18 Mart 2020, 12:44 | #1 |
Güzel Günler Geri Gelmeyecek
Akşam ezanı okununca herkes evine girerdi. Akşam çalışılacak işler, gezilecek yerler yoktu. Evde huzur vardı. Yemek menüsü pek değişmezdi. Ekmek yemeğin paşası, bulgur pilavı vezirdi. İhtiyaçlarımız azdı, çünkü azgın değildik. Gaz lambasının ışığında yapılan sohbetler çok uzun olmazdı. Hem idare lazımdı hem de gece 12’ye kadar izleyeceğimiz dizilerimiz yoktu. Erken yatardık. Bu yüzden sabah namazı kaçmazdı. Zaten hayat namazla başlardı. Sabah namazına kalkanların riya ile de işi olmazdı. Riya fışkıran sosyal medya da yoktu. Her şeyimizi, herkesle değil ev halkıyla ya da dostlarla paylaşırdık. Onlar bilirdi kıymetini çünkü. Sevincinde sarılır, üzüntünde sırtını okşardı. Dokunmak “like” (beğeni) atmaya benzemezdi. Radyoda “fake news”ler (sahte haberler) yoktu doğrulayacağımız ya da işimize gelince “kesin doğrudur” diyeceğimiz”… Siyaset mi? Yapanların işiydi. Bu kadar “uzman” yoktu. Dolar artınca değiştirmekten korktuğumuz ithal mobilyalarımız yoktu. Bir çift halı, kamıştan 12 duvar yastığı ve bir karyola ile evlenirdik. Torunlarımız da o yastıklara yaslanırdı. Ayrı eve çıkmazdık evlenince. Evlenen her “oğlan” için bir oda eklenirdi eve. Öderken ömrümüzü tüketen tüketici kredilerine gerek yoktu. Tüketmek istemiyorduk ki… Kanaati sadece bilmez, sonuna “kâr” ekler, olurduk. Olgunduk. Sen olmazsan olgunlaştırırdı hayat. İyinin kötüden çok olduğu günlerdi. Güzel günlerdi. Geri gelmeyecek…
________________
|
|
|
20 Mart 2020, 18:31 | #2 |
Resime bakıp yazıyı okuyunca çok duygulandım, emeğine sağlık
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________
Edep; aklın Tercümanıdır. İnsan edebi kadar akıllı, Aklı kadar şerefli, Şerefi kadar Kıymetlidir. Massive.. ~ E & B ~ |
|
|
20 Mart 2020, 18:50 | #3 | |
Alıntı:
Ben tesekkur ederim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________
|
||
|
20 Mart 2020, 18:53 | #4 |
O İyi İnsanlar o Güzel Atlara Binip Gittiler
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Emeğine Yüreğine Sağlık..
|
|
|
20 Mart 2020, 18:56 | #5 | |
Alıntı:
Malesef oyle.. Cok tesekkurler @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________
|
||
|
20 Mart 2020, 19:05 | #6 |
Kanadı Kırık Bir Akşam
Gün bitti lambayı hazırla; Işık kalmadı girecek odamıza Çek perdeleri sevdiceğim; Kanadı kırık bir akşam Zonkluyor durmadan dışarda. Sen bugünden yarına Birazcık umut sakla Yarın farklıdır bugünden, Adı değişir hiç olmazsa, Kara bir suyu Geçiyoruz şimdilerde Basarak yosunlu taşlara. Sen bugünden yarına Birazcık umut sakla Gün bitti sevdiceğim; Geriye kalan posa. Bu serin güz akşamında Geç otur karşıma sessizce, Devam et ördüğün hırkaya. ~ Metin Altıok Emeğinize sağlık sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________
“Always will I bathe my days in the golden glow of enthusiasm.”
~ Og Mandino |
|
|
20 Mart 2020, 19:06 | #7 |
@KahKaha tatamlayici oldu
Cok tesekkurler
________________
|
|
|
20 Mart 2020, 19:56 | #8 |
Çocukluğuma ufak bir yolculuk yaşattınız,sevgili miss.
Güzel paylaşım için teşekkürler. Sevgiler
________________
Hiçbir süs edep kadar güzel değildir... |
|
|
20 Mart 2020, 20:40 | #9 |
Ben cok tsk ederim
________________
|
|
|
31 Mart 2020, 17:01 | #10 |
Gazete her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım... Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası... Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk..
________________
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|