IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Yaşam ve Detay Yaşama dair gelişmeler burada. İlgi çekici olaylar, inanç, ilişkiler, ilginç olaylar yaşam ve detayda.

 
 
Seçenekler Stil
Alt 12 Mayıs 2022, 16:24   #1
Emektar
Murat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Fikirci Bey yazdı: ONURLU VE MİNNETTAR SURİYELİ

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Suriyeli sığınmacılar sorunu şu anda Türkiye’nin gündemde en önde gelen konu. Suriyeli sığınmacılar Türkiye’nin en büyük sorunu mu?

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Aslında değil, ama artık o hale getirildi.

Geldikleri ülke bazında sayıları, Türkiye’ye maliyeti, uluslararası mevzuat hepsi günlerdir tartışıldı ve tartışılıyor.

Ama bazıları enflasyondan, emlak sıkıntısına kadar her türlü sorunu sığınmacılara yüklemeye başladı bile. Gerçekten böyle mi? Değil tabii.

Ayrıldığı parti bile ana muhalefetten ödünç milletvekilleri ile kurulmuş, yüzde 1 oyu olmayan bir fırsatçı da bu popülizmi arkasına alarak yelkenlerini şişirip yol almaya çalışıyor.

Peki, bütün bu işgüzarlar samimi mi?

Zaten pandeminin yarattığı kıtlık ortamında koskoca devletler birbirine düşmüş durumda, içeride farklı bir şey olması mı bekleniyor? Tabii ki ilk göze batan “sonradan gelenler” olacak. Yıllardır solculukta rakip tanımayan Fransa’da bile neredeyse göçmen karşıtı ırkçılar seçimi kazanıyordu.

Peki, bizim bir sığınmacı sorunumuz yok mu?

Elbette ki var, zaten bütün fırsatçılar mevcut bir sorunun içine girer ve hem onun çözülmesini önlerler, hem de sorunu kangren haline getirirler.

Çözüm süreci de böyle bir komplolar dizisine kurban gitmemiş miydi? Gerçi orada taraflardan biri zaten çözümsüzlükten besleniyordu ve maksimalist planları vardı.

Şimdi oldukça büyük bir sığınmacı sorunumuz var. Türk insanı da ciddi şekilde rahatsız.

Biliyoruz ki daha 2011’de, ilk sığınmacılar gelmeye başladığında Suriye’nin içinde güvenli bölge oluşturup uluslararası camianın bu insanlara orada yardım etmesini teklif ettik. Ama kabul edilmedi. Çünkü savaşı başlatanların başka planları vardı. Orada bir güvenli bölge kuracaklardı ama Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi demografisi değiştirilmiş ve Kürtlere ayrılmış bir bölge.

Şimdi bir anlamda bu gerçekleştirildi. Bölgenin demografisi değiştirildi. Bölge halkının YPG-PKK’ya karşı gelen insanları ister Kürt olsunlar, ister Arap, Türkiye’ye sürüldüler. Toprakları ve petrol kaynakları da PYD’ye verildi. Şimdi bu insanların hem vatanları işgal altında hem de petrol gibi önemli gelir kaynaklarına ABD yanlısı güçler tarafından el konulmuş durumda, kendileri de burada la vatan, la mekân yaşam savaşı vermeye çalışıyorlar. Yani insanların milli servetlerini PYD üç beş kuruş karşılığı ABD’ye akıtıyor, insanlara da biz bakıyoruz.

Bu durum başta Suriyeliler olmak üzere hiç kimse için adil değil. Ama çözümü de bir o kadar karmaşık ve zor. Aslında pratikte o kadar zor değil ama asıl zorluk bölgede ABD’nin istemediği bir şeyi yapmak: Bölgeye barış ve can güvenliği getirmek. Bunun önündeki tek engel de daha başından bu amaçla müdahale ettiğini söyleyen ABD’nin bizzat kendisi.

Biz fiili durum yarattık, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları ile buradaki insanların önemli bir kısmının yerleşebileceği güvenli bir bölge oluşturduk. Orada bir ara 62 ülkeden oluşan koalisyon içinde sadece bize “işgalci” deniyor şimdi.

Bu operasyonların sürmesi ve buradaki insanların oraya aşama aşama gönderilmesi kuşkusuz zaman alan bir durum. Önemli olan bu konuda samimi olmak ve süratle elden geleni yapmak.

Hükümet yapıyor mu? Yaptığını düşünüyorum, bir kere her şeyden önce bu mesele yaklaşan seçimler için iktidara çok büyük bir eksi puan yazıyor. Tabii ki, muhalefet de bu sorunu tepe tepe kullanıyor. Kullanır da. Ancak bu sorunun enflasyon ve hayat pahalılığından daha tehlikeli bir yanı var: Bir anda her şey çok çirkinleşebilir ve bir toplumsal hezeyanda çok miktarda kan dökülebilir… İşte bu kan kokusunu almış çakallar da zaten sinsi sinsi çıkışlarını yapıp kitleyi hazırlıyorlar. Bir asırdır bizi Alev-Sünni, Laik-Anti laik, Türk-Kürt ikilemleri ile birbirimize düşürüp iç savaş başlatamayanlar bu yeni fitne fesat fırsatından pek memnunlar. Dolayısı ile bence Sayın Süleyman Soylu’nun bu çakalların ağzının payını en ağır biçimde vermesi oldukça mantıklı. Çünkü bu artık bir milli güvenlik sorunu…

Tabii ülkedeki mültecilerin durumu da birinci dereceden milli güvenlik sorunu. Bu nedenle en kısa zamanda göze görülür somut adımlar atmakta fayda var.

Suriye’deki yeni evlerine yerleşmeye giden umutlu, memnun ve müteşekkir Suriyeli konvoyları gerilimi bir anda düşürüp, iç savaş tellallarının çanına ot tıkayabilir.


"Alıntı"
 
Alt 12 Mayıs 2022, 16:53   #2
hepSi bir yaLan . . .
ZaLim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

hic bir suriye li olacaklar icin umutlu degil, yazara katilmadigimi acikca beyan etmek istiyorum. Suriye de karisiklik duzelmedikce orada atacagimiz hic bir adim kimseye umut vermez. Cunku oyle bir hukumetimiz varki sagolsunlar cikarlari icin dusmanla dost, dostla dusman oluyorlar. Yetmiyor 1 gun dusman 1 gunde dost oluyorlar.

________________

Fuego, sonrisas, realidad y dolor . . .
Bırak elinde ki kalemi diyorlar,
bırak şeytan doldurur.
Ve bugün imge dediğin her şey,
bir anda bizim gibi bir katil olur.
.


hepSi bir yaLan . . .
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:32.