IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi - 'Başörtülü psikolog olmaz' sözlerine psikiyatrist Nevzat Tarhan'dan cevap

- Yaşam ve Detay (https://www.ircrehberi.net/yasam-ve-detay/)

- - 'Başörtülü psikolog olmaz' sözlerine psikiyatrist Nevzat Tarhan'dan cevap (https://www.ircrehberi.net/yasam-ve-detay/121729-basortulu-psikolog-olmaz-sozlerine-psikiyatrist-nevzat-tarhandan-cevap.html)

'Başörtülü psikolog olmaz' sözlerine psikiyatrist Nevzat Tarhan'dan cevap

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

“Arafta Sorular” programına katılan psikiyatrist Nevzat Tarhan, Psikolog Üstün Dökmen’in “Başörtülü psikolog olmaz” söylemine “Bunun adı mesleki narsizmdir” diyerek cevap verdi.

Psikolog Prof. Dr. Üstün Dökmen, katıldığı bir programda “Başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması meslek etiğine aykırıdır." ifadeleri kamuoyunun gündemine oturdu.

Dökmen’e, psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan ise cevap geldi.

“Bunun adı mesleki narsizmdir”
Esra Elölü’nün sunduğu “Arafta Sorular” programına katılan Tarhan, Dökmen için “Bu arkadaşımız kendini aşamamış. Kendini sorgulayamıyor. Bence bunun adı mesleki narsizmdir. Bu kendisini danışanından üstün görmektir. Nasıl ırkçılık etnik narsizm ise bu da mesleki narsizmdir.” şeklinde konuştu.

“Bu kişiler empati yapamaz”

Elönü’nün “Kutuplaşıyoruz, ayrılıyoruz, bölünüyoruz diyenlerin çoğu oksitlenmiş bir kutupbaşı rolünü üstleniyorlar. Kendisinin farkında olmayan bir psikolog ne kadar sağlıklı psikolog olabilir?” sorusu üzerine ise Tarhan şunları söyledi:

“Bu kişiler empati yapamaz. Empati yapabilmesi için kendi ön yargılarını askıya almasını başarması gerekiyor. ‘Ben bu konuda ön yargılıyım, ben bu konuda hassasım, bu konuda objektif olamam’ diyebilmesi gerekiyor. Sinirlenebilir, kızabilir ona kıyafetinden dolayı. Böyle bir durumda ‘ben sana yardım edemem’ deyip, gerekçelerini anlatması gerekir.”

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

“Böyle düşünen insanlar Türkiye’de azınlık değil”

Esra Elönü’nün “Başörtülü bir hastanın taraflı bir teşhisinin konulmadığının garantisi var mı?” şeklindeki sorusuna da karşılık da Tarhan, şöyle konuştu:

“Bu düşünceye göre o kişinin başörtülü olması patolojik bir durumdur. O kişinin bir nevi etiketlenmesini kabul etmek demektir. Bu kişi başörtülü olmakla zaten birçok hakkı hak etmiyor tarzında kategorize ediliyor. Zenci-beyaz gibi, başörtülü-başörtüsüz gibi. Avrupa’da yüz yıl iç savaşlar oldu.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Daha sonra anladılar ki ‘ırkçılık’ zararlı bir şeymiş. İnsanları değiştirmeye çalışmak, tartışmaya, çatışmaya sebep oluyor diyerek çok kültürlülük tarzına yönelme oldu. Hatta İngiltere çoklu hukuk sistemini savunuyor şu an. Bir Hristiyan istediği gibi, bir Müslüman istediği gibi evlenebiliyor. Böyle düşünen insanlar Türkiye’de azınlık değil. Bu arkadaşımız açık açık söylemiş ama bunun gibi hava durumuna göre sinsi sinsi hareket edecek bir sürü kişi var.”

Alıntı

İnsan insanın cehennemidir sözü o kadar doğru ki.
Kendinden olmayanları hep bir dışlama durumu mevcut, sözde fikir özgürlüğünü, kıyafet özgürlüğünü savunanlar fırsatını bulunca ilk tırnağı batıran oluyor.
Baş örtüsü mesleki etiğe uymuyor diyen beyefendinin yaptığı davranış vicdani ve insani etiğe hiç uymuyor. Önce herkes kendi kapısının önünü süpürsun...

Nevzat Tarhan gibi birisi bu görüşü eleştiriyorsa Üstün Dökmen'in dediğini doğrularım ben aga. Üstün'ün ne dediği önemli değil.

Belli başlı düşünce kalıpları, sınırları olmamalı anlamında söyledi.
Bütün konuşmayı dinledim.
Ama örneği biraz çalkantılı oldu çünkü her başı açık insan da önyargısız değil.
Abartmaya gerek görmüyorum.

ikinci fotoğrafta telefonun ekranına kustum.

üstün hocamı sorumluluklarının bilincinde ve cesur bulmuşumdur hep. çoğu zaman zor ve sıkıntılı dönemlerde bile söylenmeyenleri söyleyebilmesini takdirle ve gıpta ile takip edip beğenmişliğim vardır. bir zamanlar psikolog ücretleri konusunda nevzat tarhan a nefis yanıtlar vermişti. çokca aydınlandığım ve başka bir bilinçle okuduğum kitaplarına, toplumu bilinçlendirmeye yönelik konuşmalarına, korkusuzca tavırları olan insanlara ülkece ihtiyacımız var. eğer üstün hoca bir sey diyorsa, durup üstünde epey düşünmek gerekir.

yakın zaman içinde çok yakınım vasıtasıyla bir olay yaşadık. beni tanıdığı için danışanım olmak istemedi. bende çok karışmak istemedim esasen. kendi kendine bir psikolog bulmuş gitmiş, derdini anlatmış. beklentisi yüksek tabi. ilk terapinin sonunda -tatlım, sen git bir güzel namazını kıl ve yüreğini ferah tut. bi daha da gelme senin hiçbişeyin yok demiş. malesef böyle meslektaşlarım da var.

konuya yeniden gelecek olursak. terapistin nötr olmasının gerektiğini ve bunun da mümkün olduğunu savunan ekoller elbet var. mümkün olmadığına inanıyorum bende. cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet, yaş, mezun olduğunuz okullar, ofisinizin yeri ve içindeki eşyalar, üstünüze başınıza giydiğiniz yahutta giymeyi tercih etmediğiniz her şey kişiyle ilgili bir bilgi içerir. şık bir takım elbise de, bir jean ya da tişört de başka bir şeyin sembolüdür. alyans da aynı şekilde yani her şey bir semboldür. sembollerden arınmış bir duruş sanıyorum mümkün değil. birbirimize zıt dünya görüşlerimiz olsa da insan insana bağ kurabileceğimize inananlardanım ya da onlardandım. bazı zamanlar bundan emin olamıyorum artık.

üstün hocanın söyleminin konuşmasının bütününü dinledim. yaşadığımız örnekte de görüldüğü üzere dar açıdan değil de geniş açıdan bakarsak eğer; diğer meslek gruplarında bu durumun aktif olduğunu, yıl olmuş 2022 bu tür konuların hala gündemde ve dillerde olmasını kötü niyetli buluyor ve hocamın bazı görüşlerine katılmayı zorunlu addediyor, içinde yasak geçen ve yasak olmalı fikirlerine katılmıyorum.