazlım Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen Bir başka türküsünde: Küstürdüm gönlümü güldüremedim Baharım güz oldu yazım kış oldu Gönüle yarini bulduramadım Baharım güz oldu yazım kış oldu
________________
"Gitme!" diyebilecek kadar güçlü olmalı insan. Çünkü, hiç kimse kaybettiklerini unutabilecek kadar GÜÇLÜ değil.. |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|